Aktvistler, İran destekli Husi milislerin Yemenli kadınlara yönelik ihlallerini arttırdığını belirterek, hukuk sisteminin çöküşüyle birlikte ayrımcı yasal hükümlerin, kadın haklarının korunamamasına ve adaletsizliğin artmasına katkı sağladığını ifade etti. Açıklamada yüzlerce Yemenli kadının siyasi görüşlerinin yanı sıra toplumsal ve insani aktiviteleri nedeniyle keyfi gözaltında tutulduğu ve adli destek sağlanamaması sebebiyle yargılanma haklarından mahrum bırakıldığı kaydedildi. Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin Yemende uygulanmasına ilişkin düzenlenen toplantılara katılanlar Şarkul Avsata yaptığı açıklamada, Husi milislerin 2014 yılında meşru hükümete yönelik darbe girişiminden bu yana kadınların maruz kaldığı ihlallerin milislerin kontrolü altındaki alanlar ve hükümetin kontrolü altındaki alanlar olarak takip edildiğini bildirdi. Bu tartışmalar, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyindeki (BMGK) yaptırım komitesi uzmanları raporunda da teyit edilirken, Husi milisleri tacizin yanı sıra, yüzlerce kadını tutuklarken, ailelere yönelik ihlaller gerçekleştiriyor. Bu sebeple Husilerin Sana’da Cezai Soruşturma Dairesi Başkanı Sultan Zabin, milis kontrolündeki bölgelerde kadınlara yönelik işkence ve şiddet suçlarına karıştığına dair haberlerin ardından uluslararası yaptırıma tabi olanlar listesine alındı. BMGK, Zabin’in ‘gözdağı verme, sömürü, gözaltı, işkence ve şiddet politikası izlediğini’ söyleyerek, atılan bu adımı haklı görürken, uzun yıllardır süren çatışmalar nedeniyle şiddetlenen ayrımcı yasal çerçevenin Yemenli kadınlara yönelik tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimleri dahil olmak üzere milislerin kontrolündeki bölgelerde fiziksel şiddeti içeren ihlalleri en güçlü şekilde kınadığını duyurdu. Bu toplantılardaki konuşmacılardan biri, Yemen hükümetinin, Yemenli kadınların çocuklarına vatandaşlık verme hakkını genişletmek adına Vatandaşlık Yasasını değiştirmek için attığı olumlu adımları memnuniyetle karşıladı. Ancak sadece üç yıl süreyle geriye dönük uygulamayı içeren kadınların bu hakkı, çatışma nedeniyle yaygın olarak uygulanamadı. Yemen hükümeti, toplumsal cinsiyet adaletine öncelik vermeme ve aile yasalarının işleyebileceği etkili bir hukuk sisteminin olmaması sebebiyle eleştirildi. Yemende hali hazırda adalete erişim ve adil yargılanma hakkından yoksun bırakılan kadınlar bulunurken, dava süreçlerinde ise yavaş ilerleme kaydediyor. Bunun yanı sıra, savcıların meşru hükümet kontrolündeki bölgelerde greve gitmesi, davaların yüksek maliyeti ve yargı çalışmalarının askıya alınması, ‘kadına yönelik şiddetin artmasına ve kadınların sömürüye maruz kalmasına neden’ oluyor. Konuşmacılar, mevcut hükümette tek bir kadın bakanın olmaması ve kadınların kamusal hayattan tamamen dışlanması nedeniyle kadınların karar alma sürecine katılımı konusunda da eleştiride bulundu. Diğer yandan Uluslararası Göç Örgütü, geçtiğimiz yıla oranla bu yıl Yemen’e gelen Afrikalı göçmenlerin sayısında yarı yarıya bir azalma olduğunu belirterek, bu yıl ülkeye gelen göçmen sayısının 16 bini aştığını duyurdu. Yemen, Afrika Boynuzu’nda göç rotası için önemli bir geçiş noktası olmaya devam ederken, bu sayı bir önceki yıl daha fazlaydı. Örgüte göre, geçtiğimiz Ocak ayından Eylül ayı sonuna kadar Afrika’dan Yemen’e 16 bin 349 göçmen gelirken, geçtiğimiz yıl aynı dönemde Yemen’e gelen göçmen sayısı 32 bin 122. Yemen’e gelen göçmenlerin marjinal gruplar arasında yer almaları sebebiyle ciddi risklerle karşı karşıya kaldığını açıklayan Örgüt, bu kimselerin çatışma hatlarına itildiğini veya Husi milislerinin kontrol ettiği bölgelerden hükümetin kontrol ettiği bölgelere taşınmaya zorlandıklarını kaydetti. Açıklamada, gözaltında tutulan en az 5 bin göçmen olduğu aktarıldı.
مشاركة :