3 Ağustos’ta ABD Başkanı Joe Biden, dünyayı korkutucu bir uçurumun kenarına koydu. Washington’daki İstihbarat Topluluğu önünde yaklaşık yarım saat süren konuşmasında, ABD’ye yönelik son zamanlarda çarpıcı bir şekilde artan ve gerçek bir küresel savaşa dönüşmesi oldukça muhtemel olan siber saldırılara ilişkin ürkütücü bir uyarıda bulundu. Okuyucuların şu soruyu sorması gerekiyor: “Biden’ın son uyarılarının, gelecek Kasım ayında yapılacak ABD Kongresi ara seçimleriyle bir ilgisi var mı?” Doğrudan bir yanıt vermeden önce belki de ABD içlerine bu sızma sorunu üzerinde durmalıyız. Genel olarak ABD’lilere ve özel olarak Demokrat Parti’ye karşı ilk ve en şiddetli tezahürü, 2016 ABD başkanlık seçimlerinde yaşananlardı. Öyle ki delil olmamasına rağmen Rusların, Hillary Clinton’ın seçim kampanyası e-postalarına sızarak onu başarısızlığa uğrattığı ve rakibi Donald Trump’a şans sağladığı yönündeki suçlamalar devam ediyor. İkinci büyük sızma, Biden’ın başkan seçildiği 2020’nin sonlarında gerçekleşti. Biden, özellikle de ‘siber korsanların, hazine, devlet ve ticaret bakanlıklarına ve muhtemelen güvenlik sitelerine girmiş olabileceğine’ ilişkin radikal şüpheler çerçevesinde, o dönemde bu operasyonun arkasındakileri cezalandıracağına söz verdi. Peki siber güvenlik terimi, neden bugün olayların yüzeyinde yüzüyor? Yolları ve rotaları, yeni bir dünya savaşının yolunu mu açıyor? Elektronik iletişim ağları, savunma mekanizmalarından saldırı platformlarına, borsadan uçuş alanına kadar insan faaliyetlerinin çoğunu organize eden, koordine eden ve hatta izleyen ve kontrol eden ağlar haline geldiği için, kısaca faydalı. Burası üzerinden aktarılan bilgi fikri, daha faydalı ve daha yüksek bir insan yaşamı için bir alan haline gelirken, manipüle edilmesi halinde de insan güvenliği ve barışı için bir tehdit oluşturur oldu. Bu durum, savaşlarda kara, deniz, hava ve uzaydan sonra beşinci alan olması nedeniyle askeri stratejistler arasında bu konuda bir kanaatin ortaya çıkmasına yol açtı. Geçen hafta ABD Başkanı, tuhaf ve şaşırtıcı bir şekilde yüzleşme tavanını yükseltti. Akaryakıt tedarik şirketinin ABD içlerinde maruz kaldığı hacker olayını dünya takip etti. Söz konusu olay, güç kaynağının yaklaşık on altı eyalette durmasına neden oldu. Hayatın motorlara dayalı olduğu yağmurlu ABD’de bunun, ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Korsanların elleri büyük gıda şirketlerine ve özellikle ete de ulaştı. Bu durum, milyonlarca ABD’li genel tüketici arasında büyük bir kafa karışıklığına yol açtı. Aynı şekilde iki ay önce yabancı bilgisayar korsanları başkent Washington’daki tüm polis dosyalarını ele geçirdi. Öyle görünüyor ki siber abluka, fidye ödenene kadar kaldırılmadı. En tehlikeli olan şey ise bu çetelerin artık başkentteki polis koşullarını ve sonrasında yaşananları en ince ayrıntısına kadar bilme yeteneğidir. ABD şüpheleri, büyük bir paniğe yol açan SolarWinds adlı şirket etrafında dönüyor. Eski İç Güvenlik Bakanı Chad Wolf’un e-posta hesaplarına ve faaliyetleri yabancı ülkelerden gelen bilgisayar korsanlığı tehditleriyle uğraşma görevini de içeren siber güvenlik personelinin üyelerine erişim sağlandı. Araştırıp inceleyerek, Biden açısından, sızma eylemlerinin gerçek bir savaşa dönüşme, dijital dünyadan çağdaş yaşam gerçekliğine geçiş olasılığı hakkında bir yaklaşımı olduğunu görüyoruz. Öyle ki yönetiminin, geçen Nisan ayında Rus diplomatları sınır dışı etmesi boşuna değildi. 2020 başkanlık seçimlerine müdahale etmeye çalıştıklarına dair şüpheler var. Ve şu an Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında şiddetli bir savaşın verildiği Kongre için yeni bir ara dönem savaşı planlanıyor. Bunların yanı sıra 27 ABD eyaletinde savcıların ofislerine izinsiz girişler yaşandığına dair bilgiler su yüzüne çıktı. O halde ABD istihbaratının Rus topraklarına yönelik yaptıklarına dair Rusya’dan özel bir tepki geldi mi? Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov, bugünlerde ABD istihbaratının Rusya’da aktif olduğunu ve aynı zamanda yaklaşan Rus yasama seçimlerini etkilemeye çalıştığını söyledi. Bu durum, Rusya Devlet Duması Dış Müdahaleleri Soruşturma Komitesi Başkanı Vasiliy Piskarev tarafından da doğrulandı. Peki bu, yakın zamanda feci bir küresel çatışmaya dönüşecek bir siber istihbarat oyunu mu? Fransa Coğrafya Enstitüsü’nden Prof. Dr. Frederic Dosier’e göre ABD, Yunan mitolojisine göre siber bir ‘Pandora’nın kutusu’ açtı ve bugün hiç kimse onun kötülükleriyle yüzleşemiyor. Sonuç olarak, siber çatışmalar ve bunların gelecekteki sonuçları nedeniyle dünya gerçek bir tehlike altında.
مشاركة :