Dünyanın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi ile meşgul olması, Mısır ile Etiyopya arasında Nahda Barajı dolayısıyla yaşanan krizi daha da derinleştirdi. Washington tarafından sunulan anlaşmanın şubat ayı sonunda bozulması ve Addis Ababa’nın önümüzdeki temmuz ayında herhangi bir anlaşma olmadan baraj gölünü doldurmaya kararlı olduğunu açıklaması iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırdı. Ülkeler dünya ülkeleri karşısında konumlarını güçlendirmek için karşılıklı suçlamalarda bulundular. Her iki ülke kendi uzmanları aracılığıyla medya ve sosyal medyada karşı tarafın iddialarını çürütmeye çalıştılar. Koronavirüs krizinin patlak vermesinin ardından her iki ülkenin diplomatlarının gerçekleştirdiği yoğun görüşmelerin sona ermesi sonrasında Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinin yanı sıra bir dizi forumda Arapça ve İngilizce dillerinde baraj yapımını teşvik eden ve Mısır’ın endişesini yalanlayan yoğun bir paylaşım yapıldı. Etiyopya merkezli ajanslar bu yönde faaliyetlerde bulunmaları için uzman kişileri ve diplomatları kullandılar. Mısır da aynı şekilde Etiyopya’ya bu yolla yanıt verdi. Mısır, tarım ve içme suyunun yüzde 90ından fazlasını temin ettiği 55,5 milyar metreküplük su payının, baraj dolayısıyla zarar göreceğinden endişe duyuyor. Bu kapsamdaki talebinde uluslararası anlaşmalara dayandığını ifade eden Mısır, Nil Nehri’ndeki ‘tarihsel hakkını’ öne sürüyor. Diğer yandan Etiyopya ise 2011 yılından bu yana Sudan sınırı yakınlarında inşa ettiği barajın ekonomik kalkınması için hayati bir önemi olduğunu söylüyor. Etiyopya, Nilin ana kollarından biri olan Mavi Nili sahip olduğu doğal bir kaynak olarak görüyor. Bu bağlamda Etiyopya Dışişleri Bakanlığından diplomat Zerihun Abebe, Etiyopyanın doğal kaynaklarını başkalarına zarar vermeden kullanmasının doğal bir hak olduğuna ve vatandaşların yaşam standartlarını iyileştirme hakkına sahip olduğuna işaret ediyor. Son günlerde öne çıkan basın kampanyası kapsamında Etiyopya Yayın Kurumu’na konuşan Abebe, Nahda Barajı inşaatının tamamlamasının ardından Mavi Nilde hidroelektrik enerji üretmek için barajlar inşa etmeye yönelik bir planın varlığından bahsetti. Diğer taraftan Twitter ve Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde ‘#ulusal_projemizin_yapımını_tamamlayacağız’ etiketi altında Addis Ababanın konumunu haklı çıkarmak için bir kampanya başlatıldı. Etiyopyalı yazar Abdurrahman Yusuf, Mısır merkezi basın organlarını, barajların teknik meseleleriyle ilgili olmayan kalemleri kullanarak sistematik kampanyalar başlatmakla suçladı. Etiyopyalı yazar Nureddin Abda ise Nahda Barajı meselesinin siyasileştirilmesinin Mısır halkı için çok olumsuz sonuçları olacağı uyarında bulunduğu yazısında, Mısır hükümetini ‘soğuk savaş’ politikalarına yaslanmamaya çağırdı. Dünya Bankası ve ABD Hazine Bakanlığı’nın gözetiminde yapılan toplantıda, barajın doldurulması ve işletilmesi ile ilgili kurallara dair Mısır ile Sudan arasında nihai bir anlaşmaya varılması amaçlanıyordu. Fakat Etiyopya, ABDyi Mısır yanlısı bir tutum sergilemekle itham ederek şubat ayındaki bu toplantıya katılmadı. Mısır’ın eski Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Nasruddin Allam, Facebook hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımda, Etiyopyanın geri çekilmesinden sonra medyanın ‘yönetimin eylemlerini haklı çıkarmak için yalanlarla dolu bir kampanya’ başlattığına işaret etti. Allam, Mısırın taleplerini önceki sömürge anlaşmalarına (1929-1959) dayandırdığı iddiası da dahil olmak üzere ‘Etiyopya medyasının iddiaları’ olarak nitelendirdiği paylaşımlara şöyle cevap verdi: “1929 yılındaki anlaşma, Sudanın yanı sıra Uganda, Tanzanya ve Kenya ile yapıldı. Anlaşmada Mısırın onayı dışında hiçbir su projesinin yapılmayacağı öngörülüyor. Etiyopyanın bu ülkelerden hiçbiriyle su bağlantısı bulunmuyor ve anlaşmada hiçbir şekilde buna değinilmiyor. 1959 tarihli anlaşma ise Asvan Barajı’nın su getirisinin paylaşılması ve nehir suyunun israfının önlenmesi için Mısır ile Sudan arasında yapıldı. Ayrıca anlaşmada bütün havza ülkelerinin su güvenliğinin sağlanmasını destekleyen bir madde de bulunuyor. Bununla birlikte Etiyopyanın 1902 yılında yapılan anlaşmayı sürekli bir şekilde göz ardı etmesi ise tuhaf. Etiyopya parlamentosu bu anlaşmayı onaylamış ve Kral II. Menelik Sudan ve Mısırın onayı olmaksızın Mavi Nil veya Sobat Nehri üzerinde herhangi bir inşa çalışmasında bulunulmayacağını taahhüt etmiştir. Mısırın Washington görüşmelerinde anlaşmalardan herhangi birinin etkinleştirilmesini talep etmediği biliniyor. Bilakis Mısır bu husustaki talebinde uluslararası anlaşmalara dayanıyor, Fakat Etiyopya bu anlaşmalara uymuyor.” Öte yandan bazı kesimler, Addis Ababanın önümüzdeki temmuz ayında herhangi bir anlaşma olmadan baraj dolumuna başlama konusundaki ciddiyetine dair şüphelerini dile getiriyor ve bunun sadece Mısır’ı kışkırtma amacı taşıdığını söylüyorlar. Sudan hükümeti sözcüsü ve Kültür ve Enformasyon Bakanı Faysal Muhammed Salih ise Sudan 24 TV kanalına verdiği röportajda, Etiyopyanın Kahire ve Hartum ile bir anlaşma yapmaksızın barajı doldurma hakkı olmadığını söyledi.
مشاركة :