Koronavirüs salgını nedeniyle tüm dünyada getirilen kısıtlamalar üretimde aksamalara neden oluyor. Üreticilere destek olmak için devletler destek paketleri açıklarken, bu paketlerin büyüklüğü GSYH’ye göre ABD’de yüzde 11, Türkiye’de yüzde 1,9, Çin’de ise yüzde 1,2’ye denk geliyor. Dünya genelinde koronavirüs bulaşan insan sayısı 2 toplam ölü sayısı ise 137 bine ulaştı. Dünyanın en büyük 20 ekonomisini kapsayan G20 ülkeleri toplam vakaların yüzde 81’ini oluştururken, salgının yayılmasına yönelik bu ülkelerde alınan tedbirler üretimde büyük aksamaya neden oldu. Üretimdeki aksamalarla ülkeler bazındaki Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamları düşüşe geçerken büyüme beklentilerinde de gerileme görüldü. Salgının Nisan ayı sonunda küresel olarak ülkelerin yurtiçi hasılalarında 76 milyar dolarlık kayıba neden olacağını belirten Ekonomi Politikaları Uzmanı Dr. Aziz Hatipağaoğlu, salgının üretim üzerindeki etkilerinin artması durumunda küresel ekonomi için daha büyük kayıplara neden olabileceğini belirtti. Ülkeleri açıkladığı finansal destek paketlerini de değerlendiren Hatipağaoğlu, ülkeler arasında kıyaslama yapılırken açıklanan paketlerin salgının boyutuyla doğru orantıda olduğunu ve GSYH’nin göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi. “Ağustos sonunda zarar 346 milyar dolara çıkabilir” Salgın nedeniyle ortaya çıkan seyahat yasakları ve iç talepteki keskin düşüşün devam etmesiyle küresel üretim ekonomisinin ciddi anlamda etkileneceğini belirten Aziz Hatipağaoğlu, “Koronavirüsün ülkeler ve küresel bazda bir yıl içindeki toplam mal ve hizmet üretimine etkisine dair derinlemesine araştırma ve modellemeler üzerinde çalışılıyor. Salgının küresel GSYH’de oluşturduğu zararın bu ay sonunda 76 milyar dolara ulaşması beklenirken, salgın tedbirleri nedeniyle uygulanan kısıtlamaların devam etmesi durumunda mayıs sonunda 155 milyar dolar, ağustos sonunda ise 346 milyar dolarlık zarar söz konusu olacak. Salgının önüne en kısa sürede geçmek, bu zararı engellemek ve ülke ekonomilerinin başka sorunlara yol açmaması için hayati önem taşıyor” ifadelerini kullandı. “Destek paketlerinin büyüklüğü değil kapsamı önemli” Türkiye’nin açıkladığı destek paketi sonrasında yeterlilik noktasında birçok tartışmanın yaşandığını söyleyen Aziz Hatipağaoğlu, “Türkiye mali tedbirlerin ve kredi garanti fonunun iki katına çıkarılmasını da içeren toplamda 100 milyar TL’lik bir önlem paketi açıkladı. Bu paket Türkiye’nin GSYH’nin yüzde 1,9’una denk geliyor. Açıklanan paketin yeterliliğinin toplam tutar üzerinden karşılaştırılması gerçekçi değil. Örneğin, Çin 368 milyar dolarlık destek paketi açıklamış olsa da bu rakam Çin’in GSYH’nin yüzde 1,2’ne denk geliyor. Rusya’da ve İtalya’da açıklanan destek paketlerin GSYH’ye oranları ise yüzde 1,4. ABD ise GSYH’nin yüzde 11’ine denk gelen 2,3 trilyon dolarlık destek paketi açıkladı. Ancak ABD’nin açıkladığı paketin çok kapsamlı olduğunu unutmamak gerekir. Öyle ki bu destek paketi içinde 49,9 milyar dolarlık uluslararası yardımlar da yer alıyor” dedi. Açıklanan destek paketlerin salgının oluşturduğu zararla doğru orantılı olduğunu söyleyen Aziz Hatipağaoğlu sözlerini şöyle tamamladı: “Her ülke hazırladığı destek paketlerini koronavirüsten etkilenme düzeyine göre hazırlıyor. Paketlerin büyüklüğü hükümetlerin halka hediyesi olarak görülmemeli. Örneğin salgının çok iyi yönetildiği Güney Kore’de açıklanan ekonomik paket birçok ülkeden daha küçüktü ve GSYH’nin yüzde 0,8’ine denk geliyordu. Böyle dönemlerde güçlü devlet müdahalesi, işletmelerin ayakta ve sağlam kalabilmelerinin yanında bilhassa emeğiyle geçinen ve dar gelirli kesimler için büyük anlam taşıyor.” “Büyüme beklentileri yerini düşüş tahminlerine bıraktı” Salgın döneminde ekonomileri en çok etkileyen durumun belirsizlik olduğunu söyleyen Aziz Hatipağaoğlu, “Ekonomideki bu sert düşüşlerin temel nedeni salgının ne zaman biteceğinin, üretime ne zaman devam edileceğinin bilinmemesi. Bu nedenle yapılan tahminlerde, açıklanan rapor ve simülsyonlarda belirsizlik nedeniyle en kötü senaryolara da yer veriliyor. Örneğin IMF koronavirüs salgını nedeniyle küresel ekonomide yaşanan krizi Büyük Buhran’dan bu yana görülen en büyük kriz olarak tanımladı. Ocak ayında küresel GSYH’nın yüzde 3,3 büyüyeceği öngörülürken, salgın sonrasında küresel ekonomide yüzde 3 küçülme yaşanacağı açıklandı. Salgının etkilediği her ülkede üretim, istihdam, büyümeye yönelik beklentiler tamamıyla değişerek yaşanacak düşüşe dair tahminler yapılıyor.” dedi.
مشاركة :