Kuzeydoğu Suriye’de, Hasiçi şehrindeki büyük kampta kalan Suriyeliler yünden kazaklar ve başlıklarla ısınmaya çalışıyorlar… Mazotla çalışan bir ısıtıcı etrafında, gökyüzü bulutlarla kaplanırken, şehrin merkezine ve kuzey kırsalına yağan yağmuru dinliyorlar… Söz konusu kampta, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Bürosu (UNHCR) logosunun yer aldığı bu beyaz bir çadır onlar için geçici bir eve dönüştü. Eşyalar ve kıyafetler çadırın her yanına yığılmış durumda. 25 yaşındaki Afaf ve kocası Jasem yağmur ve soğuk rüzgârları azaltmak için sızdıran çadırın yıpranmış kenarlarını yamalamaya çalışıyor. Afaf, 2 yıl 1 aydır bu çadırda yaşadıklarını belirttiği açıklamasında şunları söyledi: “En büyüğü 4 yaşında olan üç küçük kızım var. Gece gündüz bu soğuk, bu kar kış nasıl geçecek diye düşünüyorum. Yakıt yok, elektrik yok, ısınma yok... Soğuktan öleceğiz.” 28 yaşındaki Jasem de geçtiğimiz dönemde bir miktar gıda yardımı aldıklarını belirterek, “Ayda bir gelen yemek kolisi ve iki ayda bir verilen deterjan bize ancak on gün zar zor yetiyor” dedi. Söz konusu göçmenler kamp sakinlerinin geri kalanı gibi, özellikle bir litresinin fiyatı 700 Suriye lirasına yükseldikten sonra artık ısınmak için mazot almakta da zorlanıyor. Diğer adı Serêkaniyê olan Resulayn Kampı, Hasiçi şehrinin doğusunda yer alan Kürt bölgesinde bulunuyor. Kamp idaresine göre geçen yıl kurulan söz konusu kampta 11 bin 500 kişiden oluşan yaklaşık 2 bin 200 göçmen aile yaşıyor. Ancak Resulayn kampından gelen sakinlerin çoğu yardım eksikliği ve kış malzemelerinin dağıtımındaki yetersizliklerin yanı sıra ısıtma cihazı, kış giysileri ve yeni battaniye gibi malzemelerin eksikliğinden şikâyet ediyor. Ve çoğunluğunu bu ürünleri piyasalardan satın alacak imkâna da sahip değil. Yerinden edilmiş bu insanların yaşadığı zorlu koşullar, geceleri soğukla daha da kötüleşiyor. Yılın bu zamanında çadırlara sızan su ve çamurlu yollar da dahil olmak üzere birçok zorlukla karşı karşıya kalıyorlar. İkinci çadırda yaşayan Avad, karısı, iki çocuğu ve annesiyle birlikte kendilerini yazın sıcağından veya kışın soğuğundan korumadığını söylediği harap durumdaki ‘evinin’ kapısının önünde oturuyor. Üzüntüyle çadır için yapabileceği tek şeyin onu taşlarla desteklemek ve şiddetli yağmurlardan korumak için küçük bir çukur kazmak olduğunu söyleyen Avad, “Geçen yıl şiddetli bir rüzgârdan sonra çadır başımıza devrildi.Bburada çöl iklimi hâkim ve sürekli toz taşıyan rüzgarlar esiyor" ifadelerini kullandı. Avad açıklamasının devamında, yemeğin bazen bir kutu mortadella, ekmek ve bakliyat içeren konserve yiyeceklerden oluştuğunu, açlığın ve soğuğun yaşamı daha da zorlaştırdığını vurguladı. Avad açıklamasını şöyle sürdürdü: “Yaşam mücadelesi artık bizi iyice bunalttı. Felaketi artıran da insani yardım kuruluşlarının bize destek vermemesi. Soğuk, açlık ve yerinden edilme… Bu soğuk günlerin nasıl geçeceğini bilmiyoruz.” İ Isınmak için yün palto giyen ve başlık takan yaşlı annesi de şunları söyledi: “Gece iki kez dışarı çıkmak zorunda kaldım. Çoğu zaman zaten soğuk olan havanın yanı sıra bir de kuvvetli rüzgar esiyordu.” Kampın müdürü Azize el-Hanafer, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, "Bize yapılan herhangi bir yardım yok. Kaynakların yetersiz olmasından dolayı şu ana kadar kampa herhangi bir kış yardımı dağıtamadık.” Hanafer, bazı insani yardım ve uluslararası kuruluşların ısıtma araları sağlama, yakıt kuponları ödeme ve kışlık giysiler dağıtma sözü verdiğini belirtti. Kampta yerinden edilmiş kişilere hizmet veren sınırlı sayıda kuruluş olduğunu ve bugünlerde yardım sıkıntısı yaşandığını vurguladı. Hasiçi’nin doğusundaki el-Havel Kampı’nın yanı sıra çoğunluğu DEAŞ militanlarının aileleri olmak üzere yaklaşık 60 bin kişinin bulunduğu ülkenin kuzey ve doğusunda çok sayıda kamp bulunuyor. Hasiçi’nin güneyindeki Deyrizorda göçmenler için kurulan el-Arişha Kampı’nda 14 binden fazla kişi yaşıyor. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (Rojava) Göçmen ve Mülteci İşleri Dairesi Başkanı Şehmus Ahmed, çeşitli kamplarda yerinden edilenlerin durumunun kış şartları, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) bağlı vakaların yüksek olması ve uluslararası bağış kuruluşlarının yardım eksikliği nedeniyle iki kat daha zor olduğunu söyledi. Kamplardaki koşullar ‘facia’ olarak niteleniyor. İnsani krizi daha da kötüleştiren Al-Yarubiyah geçişinin kapatılmasıyla daha da karmaşık hale gelen krizin içinden çıkılması için BM kuruluşlarına ve bağışçılarına kışlık erzak sağlamaları için çağrıda bulunuluyor.
مشاركة :