Halid bin Selman: İran rejimi, DEAŞ ve El Kaide aynı paranın iki yüzüdür

  • 1/25/2020
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Suudi Arabistan Savunma Bakan Yardımcısı Halid bin Selman, ülkesi ile İran arasındaki anlaşmazlığın Şii-Sünni meselesi olmadığını, bunun bir vizyon çarpışması olduğunu söyledi. Selman “Biz Vizyon 2030a göre onlar ise 979 Vizyonu’na göre hareket ediyor. Yani tüm mesele bu. Bir vizyon çatışması” ifadelerini kullandı. Halid bin Selman, Vice haber ağıyla yaptığı ve “Al-Arabiya” kanalının dün yayınladığı röportajında, bölgenin ve dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehdidin İran rejimi, ona tâbi milisler ve DEAŞ, El Kaide gibi terör örgütleri olduğunu vurguladı. Aynı zamanda aralarındaki farklılıklar sebebiyle bunların aynı paranın iki yüzü olduğunu ancak hedef Suudi Arabistan olunca aralarında iş birliği yaptıklarını ifade etti.Halid bin Selmanın gündeminde Yemen de vardı. Buradaki krizi sona erdirmenin Birleşmiş Milletler’in 2216 sayılı kararına dayanan siyasi bir çözümden geçtiğini belirten Halid bin Selman şu ifadeleri kullandı: “Husiler, 7 farklı ateşkesi ihlal ederek barış operasyonlarını engelledi. Ancak top onların elinde. Ağır silah taşıyarak İran’ın başka bir kolu ve Yemen’deki Hizbullah mı olacaklarına yoksa Yemen’in siyasi bir partisi mi olacaklarına karar vermeliler. Biz onların İranın değil, Yemenin bir parçası olmalarını istiyoruz.”Suudi Arabistan’ın Yemen’de bir savaşın gerçekleşmesini istemediğini belirten Halid bin Selman, Yemen’in yeni bir Vietnam olmadığına işaret ettiği açıklamasını şöyle sürdürdü: “Vietnam, ABD’ye 7 bin mil uzaklıktayken Yemen ise bizim sınır komşumuz. Güney sınırında İranlı milisler olsaydı da Washington’a sıçrayacak şekilde ABDye 160 adet balistik füze fırlatsaydı acaba ABD’nin tepkisi ne olurdu?”Halid bin Selman başta Suudi Arabistan Savunma Bakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman olmak üzere ülkesinin İrandaki protestolara ilişkin duruşuna dair soruya şu yanıtı verdi: “Suudi Arabistan, ülkelerin içişlerine müdahale etmeme politikasını benimsiyor. Bir karar verilecekse bu bizim değil, İran halkının işidir. Ancak zaten İran halkının protestolar düzenlediğini, yani mutlu olmadığını görüyoruz. Çünkü İran rejimi, ekonomik reform yapmak yerine bölgede yürüttüğü ancak İran halkını, İran ekonomisini ya da güvenliğini ilgilendirmeyen faaliyetlere para harcıyor.”Halid bin Selmanın gündeminde Lübnan da vardı “Lübnanın daha müreffeh bir ülke olmasına yardım ediyoruz. Burada iş fırsatları oluşturmak istiyoruz. Ancak orada bir taraf var ki ülkedeki istikrarı baltalamak istiyor. Lübnan Başbakanı’na suikast düzenliyor, halkı ülkenin ulusal güvenliğiyle ilgisi olmayan bir çatışmaya sürüklüyor. Bu, Hizbullah ve İran tarafıdır.”Halid bin Selman, bölgenin ve uluslararası güvenliğin karşı karşıya olduğu en büyük tehdidin İran rejimi, ona tâbi milisler ve DEAŞ, El Kaide gibi terör örgütleri olduğunu vurguladı: “Onlar aynı paranın iki yüzü gibiler. İnançları bir olmasa da aynı ilkeye inanıyorlar. Devletin egemenliğine değil, sınır ötesi ideolojik bir devlet kurmaya inanıyorlar. Uluslararası hukuka da saygı göstermiyorlar. Bazen rekabete girmelerine ya da kavga etmelerine rağmen hedef biz olunca aralarında iş birliği yapıyorlar. Zirâ biz onların ortak düşmanıyız.” Halid bin Selman, ülkesinin Vizyon 2030u benimseyip ileriye odaklandığının, İran’ın ise 1979 Vizyonu’nu benimseyerek bölgeyi geriletmeye çalıştığının altını çizdi. “Bölgeye dair istediklerimizle İran’ın bu doğrultudaki istekleri oldukça farklı. Biz ortaklık kurmak, istikrar ve güvenliği sağlamak, bağımsız ülkeler olsun istiyoruz” ifadesini kullandı. Ortadoğu’da Suudi Arabistan’a bağlı milislerin bulunmadığını vurgulayan Halid bin Selman, İran’a tâbi milislerin ise bölgedeki eylemlerine dikkat çekti.  Halid bin Selman, “Irak, Yemen ve Lübnan halklarının İran devriminin ve Tahranın bir parçası olmak istediğini düşünmüyorum. Aksine, bağımsız devletler olmak, ilerlemek ve ekonomik reformlar yapmak istiyorlar” dedi.Trump’ın ABD Başkanı olarak ilk yurt dışı gezisi için neden Suudi Arabistanı seçtiği sorusunu da cevaplayan Halid bin Selman, Riyad ile Washington ilişkilerinin sağlamlığını vurguladığı açıklamasında şunları söyledi: “ABDnin eski Başkanı Franklin Delano Roosevelt’in döneminde başlayan bu ilişkiler 70 yıl öncesine dayanıyor. Ardından iktidara gelen Demokrat veya Cumhuriyetçi ABD başkanlarıyla bu ilişkiler daha da güçlendirildi. Yani bu ziyaret, güçlü tarihsel ilişkinin sadece bir uzantısı. Bu ilişki, ekonomi düzeyinde de oldukça ilerlemiş durumda. Trump’ın ziyareti aynı zamanda İslam dünyası için de önemliydi. Zirâ ABDnin Suudi Arabistan ve İslam dünyası ile güçlü bir ilişkisinin olması oldukça önemli. Trump, bu görüşmedeki konuşmasında DEAŞ ve terör örgütleri yüzünden ölenlerin çoğunun Müslüman olduğuna dikkat çekmişti. İslam dünyasının bunu bir ABD Başkanı’ndan duyması çok önemliydi.”

مشاركة :