Sürgündeki siyasi mülteciler Yeni Cezayir’e geri dönüyor

  • 3/8/2020
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Atıf Katadre Cezayir makamlarının ‘siyasi mültecilerin ülkelerine geri dönmesine izin veren’ yeni kararı çerçevesinde, ülke dışında yaklaşık 30 yıldır sürgünde olan iki Cezayirli muhalif, son on gün içerisinde ülkelerine geri döndü. Söz konusu Cezayirliler, ‘devlete karşı komplo kurmakla’ suçlanıyordu. Sürgünden dönüş 4 Mart Çarşamba günü Cezayirli muhalif Ahmed Şevşan, 25 yıllık sürgünü sonrasında İngiltere’nin başkenti Londra’dan bir uçakla Cezayir’e geri döndü. Cezayir ordusunda eski bir komutan olan Şevşan, 1992 yılında Cezayir istihbarat servisi üyeleri tarafından kaçırıldı ve ‘düşmanla işbirliğiyle komplo kurarak, rejimi devirmeyi planlamakla’ suçlandı. Ahmed Şevşan, daha sonra Mali’ye ve ardından sürgün yıllarının büyük çoğunluğunu geçirdiği İngiltere’ye kaçabildi. Eski bir komutan olan Ahmed Şevşan’ın geri dönüşüyle eş zamanlı olarak aktivist ve İslamcı araştırmacı yazar Reşid bin İsa da otuz yıllık sürgünü sonrasında Cezayir’e geri döndü. Reşid bin İsa, “Halk hareketinin patlak vermesinden ve Abdulmecid Tebbun’un cumhurbaşkanı olarak seçilmesinden sonra ülkedeki yeni koşullar, geri dönüş fırsatı sağladı” dedi. Cezayir Eğitim Bakanlığı Genel Sekreterliği yapmış olan ve İslami düşünce konferanslarının kurucularından olan Bin İsa, ‘eski yönetimdeki Frankofon akımı’, sürgününe neden olmakla suçladı. Reşid bin İsa, geri dönüşünün Cezayirli yetkililer tarafından onaylanıp onaylanmadığını ya da kendi serbest iradesiyle mi geri döndüğünü açıklamadı. Düşünür Reşid bin İsa’nın geri dönüşü, daha önce Londra’da Cezayir Büyükelçiliği’ndeki askeri ataşe ile temasta olduğunu açıklayan Ahmed Şevşan’ın geri dönüşüyle benzer değil. Şevşan, geçen Temmuz ayında Cezayir’e geri dönüş izni aldı, ancak Cezayir’in Londra Büyükelçiliği’ndeki bir güvenlik ataşesi tarafından bir çağrı aldıktan sonra dönüşünü erteleme kararı verdi. Şevşan, o dönemde yaptığı açıklamada, ‘Cezayir’e geri dönme vaktinin gelmediğini, ülkenin ve kamuoyunun çıkarlarının bu dönüşün ertelenmesini gerektirdiğini’ söylemişti. Kayid Salih’in kabri Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Ahmed Şevşan, Cezayir’e varışından 24 saat sonra, perşembe sabahı eski Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in kabrine ziyarette bulundu. Başkent Cezayir’deki el-Alya Kabristanlığı’nda açıklamada bulunan Şevşan, “Cezayir, yaşadığımız koşullardan çıkana kadar bu yürüyüşü tamamlamak için buradayım. Bu adam (Kayid Salih), içtenlikle yaşadı. Yaşamları boyunca samimi olanları selamlamalıyız, onlara yardımcı olmalıyız, ülkemize hizmet etmek ve ülkemizi korumak için onların yanında durmalıyız. Allah’a şükür ki, onun gibi adamlar sayesinde 25 yıllık sürgünüm sonrasında ülkeme geri döndüm” ifadelerini kullandı. Ahmed Şevşan, ‘2015 yılında Ahmed Kayid Salih liderliğinde ve askeri liderliğin tüm sadık subayları tarafından başlatılan ordu saflarındaki tasfiye operasyonuna’ da övgüde bulundu. Bu tarih, orduya ve ülkeye komplo suçlamasıyla 15 yıl hapis cezasına çarptırıldıktan sonra şu anda askeri hapishanede bulunan eski istihbarat başkanı General Muhammed Medin’in (Tevfik) de görevden alındığı tarih olarak biliniyor. General Tevfik’in yanı sıra eski istihbarat yetkililerinden General Tartag ve eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika’nın kardeşi Saad Buteflika da hapis cezasına çarptırıldı. Şevşan’ın, ‘yeni subaylar’ tarafından yönetilen askeri kuruluşun, ‘Fransız subayların’ kararlarını da bozduğunu ima ettiği açık. Ancak sürgünden dönen diğer Cezayirli ise, 1990’ların başlarında Silahlı İslami Grup’a (GIA) mensup olmakla suçlanıyor. Amazig (Berberi) hareket yandaşları, onu Gardaya vilayetindeki İbadi mezhebi mensuplarına karşı ayrımcılığı kışkırtmakla suçluyor. Derin değişiklikler ‘Demokratik Akım’ içerisindeki aktivistler tarafından eleştirilen bu geri dönüş, mevcut Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun döneminde derin değişiklikler yaşandığını ortaya koydu. Bu çerçevede yıllarca sürgünde olan diğer ‘siyasi mültecilerin’ de ülkelerine geri dönüşlerinin beklendiği ifade edildi. Reşid bin İsa ise ‘Berberi hareketi’ aktivistleri hakkında eleştirilerde bulunurken, ‘hurafeye dayanan Berberi mücadelesi ve sahte Amazig sorununa’ ilişkin açıklama yaptı. Bu çerçevede siyasi aktivist Nureddin Hababe, yurt dışındaki Cezayirli muhaliflerin, pozisyonlarına bakılmaksızın ülkelerine geri dönüşlerini savundu. Cezayir’e girmesi yasak olan Hababe, 19 yıldır Fransa’da sürgünde bulunuyor. Yirmi yıl önce eski Dışişleri Bakanı Ahmed Talib el-İbrahimi, Hababe’nin Cezayir’i gönüllü olarak terk etmesi çağrısında bulunmuştu. Nureddin Hababe, “Şevşan’ın geri dönüşünü istemeyenler, cahil bir sınıftır. Bu sınıf, Cezayir ve birliği için bir tehlike oluşturuyor, olası bir fitneyi alevlendirmek için de kibrit çöpü olarak kullanılıyor. Bu, Cezayirlilere işkence yapmaktan hoşlanan bir sınıftır. Bu sınıf, Cezayir’de Nizar’ı (1990’lı yılların başlarındaki Savunma Bakanı) ve Tevfik’i (eski istihbarat şefi) ve darbeyi destekledi. Cezayir’i birçok defa yakabilecek kadar ırkçı ve nefret tutkunu bir sınıftır” dedi. Adli takib Bazı veriler, son dönemde Cezayir’e geri dönenlere karşı herhangi bir adli takibin yapılmadığını gösteriyor. İdari kararlara tabi olduktan sonra geri dönüşlerine izin verilenlerin çoğunun da, haklarında adli takibin olmaması dolayısıyla normal yaşamlarını sürdürmesi bekleniyor.

مشاركة :