Iraklı Şiilerin en üst dini merci Ali es-Sistani, yeni hükümeti kurma çalışmalarında adını kullanmaya çalışan partilerin önünü kesti. Sistani’nin Ofis Müdürü Hamid el-Haffaf, önceki gün yaptığı açıklamada, “Yüksek Dini Mercii, siyasi koalisyonların yapılması ve bir sonraki hükümetin kurulmasına ilişkin hiçbir toplantının, görüşmenin, temasın veya istişarenin tarafı değildir. Basın yayın organlarında ve sosyal medya sitelerinde bazı çevreler ve odaklar tarafından dolaşıma koyulan ve bunun aksini söyleyen haberlerin kesinlikle hiçbir dayanağı yok” ifadelerini kullandı. Irak Bağımsız Yüksek Seçim Komiserliği’nin ilan ettiği sonuçların seçimi kaybeden partiler tarafından kabul edilmemesi nedeniyle ülkedeki siyasi kriz devam ederken, çeşitli partiler ve özellikle de seçimi kaybeden Şii partiler, Yüksek Dini Merci’nin kendi taraflarında yer aldığı izlenimini veren haberleri dolaşıma koymaya başladılar. Geçtiğimiz günlerde Sistani’ye ait olduğu ve sızdırıldığı iddia edilen açıklamaların aktarıldığı söz konusu haberlerde, yeni hükümetin nasıl kurulacağına ve kimin başbakan olacağına ilişkin görüşlere yer veriliyordu. Bu tür haberlerde ayrıca Yüksek Dini Merci’nin mevcut Cumurbaşkanı Berhem Salih ile görev süreleri sona eren Başbakan Mustafa el-Kazımi ve Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi’nin yeniden aynı göreve gelmelerine karşı olduğu ileri sürülüyordu. Bu haberlerin amacı, kafa karışıklığı yaratmak ve siyasi denklemi, kaybeden partilerin lehine değiştirmekti ya da en azından Yüksek Dini Merci’nin bu konuyla ilgili herhangi bir görüşünün olduğu izlenimi oluşturmaktı. Fakat Yüksek Dini Merci, Haffaf’ın yaptığı açıklama üzerinden, Sistani’nin adını bu tür meselelerde istismar etme girişimlerinin önünü kesti. Iraklı siyasi gözlemcilere göre, Haffaf’ın yaptığı açıklama, Yüksek Dini Merci’nin yaşananlar karşısında tamamen tarafsız olduğuna işaret ederken aynı zamanda son seçimden sonrasını takip eden süreçteki gelişmelerden duyduğu memnuniyetsizliği dile getiriyor. İsminin ve pozisyonun açıklanmasını istemeyen Iraklı bir siyasetçi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Dini Merci bir sonraki hükümette de gidişatın değişmeyeceği hissiyatına kapıldı. Bu nedenle de kendini her türlü siyasi ittifakın dışında tutmak istiyor. Dini Merci son seçimlere geniş katılım çağrısı yapmıştı. Fakat katılım oranı istenen düzeyde değildi. Bu da halkın, İslami (çizgide politika yapan) partilere artık güvenmediği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Öte yandan Şarku’l Avsat’ın güvenilir bir kaynaktan edindiği bilgiye göre, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan bir heyet, siyasi liderlerle görüşmelerde bulunmak üzere bugün başkent Bağdat’a gidecek. Kaynak, “Bu ziyaretle, sıradan görüşmeler yapmaktan ziyade siyasi arenadaki son gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla istikşafi görüşmeler yapılması amaçlanıyor” dedi. Seçim Komiserliği’nin nihai seçim sonuçlarını henüz ilan etmemesine ve bu sonuçlar Federal Mahkemesi tarafından onaylanmamasına rağmen hem kazanan partiler hem kaybeden partiler ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturmak için yeterli sandalye sayısına ulaşmaya çalışıyor. Son seçimde 74 sandalye kazanan Sadr Hareketi’ne başka milletvekillerin de katılacağı ve bu sayının artabileceği belirtiliyor. Irak’ın eski Başbakanı Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu ise seçimi kaybeden partilerden kendisine katılan vekillerle birlikte ‘en büyük meclis bloğunu’ oluşturma maratonunda 85 sandalyeye ulaştığı iddiasında bulunuyor. Iraklı politikacı İzzet Şahbender, Şarku’l Avsat’a gönderdiği yazılı açıklamasında, “Çoğunluk hükümeti kurma veya en büyük meclis bloğunu oluşturma planları, dünyadaki herhangi bir demokrasi rejimindeki gibi doğal bir şey. Bunlar olmazsa aslında seçim ve seçim maliyetlerine de ihtiyaç olmaz. Unutmamalıyız ki, iktidar çoğunluğu oluşturmak ve karşısına da muhalefeti koyma planı seçim gerçekliği ve sonuçlarıyla yakından ilişkilidir. Yani şeffaf ve büyük ölçekli itirazların olmadığı bir seçim, siyasi grupların hükümeti kurma ve yönetme konusundaki haklarının başlangıcıdır” ifadelerini kullandı. Şahbender açıklamasının devamında şunları kaydetti: “10 Ekim 2021’de yapılan seçimin getirdiği ciddi sorunlar, büyük itirazlar ve sorgulamalar, elektronik sistemleri ve onu yönetme imkanlarından başladı ve Seçim Komiserliği’nin cevaplayamadığı 10 soruyla da bitmeyecek. Bu sorulara cevap verilebilseydi en büyük meclis bloğunu ve dolayısıyla da hükümeti kuracak tarafın kim olduğunu belirleyecek sonuçlar için dayanak olması açısından doğal bir hava yaratılması mümkün olurdu. Bu durum, başlı başına ciddi bir sorun. Yetkililer, ülkeyi sonuçları kestirilemeyen sorunlara maruz bırakacak bir siyasi tıkanıklığa sebep olabilecek krizden ülkenin çıkacağı bir çözüm üzerinde durmalıdır. Mevcut açmazdan çıkmanın çözümü, iki ana Şii grubun yani Sadr Hareketi ile Koordinasyon Grubu’nun bir sonraki başbakanı seçmek için uzlaşmasıdır. Bakanlık koltukları ise seçim sonuçlarına göre dağıtılmalıdır. Zira bakanlık meselesi, bağımsız ve teknokrat bakan tartışmalarından ayrı olarak siyasi bir makamdır.”
مشاركة :