Yeni Zelanda’da katliamdan kurtulanlar, cami saldırganıyla yüzleşti

  • 8/25/2020
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Yeni Zelandada geçen yıl iki farklı camide düzenlenen kanlı saldırının tanıkları, öfke, dua, gözyaşı gibi farklı tepkiler ile katliamın faili Brenton Tarrant ile yüzleşti. Beyaz ırkçısı Faşist ideolojiye inanan ve 15 Mart 2019’da düzenlediği saldırıda 51 kişiyi öldüren radikal sağcı Tarrant aleyhindeki karara ilişkin duruşma, Christchurch’taki mahkemede, ülkedeki Müslüman topluluktan üyelerin şahitlikleriyle başladı. Tanıklar, camideki katliamda yaşadıkları dehşete rağmen, duygusuz bir şekilde suçlu koltuğunda oturan Tarrant ile yüzleştikleri sırada sebatkar bir duruş sergiledi. Oğlu Atta Elayyanı saldırıda kaybeden Meysun Selame, Tarrantın karşısında “Gerçekleştirdiğin saldırı her türlü anlaşılabilirlik sınırını aştı. Seni affedemeyeceğim. Zirâ sana göre tek suçu Müslüman olmak olan 51 masum insanın hayatını elinden alma yetkisini kendinde buldun” ifadelerini kullandı. 29 yaşındaki saldırganın kendisine biçtiği Yeni Zelanda’daki küçük Müslüman topluluğunu çökertme görevini yerine getirmeyi başaramadığını söyleyen Selame, “Bizi yok edebileceğini düşündün, ama sefil bir şekilde başarısız oldun. Sevdiklerimizi şehit sayan bizler ise İslama daha çok sarılmaya karar verdik” vurgusunda bulundu. Saldırıdan sağ kurtulan Halid en-Nubani ise aynı şekilde “Sayende birbirimize daha çok kenetlendik” dedi. Saldırılardan birinin gerçekleştiği en-Nur Cami imamı Cemal Fuda, “beyni yıkanmış ve gözleri nefret saçan bir terörist” olarak gördüğü Tarrant’a “Senden nefret etmek için hiçbir sebep yok” dedi. Oğlu Hüseyin el-Umari saldırganla mücadele etmeye çalıştığı sırada hayatını kaybeden Cenna İzzet ise “Bay Tarrant, sizi affetmeye karar verdim. Zirâ içimiz affetmeye el veriyorsa affetmeliyiz” dedi. Türk asıllı Temel Ataçocuğu, toplumunun saldırı sonrasında Müslümanlara gösterdiği destekten umutlu olduğunu dile getirdi. Nur Camisi’nde saldırgan tarafından 9 kez vurulan ve ölmüş gibi yaparak kurtulan Ataçocuğu, “Yeni Zelandaya barışçıl bir ülke olduğu için ailemle birlikte gelmiştim. 15 Mart olaylarına rağmen öyle de kalacağını düşünüyorum” dedi. Saldırıda anne babası ve kız kardeşi öldürülen Meryem Gül, Tarrantın “kendisini İslamın bir barış dini olduğu idrakine varacak şekilde eğitmesi gerektiğini” söyledi. Mahkeme, Tarrantın çocukları ve yardım isteyen yaralıları dahi soğuk kanlılıkla öldürdüğü, etrafın savaş alanına döndüğüne dair sözlü kanıtları dinledi. Hayatta kalanlardan bazıları, kalıcı sakatlıktan ve saldırının en az bir yıl sonrasında bile kendisini gösteren psikolojik sıkıntılardan mustarip olduklarını bildirdi. Somalili mülteci Abide Aziz Ali de “Yaşananlar ve ölenler gözümün önüne geliyor. Ateş sesleri devamlı kulaklarımda. Korkuyorum. Her gece durmadan sayıklıyorum. Sesler duyduğumu zannediyorum ve ateş atanı bulmak için aranıyorum. O gün yaşadıklarımı bir kez olsun unutmadım” ifadelerini kullandı. Başsavcı, saldırılar davasına ilişkin verilecek karar duruşması başındaki ifadelerinde, 51 kişiyi öldüren sanığın, maksimum sayıda kurban vermek için planını uzunca ve titizlikle hazırladığını söyledi. Başsavcı Barnaby Hawes’ın ifade ettiğine göre, sanık Tarrant polise verdiği ifadede Müslüman halkı korkutmak istediğini, daha fazla can alamadığı için üzüldüğünü, ibadet edenleri vurduktan sonra camileri yakma niyetinde olduğunu söyledi. Hawes, “Tarrant, ‘işgalciler’ şeklinde tanımladığı Müslüman nüfus ve genel olarak Avrupalı olmayan göçmenlerin kalplerine korku salmak istiyordu” dedi. Yüksek Mahkeme Yargıcı’nın dava hakkındaki kararı bu hafta içerisinde açıklanacak. Cinayet suçu, zorunlu müebbet hapis cezasını gerektiriyor. Yargıç, Yeni Zelanda tarihindeki en ağır ceza olan şartlı tahliye olmadan ömür boyu hapis cezası verebilir. 51 cinayet, 40 cinayete teşebbüs ve 1 terör eylemi gerçekleştirmekten suçlu bulunan Avustralyalı Brenton Tarrant, eylemlerini Facebook hesabından da canlı yayınlamıştı. Şuanda Yeni Zelandada koronavirüsle mücadelede getirilen kısıtlamalar nedeniyle, 8 farklı dilde çevrilen oturumun canlı yayını 15 farklı ülkede yaklaşık 300 kişi tarafından uzaktan izlendi. Yargıç Cameron Mander, Müslüman örgütleri ve toplum kuruluşlarından gelen arzların yanı sıra en az 200 mağdur etki raporu aldığını bildirerek bunların hepsini okuduğunu belirtti.

مشاركة :