Koronavirüs Arap dünyasında gıda krizine neden olabilir

  • 4/14/2020
  • 00:00
  • 5
  • 0
  • 0
news-picture

Kifaye OLeary Koronavirüs (Kovid-19) salgını, küresel düzeyde piyasaların ve gıda sektörünün kapatılmasına neden olurken, gıda güvensizliğini artırmakla da tehdit ediyor. Körfez’in gıda ihtiyacının yüzde 80’inin yurt dışından sağlandığı gerçeği ortasında özellikle Arap dünyası ve Körfez bölgesini neler bekliyor? Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (ESCWA), Arap dünyasında gıda ithalatına olan yoğun bağlılık dolayısıyla salgınla mücadele etmek için küresel tıbbi malzemelerin azalmasının da bölgede gıda güvensizliğine olumsuz şekilde yansıyacağını söyledi. Sınırların kapatılması, hareket kısıtlamaları, nakliye ve havacılık endüstrileri ve uluslararası mal taşımacılığındaki aksaklıklar, gıda üretiminin devamlılığını zorlaştırdı. Durum, az sayıda alternatif gıda kaynağına sahip ülkeleri büyük bir riskle karşı karşıya bırakıyor. Bu çerçevede Körfez hükümetleri de özellikle Arap dünyası ve Körfez bölgesine gıda tedarikinin karşı karşıya olduğu tehditler ışığında mevcut kriz döneminde gıda güvenliği meselesini yeniden ele almak zorunda kaldı. ESCWA’ya göre gıda kaybının ve israfın yüzde 50 oranında azaltılması, Arap dünyasında aile içi gelirin yaklaşık 20 milyar dolar artmasını sağlayacak. Gıda depolama yasası Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin Ticaret Bakanları ve müsteşarları tarafından 9 Nisan’da ikinci bir olağanüstü hazırlık toplantısı yapıldı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), koronavirüs salgınının gelişmesini takip etmek, konsey ülkelerinin ekonomisi ve ticareti üzerindeki etkilerini azaltma amaçlı ortak Körfez eylem mekanizmasını tamamlamak üzere mevcut konseyin oturumuna başkanlık ediyor.  Oturum, o dönemlerde stratejik gıda stoklarında işbirliği yönlerine odaklandı. Oturumda, BAE tarafından düzenlenmesi için yayınlanan federal yasa çerçevesinde Körfez düzeyinde bir gıda depolama yasasının oluşturulması ele alındı. Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri için birleşik bir entegre gıda güvenliği ağının kurulması hususunda Kuveyt tarafından yayınlanan bir belge de masaya yatırıldı. Oturuma başkanlık eden BAE Ekonomi Bakanlığı müsteşarı Muhammed Ahmed bin Abdulaziz eş-Şehhi, son dönemde yayınlanan gıda ürünleri stratejik stoğu hususundaki BAE Federal Yasası uyarınca gıda depolaması için bir Körfez yasası oluşturulmasının önemine dikkati çekti. Şehhi, yasanın, Körfez düzeyinde benzer yasalar hususunda önemli bir çekirdek görevi göreceğini ifade etti. Muhammed Ahmed bin Abdulaziz eş-Şehhi, Kuveyt’in önerdiği belgenin de İşbirliği Konseyi ülkeleri için birleşik bir entegre gıda güvenliği ağı kurulması hususunda dayanışma ve işbirliğini güçlendirmek açısından önemli olduğunu belirtti. Müsteşar ayrıca, bu tür etkili girişimlerin, bu hayati sektörlerde konsey ülkelerinin ortak hedeflerini desteklemeye katkı sunacağını söyledi. Arap yoksulluk ve yetersiz beslenme düzeyi artıyor Birleşmiş Milletler Batı Asya Ekonomik ve Sosyal Komisyonu’na (ESCWA) göre koronavirüs, Arap dünyasındaki 8,3 milyon kişinin yoksullaşmasına neden olacak. Salgın ayrıca, bölgede yetersiz beslenmeden mustarip olan insan sayısını da yaklaşık 2 milyon artıracak. Mevcut tahminler, bölgede yaklaşık 101,4 milyon insanın, resmi kriterlere göre yoksulluk içerisinde yaşadığını ve yaklaşık 52 milyon insanın yetersiz beslenmeden mustarip olduğunu gösteriyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), geçen ayın sonlarında yayınladığı bir raporda, “Süpermarket rafları halen dolu” derken, ancak uzun süren salgın krizinin, gıda tedarik zincirlerine baskı yapabileceğini belirtti. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ise geçen Mart ayında, havayollarının, binlerce uçak ve liman seferini durdurduğunu vurguladı. Koronavirüs ve gıda tedariki zorlukları Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Güvenliği Komitesi Başkanı Thanat Tinsen, geçen ay küresel gıda kaynaklarındaki istikrarsızlığın, gün geçtikçe en yoksul vatandaşları etkileyeceği konusunda uyarıda bulundu. Aktarılana göre gıda güvenliği ve tarım politikaları, ülkelerin normal faaliyetlerde bulunarak virüs salgınıyla ve gıda tedarik zincirlerinde sebep olduğu şoklarla mücadelesi yolunda bir anahtar konumunda. Yetkili, gıdaların güvenli bir şekilde pazara ulaşmasını sağlamak için dikkatli adımlar atılması, gıda işçilerine tarım ve hasatlarına devam etme izinleri verilmesi gerektiğine dikkati çekti. Körfez gıda güvenliğini güçlendirme Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre İsa el-Garir Yatırım Yönetimi Konseyi Genel Müdürü İsa el-Garir, koronavirüs krizinin, ‘gıda güvenliği meselesini yeniden gündeme getirme, Körfez yerel gıda üretimini artırma’ gerekliliği çerçevesinde Körfez ülkeleri açısından bir korku oluşturacağını vurguladı. İsa el-Garir ayrıca, Körfez’de buğday gibi yetişmesi zor temel gıda ürünlerinin olduğunu söyledi. Garir, “Pakistan’ın Sind, Belucistan ve Pencap eyaletlerinde pirinç hasadı başladı. Hasat mevsimi önümüzdeki Mayısa kadar devam edecek. Koronavirüs salgınının patlak vermesi çerçevesinde örneğin pirinç üreten ülkeler, daha çok iç tüketim sağlama eğiliminde olacak. Üretim genellikle ihracata yöneliktir. Ama kriz, bu temel gıda ürününü sağlamakta zorluğa yol açacak” ifadelerini kullandı. Yumuşak ve sürdürülebilir gıda sistemi Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Güvenliği Komitesi Başkanına göre dünya genelinde görülen koronavirüs salgını çerçevesinde mevcut durum, devletin gıda pazarı yönetimini güçlendirmesi ve bu tür bir krize uyum sağlama yolunda daha az enerji ve kaynağa sahip marjinal nüfusları koruması için bir fırsat oluşturabilir. Yumuşak ve sürdürülebilir bir gıda sistemi ortaya koyulması çağrısı yapan Thanat Tinsen, Dünya Gıda Güvenliği Komitesi’nin özellikle de tarım ve gıda sistemlerinde sorumlu yatırım ilkeleri hususunda olmak üzere konuya dair kullanılabilecek öneriler ortaya koyduğunu vurguladı. Arap tarımı üretiminde gerileme ‘2030 Arap Vizyonu; Arap Dünyasında Gıda Güvenliğini Artırma Beklentileri’ başlıklı BM raporuna göre Arap dünyasının karşı karşıya olduğu gıda güvenliği zorlukları arasında, yetersiz beslenme, yoksulluk ve düşük tarımsal verimlilik de yer alıyor. Gıda ithalatına bağımlılık ise 2030’dan sonra bile Arap dünyasının karşılaşacağı temel zorluklardan biri olmaya devam ediyor. Raporda, ‘tarımsal ürünlerde görülen büyüme yavaşlığının yanı sıra yüzde 1,1 olarak küresel ortalamaya kıyasla yüzde 2 olarak tahmin edilen bölgedeki yıllık nüfus artış hızı nedeniyle’ Arap dünyasındaki gıda talebinin, yerel tarımsal üretimi aştığı belirtildi. Rapora göre Sudan gibi bazı istisnalar dışında, ekili arazileri genişleterek veya verimi artırarak mahsul üretimini arttırmak da mümkün. Son 20 yılda uygun arazi yetersizliği ve su kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle ekili arazilerin genişlemesi için yalnızca küçük bir alanın mevcut olduğu da belirtildi. Raporda ayrıca, tahıl üretimi kazançlarındaki tahıl katkısının, küresel açıdan yüzde 95’e kıyasla bölgede yüzde 37 olduğu ifade edilirken, 2030 yılında Arap dünyasındaki gıda talebinin, yerli üretimi aşmaya devam edeceği uyarısı yapıldı.

مشاركة :