İran, dün (Cumartesi) İran asıllı Amerikalı bir gazeteciyi kaçırma planı olduğu iddiasıyla ABDnin 4 İranlıya uyguladığı yeni yaptırımları kınadı ve bu adımın Washingtonın yaptırımlara "bağımlılığını" yansıttığını ileri sürdü. ABD Hazine Bakanlığı, Cuma günü, “başarısız plandan” sorumlu istihbarat ajanları oldukları gerekçesiyle 4 İranlıya yaptırım uyguladı. İran Dışişleri Bakanlığı tarafından Twitter’dan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Amerikada ambargonun destekçileri ve lehtarları, İran halkının azami direnişi karşılığında ceplerinin boş olduğunu gördüler ve ambargo politikasını harekete geçirmek için bu kez Hollywood senaryolarını kullanma yolunu tuttular. Washington, yaptırımlara olan bağımlılığını bırakmaktan ve Tahrana karşı saygılı bir tavır benimsemekten başka seçeneği olmadığını anlamalı.” Yaptırımlar, ABD savcılarının Temmuz ayında 4 İranlıyı, Tahranı eleştiren bir insan hakları aktivisti gazeteciyi kaçırmayı planlamakla suçlamasının ardından geldi. Reuters haber ajansının daha önce belirttiğine göre bu gazeteci İran asıllı ABD vatandaşı Mesih Ali Necad. İran, iddia edilen planı temelsiz olarak nitelendirdi. ABD Hazine Bakanlığı, yaptırımların uygulandığı kişilerin İranın önde gelen istihbarat yetkilisi Ali Rıza Şah Faruki Ferhani ile İran istihbarat ajanları Mahmud Hazin, Keya Sıddiki ve Omid Nuri olduğunu belirtti. Yaptırımlar, söz konusu 4 İranlı şahsın ABDdeki veya ABD yargı yetkisi altındaki mal varlıklarını donduruyor ve onlarla ABD vatandaşları arasında herhangi bir para transferi işlemini yasaklıyor. Bakanlık, ABD vatandaşı olmayıp bu kişilerle belirli para transferi yapanların da ABD yaptırımlarına tabi olabileceğini belirtti. Washingtonı sistematik yaptırım kullanımına son vermeye çağıran Tahran, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, tıpkı eski Başkan Donald Trump döneminde olduğu gibi, İrana karşı "boş" bir strateji benimsediğini ileri sürdü. Buna ek olarak, Amerikan kuvvetlerinin Afganistandan çekildikten sonra Tahrana doğru yola çıkan Amerikan askeri araçlarından oluşan bir konvoyun görüntüleri yayıldı. İngiliz gazetesi The Timesa göre, bu araçlar İran makamlarının eline geçti. Gazete, askeri teçhizatın kaybının ve ABDnin Ortadoğudaki baş düşmanı İrana teslim edilişinin, Pentagon için ek bir utanç oluşturduğunu kaydetti. Daha önce de Kabilde Taliban, ele geçirdiği ABD’ye ait askeri araçlar ile geçit töreni yapmıştı. İrana giden konvoyda, mayınlardan özel olarak korunan hafif zırhlı araçlar olan Humveeler de bulunuyordu. Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde İranlıların Amerikan tanklarına da el koyduğu görüldü. Savunma ve güvenlik konularında uzman Jonathon Kitson, bu araçların kaybının ABD için başka bir utanç kaynağı olduğunu ve bu araçların değerli teknik bilgileri elde etmek veya Irak’ta Amerikan güçlerini taklit etmek için kullanılması durumunda gelecekte zararlı yansımaları olabileceğini vurguladı. Kitson, bu senaryonun tesadüf olmayacağına inanan Washingtondaki istihbarat teşkilatlarına ciddi sorular sorulması gerektiğini dile getirdi. Bu propaganda saldırısı, Amerikan kuvvetlerinin 31 Ağustosta Afganistanın başkentini terk etmesinin ardından Talibanın Kabilde Amerikan araçları ile geçit töreni yapmasının ardından geldi. 31 Ağustos, Washington ve silahlı grup arasında yapılan bir anlaşma uyarınca, ABD liderliğindeki güçlerin ülkeyi terk etmesi için belirlenen son tarihtir. Konvoyda ABD askeri manevra kabiliyetlerinin omurgasını oluşturan Humvee araçları ve mayına dayanıklı zırhlı araçlar yer aldı. Afgan güvenlik güçleri, Taliban tarafından yenilmeden önce ABD’den 70 binden fazla araç satın almıştı. Washington, İranın Talibanı askeri doktrin ve özel teçhizat kullanımı konusunda eğiterek aniden iktidara gelişini desteklediğini söyledi.
مشاركة :