İran’ın önde gelen siyasi aktivistlerinden Ali Mutahhari uyardı:

  • 8/19/2021
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Rusyanın İran rejimine nüfuz ettiği uyarısında bulunan İranlı meşhur siyasi aktivist Ali Mutahhari, kendi deyimiyle ‘Tahran’ın Moskova ve Pekin’in kollarına atılmasını’ eleştirdi. Aynı zamanda Rus ve İngiliz büyükelçilerinin İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Tahran Konferansı’nı hatırlatan fotoğraflarına tepki gösterilmesinin ardından İranlı yetkililerin söz konusu büyükelçilerle ilişkilerindeki ikiyüzlülüğe atıfta bulundu. Rus Büyükelçisi’nin “İran halkına ve dünyaya bugün İranın Rusya’nın kontrolü altında olduğu mesajını vermek istediğini” söyleyen Mutahhari, reformist Ensaf News sitesine verdiği röportajda “Kanıtlar, bir derecede Rusya ve Çinin kollarına atıldığımızı gösteriyor” dedi. Rusya Büyükelçiliği geçtiğimiz hafta Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, Rusya’nın eski İran Büyükelçisi Levan Dzhagaryan ve İngiliz mevkidaşı Simon Shercliff’in 1943’te Tahran Konferansının yapıldığı mekanda sandalyede otururken çekildikleri fotoğrafı yayınlamıştı. Nitekim bu fotoğraf, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki müttefik liderler İngiltere Başbakanı Winston Churchill, Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Joseph Stalin ve ABD Başkanı Franklin Roosevelt’in aynı yerde bir araya geldikleri fotoğrafı hatırlattı. Fotoğraf, İranlı yetkililerin açıklamaları ve resmi yayın organlarının yanı sıra sosyal medyada rejimin destekçilerinden geniş tepkilere yol açtı. Tepkiler, Rusya ve Batı konusundaki tutumlarına göre farklılık gösterdi. Muhafazakar medya, Rusya Büyükelçisi karşısındaki tonun yumuşatılması yönünde baskı yaparken reformist aktivistler ise bürokratın ülkeden kovulmasını istediler. İran televizyonu, Rus Büyükelçisi’nin hesabının İngiliz mevkidaşından farklı olduğunu vurguladı. İran Dışişleri Bakanlığına çağrılan Rus ve İngiliz büyükelçiler, fotoğrafa dair ‘üzüntülerini’ dile getirerek İran karşıtlığı yapmadıklarını vurguladılar.  Benzer bir fotoğrafın 2017’de Instagramda yayınlandığı göz önüne alındığında şu anki tepkilerin artması ise gözlemcileri şaşırttı. Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in İran Parlamentosu’nun Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin dışişleri bakanı adayını açıkladığı gün konuyla ilgili attığı tweet ile tepkilerin arttığı kaydedildi. Bu konudaki farklı tepkilere şaşırdığını dile getiren Mutahhari ise şunları söyledi: “Garip olan sözde devrimcilerden bazılarının ve devlet televizyonunun, asıl rol Rusya Büyükelçisi’ninken İngiliz Büyükelçisi’ne saldırmasıydı. Bu, Rusyanın rejimimize nüfuz ettiğini ve burada destekçilerinin olduğunu gösteren bir kanıttır.” Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Anayasa Koruma Konseyi tarafından diskalifiye yarış dışı bırakılan Mutahhari, aynı zamanda eski Meclis Başkanı Ali Laricani’nin de kayınbiraderi. Ülkedeki ana akımın görüşüne ve Ruslara ilişkin içteki endişelere işaret eden Mutahhari, “Bu haklı bir endişe. Zira Sovyetler Birliği ve Ruslar, devrimin başından bu yana bize zarar verdi” ifadelerini kullandı. Sovyet Büyükelçiliği ve komünist Tudeh Partisinin ABD Büyükelçiliği’nin ele geçirilmesinde rol oynadığına inandığını vurguladı. Rusyayı babasının suikastına dahil olmak ve İran-Irak Savaşı’nda Saddam Hüseyini desteklemekle suçlayan Mutahhari sözlerine şöyle devam etti: “Rusyanın nükleer anlaşma meselelerinde İran ile Batı arasındaki anlaşma konusunda daima endişe duyduğunu, ABD karşısında İranı nasıl kullandığını gördük. Suriyede İrana sadık güçler karşısında İsrail pençesini açık bırakarak Netanyahu ile anlaştıklarını da gördük.” Söz konusu güçlerin saflarında ağır kayıplar yaşandığına dikkat çeken Mutahhari, Rusyayı İrana koronavirüs aşısı sağlama vaadinden vazgeçmekle de suçladı. Nükleer anlaşmanın ve Hasan Ruhani dönemindeki dış politika yönelimlerinin önde gelen destekçilerinden olduğu bilinen Mutahhari’nin açıklamaları, İran-Rusya yakınlaşmasına ilişkin iç bölünmeyi yansıtır nitelikte. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarifin nisan ayında sızdırılan ses kaydında, özellikle 2015’te nükleer anlaşmaya varılmasının ardından Tahran ile Moskova arasında derin bir güven krizinin olduğu ortaya çıkmıştı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putini nükleer anlaşma ve İran ile Batı arasındaki yakınlaşma konusunda durumu tersine çevirmek için eski Kudüs Gücü komutanı Kasım Süleymaniyi Suriyeye askeri müdahale için bir plan hazırlamaya davet etmekle suçlayan Bakan Zarif, ayrıca Rus mevkidaşı Sergey Lavrov’un anlaşmaya varılmasını engellemek istediğine atıfta bulundu. İngiltere ve Rusya’dan hangisine güvenilebileceği konusunda “Daha şeffaf ve doğrucu olan Batılılar, istediklerini ifade ederler ve daha az ikiyüzlüdürler. Ancak Rusya öyle değildir; karmaşık davranışlar sergiler” ifadelerini kullanan Mutahhari, İranlı muhafazakarların Rusya ve Çin’e karşı anlayışlı davranmasını, körü körüne ABD ve Batı düşmanlığı ile gerekçelendirdi. Mutahhari konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Bazıları ABD ve Batı’dan o kadar uzaklaştılar ki çatıdan Rusya ve Çin’in kollarına düştüler. İki ülkenin boğucu güvenlik sistemlerinin güvenlik kurumlarımıza örnek olması da bir hatadır. Zira bunlar komünist ülkelerdir ve ifade özgürlüğüne pek saygı göstermezler.” Doğu ile Batı arasında dengeli bir politika ve rekabeti teşvik etme çağrısında bulunan Mutahhari, ABD ile diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve Batı ile ilişkilerin soğumasının bir yandan İsrailin, diğer yandan da Çin’in ve Rusyanın çıkarlarına hizmet ettiği uyarısında bulundu. Devrim Muhafızlarına bağlı diplomat Emir Abdullahiyan’ın Dışişleri Bakanlığına aday gösterilmesi ise Batı ile ilişkilerin daha da kötüleşeceği endişelerine neden oldu. Zira Abdullahiyan, Hamaneyin Çin ve Rusya ile ilişkileri destekleme tavrı doğrultusunda hız kazanan Doğu’ya yönelme politikasının kuramcılarından sayılıyor.

مشاركة :