ABD ve İngiltere, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde ‘ağır bir bedel ödeyeceği’ konusunda uyardı. Rusya ile Batı arasındaki gerilim Soğuk Savaş’tan bu yana en kötü hali alırken, İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin korkunç bir bataklığa ve can kaybına yol açacağını söyledi. Şu anda, Ukrayna ile olan sınır boyunca çeşitli noktalarda 100 binden fazla Rus askeri konuşlandırılırken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve diğer yetkililer, yalnızca askeri tatbikatlar yaptıkları konusunda ısrar ediyor. Ancak geçen yıl, uydu görüntülerinin Rusya’nın Ukrayna sınırlarına daha fazla ekipman ve asker gönderdiğini gözler önüne sermesinden bu yana işgal korkuları arttı. Sky News konuya ilişkin aşağıdaki analizi derledi; Rusya-Ukrayna sınırında neler oluyor? Gerilim neden bu kadar yüksek? Bu Batı için ne anlama geliyor? Ukrayna, Sovyetler Birliği’nin bir parçası olmadan önce yüzyıllar boyunca Rus İmparatorluğu’nun bir parçasıydı. 1991’de Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle Sovyetler Birliği dağıldığında, Ukrayna da bağımsız oldu. Ortak tarihleri, ikisinin hala kültürel olarak birbirine bağlı olduğu anlamına gelse de, Ukrayna son yıllarda kendisini Rusya’dan uzaklaştırmaya ve bunun yerine Batı’dan destek almaya çalıştı. Ukrayna, Moskova’dan kopan tüm eski Sovyet devletleri arasında en büyük nüfusa sahip olduğu için bu Rusya için büyük bir kayıptı. Vladimir Putinin iktidara gelmesiyle birlikte Kremlin, eski toprakları üzerindeki nüfuzunu ve kontrolünü yeniden kazanmaya çalıştı. Ancak 2004 yılında Ukrayna’daki devlet başkanlığı seçimlerinde Rusya’nın favori adayı Viktor Yanukoviç, Kiev’deki Turuncu Devrim protestoları sırasında seçimlerde hile yaptığı gerekçesiyle görevden alındığında, işler değişmeye başladı. Batı yanlısı muhalefet adayı Victor Yuşçenko’nun seçilmesine öfkelenen Putin’in yaklaşımı daha agresif hale geldi. Rusya’nın bu ‘saldırganlığı’ 2014 yılında Ukrayna’nın Kırım yarımadasını yasadışı olarak ilhak etmesiyle sonuçlandı. Yanukoviç, 2010’da Yuşçenko’dan beş yıl sonra iktidara gelmeyi başardı ve dört yıl görev yaptı. Ancak Kremlin destekli devlet başkanı, Moskova ile ilişkileri güçlendirmek adına Avrupa Birliği (AB) ile bir ortaklık anlaşmasını reddettiğinde, büyük protestolar oldu ve görevden alındı. Rusya’nın ise buna yanıtı Kırım’ı ilhak etmek oldu. Moskova ayrıca, ülkeden ayrılmaya çalışan isyancıları desteklemek için Ukrayna’nın Donetsk ve Luhansk bölgelerine (Donbass olarak bilinen) asker gönderdi. Rusya sınırına yakın Donbas’ta 2014’ten bu yana çatışmalar 14 binden fazla kişinin ölümüyle sonuçlandı. Fransa ve Almanya, 2015 yılında iki taraf arasında büyük çatışmaların sona ermesine yardımcı olan barış anlaşmasına öncülük etti, ancak iki tarafı siyasi olarak bir araya getiremedi ve o zamandan beri küçük çaplı gerilimler devam etti. 2021 başlarında, 2015 tarihli ateşkesin ihlal edildiğine dair artan olaylar savaş korkularını körükledi, ancak Nisan ayında Moskova güçlerinin çoğunu geri çekti ve gerginlikler azaldı. Rus askerler şu anda nereye konuşlandı? Şu anda Ukrayna ile olan bin 200 millik sınır boyunca çeşitli noktalarda konuşlanmış yaklaşık 100 bin Rus askeri bulunuyor. ABD istihbarat yetkilileri, geçtiğimiz hafta, Rusya’nın bu yılın başlarında gerçekleşebileceği potansiyel bir işgale hazırlık olarak 175 bin kadar askeri sınıra göndermeyi planladığını iddia etti. Sınırdaki Rus askeri varlığının çoğu, askerlerin 2014’ten bu yana ayrılıkçı isyancıları desteklemek üzere konuşlandırıldığı, doğudaki ayrılıkçı Donetsk ve Luhansk (Donbas) bölgelerinde yoğunlaşıyor. Ukrayna’nın kuzeyinde Klintsy ve Yelnya gibi bölgelerde de önemli bir Rus askeri varlığı var. Kasım 2021’de Belarus sınırındaki Yelnya’dan alınan uydu görüntüleri, savaş korkularını artıran askeri varlığın arttığını gösterdi. Uydu görüntüleri, Ukrayna sınırının kuzey doğusundaki bölgelerde Rus askeri faaliyetini de ortaya çıkardı. On binlerce Rus askeri, hala ilhak edilmiş Kırım bölgesinde konuşlanmış durumda. Ukraynalı yetkililer, sınırdaki Rus varlığına ilişkin endişelerini defalarca dile getirirken, Kremlin bunun sadece askeri tatbikat olduğu konusunda ısrar ediyor. Rusya ne istiyor? 2000 yılında iktidara gelen Vladimir Putin, Rusya’nın iki komşusu ve eski Sovyet devletleri olan Ukrayna ve Belarus üzerindeki ‘nüfuz alanını’ korumaya çalıştı. Rusya Devlet Başkanı, her iki ülkeye yönelik herhangi bir saldırıyı, Rus egemenliğine doğrudan bir saldırı olarak görüyor. Ayrıca, yönetimi sırasında giderek daha otokratik hale gelen Rusya’nın eşiğinde yeni bir demokrasinin kurulmasıyla sonuçlanacak Batı müdahalesinden de endişe ediyor. Bu nedenle Rusya, geçtiğimiz haftalarda bölgedeki Batı etkisini azaltacak bir talep listesi yayınladı. Liste, Ukrayna’nın asla NATO üyesi olmayacağına, iki tarafın güvenlik ittifakını sonlandıracağına ve Doğu Avrupa’daki NATO birliklerinin sayısının azaltılacağına dair bir garanti talebi içeriyor. ABD ve diğer Batılı müttefikleri, bu tür talepleri ‘tamamen mantıksız’ olarak nitelendirdi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, gerilimi azaltmak amacıyla bu hafta Rus mevkidaşı Sergey Lavrov da dahil olmak üzere Moskova’da yetkililerle görüştü. Batı, bölgede askeri tatbikatların nasıl yürütüleceği ve füzelerin yeri konusunda daha esnek tartışmalara hazır olacağını belirtti. Ukrayna ne istiyor? Ukrayna, NATO’ya veya diğer Batılı ittifaklara üye olma yolunda ilerleyip ilerlemediğini Rusya’nın kontrol edemeyeceği konusunda ısrar ediyor. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski, Rusya’nın kendisini devirmek amacıyla ülkeyi istikrarsızlaştırmaya çalıştığını vurgulayarak, Rusya’nın askeri işgal olasılığı konusunda uyardı. Ukrayna, Rusya’nın yakıt ithalatına ağır yaptırımlar getirmesinin ardından bu kış enerji krizi yaşadı. İngiltere’nin çatışmadaki rolü nedir? İngiltere, olası yeni bir Rus işgali karşısında Ukrayna silahlı kuvvetlerinin eğitilmesine yardımcı olmak için 2 bin tanksavar füze rampası ve 30 seçkin birlik konuşlandırdı. Uçuş izleme verilerine göre, bir RAF C-17 nakliye uçağının Pazartesi gününden bu yana İngiltere ile Ukrayna arasında gidip geldiği görüldü. Bu silahlar ve askeri birlik, Kırım’ın ilhakının ardından 2015 yılında Ukrayna’da kurulan İngiliz eğitim misyonu olan Orbital Operasyonu’nun bir parçası olarak konuşlandırılıyor. İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace, Ukrayna’daki İngiliz askeri varlığının sadece ‘erken aşama eğitim’ ve ‘meşru müdafa’ amaçlı olduğunu vurguladı. Wallece, “Bunlar stratejik silahlar değiller ve Rusya için tehdit oluşturmuyorlar. Onlar nefsi müdafada kullanacaklar ve erken aşama eğitimi veren İngiltere askerleri, bu eğitimi tamamladıktan sonra ülkeye geri dönecek” dedi. Kriz Batı ile ilişkileri nasıl etkileyebilir? Rusya ile Ukrayna arasında tam teşekküllü bir çatışmanın uluslararası ilişkiler için ciddi sonuçları olabilir. Ayrıca Rusya ile ABD, İngiltere, NATO ve ittifaktaki diğer Batılı ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları derinleştirebilir. İngiltere Dışişleri Bakanı Liz Truss, geçtiğimiz günlerde Rusya’ya Ukrayna konusunda gerginliği azaltma ve yapıcı görüşmeler yapma çağrısında bulunarak, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ‘korkunç bir bataklık ve can kaybına’ yol açacağı konusunda uyardı. Avustralya ziyareti sırasında konuşan Liz Truss, “Kremlin tarihten ders çıkarmadı. Sovyet-Afganistan savaşı ve Çeçenya’daki çatışma sırasında olanlara benzer şekilde, bir işgal sadece korkunç bir bataklığa ve can kaybına yol açar” dedi. İngiliz Bakan konuşmasına şöyle devam etti; “Herkesin adım atmasına ihtiyacımız var. Müttefiklerimizle birlikte Ukrayna’nın yanında olmaya devam edeceğiz. Rusya’yı gerilimi düşürmesi ve yapıcı tartışmalara girmesi için teşvik edeceğiz. Doğu Avrupa’da olanlar dünya için önemli.” NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, Aralık ayında Rusya’yı ekonomik yaptırımlar ve ‘siyasi kısıtlamalar’ ile tehdit etti. Yaklaşan bir işgal riskini ‘Avrupa güvenliği için belirleyici bir an’ olarak nitelendiren Stoltenberg, caydırıcılık, savunma ve birleşik diyalog konusundaki desteğini sürdürdüğünü ifade etti. ABD krizin neresinde? ABD’nin Kiev Büyükelçiliği, dün Twitter üzerinden yaptığı açıklama ile ABD’nin yeni askeri yardımına ilişkin ilk sevkiyatın Ukrayna’ya ulaştığını duyurdu. Açıklamada, “Başkan Joe Biden’in kısa süre önce Ukrayna’ya gönderilmesine karar verdiği yardımın ilk sevkiyatı, gece saatlerinde Ukrayna’ya ulaştı. Sevkiyat, içinde Ukrayna cephe hattının savunucuları için gönderilen mühimmat da dahil olmak üzere yaklaşık 90.7 ton silahtan oluşuyor” denildi. Ukrayna’dan Batılı müttefiklere yapılan çağrıların ardından ABD, İngiltere ve Baltık ülkeleri, Ukrayna’ya uçaksavar füzeleri ve tanksavar füzeleri de dahil olmak üzere silah gönderdiğini açıkladı. Başkan Biden, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi halinde ağır bir bedel ödeyeceğini söylerken, AP’de yer alan bir habere göre Biden olası bir işgal halinde muharebe birlikleri göndererek yanıt vermeyi planlamıyor. Ancak yine aynı habere göre, ABD Başkanı işgal sonrası Ukrayna direnişini desteklemek de dahil olmak üzere, daha düşük düzeyde bir askeri operasyonu tercih edebilir. AP, ABD’nin Rusya-Ukrayna savaşına doğrudan katılmama gerekçesini, ‘ABD’nin Ukrayna’ya karşı bir anlaşmadan doğan yükümlülüğü bulunmamasına’ bağladı. Söz konusu haberde konuya ilişkin, “Rusya’nın Avrupa’ya yayılma, bölgeyi istikrarsızlaştırma ve nükleer çatışma riskini korkutucu bir boyuta taşıma riski göz önüne alındığında, Rusya ile bir savaşa girmek ‘büyük bir kumar’ olacaktır” şeklinde bir yorum yapıldı.
مشاركة :