Bidenın yaklaşan ziyareti ve bölgenin sorunları

  • 6/1/2022
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

İsviçreli  oyun yazarı Friedrich Dürrenmattın (1921-1990) Yaşlı Kadının Ziyareti adlı bir oyunu vardır. Uzmanlara göre eser, yazarın trajikomedi türünde yazdığı oyunlar arasında en ünlüsüdür. Oyunda bir kız, köyden bir genç adama âşık olur, onunla ilişkiye girer ve terk edilir. Genç kız onun çocuğuna hamile kaldığını kabul ettirmek için yargıya başvurmaya çalışır. Fakat adam yalancı tanıklar kullanır ve kaçar. Genç kız şehirden ayrılıp elli yıl sonra geri döner. Artık çok zengin olmuştur. Gelirken beraberinde bir tabut da getirmiştir. Köy halkına, eski sevgilisinin öldürülmesi karşılığında onlara çok miktarda para teklif eder. Köylüler en başta bu teklifi kabul etmez. Polise giderler, fakat polis onları görmezden gelir. Rahibe giderler fakat rahip de onlarla ilgilenmez. Köylüler zamanla adamın öldürülmesi fikrine alışırlar. Köy halkı, çok paraya sahip olacakları düşüncesiyle birçok şey satın almaya başlar. Tabi parayı alabilmeleri için adamın öldürülmesi gerekmektedir. Köylüler yaşlı kadının parasını alabilmek için adamı öldürür. Kadın, cesedi yanında getirdiği tabuta koyarak daha önceden hazırlanan anıt mezarına gömer ve köyü terk eder. Zamanının en popüler tiyatro oyunlarından bir olan hikaye, 1964 yılında “The Visit” ismiyle beyazperdeye uyarlandı. Filmde Ingrid Bergman ve Anthony Quinn rol aldı. Eleştirmenlerin sanat eseri üzerine politik ve sosyal değerlendirmelerde bulunmaları yaygın bir durumdur. ‘The Visit’ 1960ların ortalarında gösterime girdiğinde, İkinci Dünya Savaşı sırasında “ABD’nin Avrupaya gelişi” şeklinde yorumlandı. ABD, büyük meblağlar kullanarak (Marshall Planı) çıkarlarına göre Avrupa mühendisliğine karar verdi. Bu yorum, sol tandanslıdır. Nitekim onların para, paranın sahipleri ve paranın kullanımına ilişkin (önceki suçların intikamı olabilir) şüpheleri vardır. Servet, sahibinin bir tür tahakküm aracı olabilir. Bu yorum halen geçerlidir ve Vladimir Putin ve Avrupa solunun bazı fraksiyonlarınca kullanılmaktadır. Bu oyundan bahsetmemin sebebi, ABD Başkanı Joe Bidenın haziran ayı bitmeden Ortadoğuyu ziyaret edeceğinin açıklanmış olmasıdır. ABD’li liderinin yaşça büyük olduğu ve selefi Trump’ın aksine dünyaya, Amerikan demokrasisinin devletlerin, bölgelerin ve toplumların sorunlarını en iyi şekilde çözebileceği mesajını gönderdiği bir sır değil. Söz konusu duyurunun yapılmasından bu yana ABD’li temsilciler, Ortadoğunun çeşitli ülkelerine birçok ziyaret gerçekleştirdi. Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Merkezî İstihbarat Teşkilatından (CIA) yapılan bu ziyaretlere karşılık bölge ülkelerinden de ziyaretler yağdı. Yaklaşan ziyaret için yapılan tüm bu hazırlıklar, dikkate alınması gereken bir dizi koşul altında gerçekleşti. Bir yanda Rusya ile Ukrayna arasında, diğer yanda Moskova ile Washington ve onunla birlikte NATO arasında devam eden bir savaş var. Savaşın siyasi ve stratejik sonuçları oldu. Ekonomik sonuçları dünya genelinde yankılandı. Nitekim neden olduğu enflasyon ve fiyat artışı nedeniyle enerji ve petrol, küresel problemler listesinin başında yer aldı. İkinci olarak ABD, Ortadoğudan çıkışını ilan ettiği sırada, düşmanlarının ve rakiplerinin Rusya ve Çin olduğunu; dostlarının ve büyük ekonomik fırsatların bulunduğu yerin ise Doğu ve Güneydoğu Asya olduğunu görmeye başladı. Üçüncüsü, Ortadoğuda İranla yapılan nükleer anlaşma kadar ilgiyi hak eden bir sorun yoktur. Terör veya kaos ise bölgenin çözmesi gereken sorunlardır. Ancak Washington, terörizm söz konusu olduğunda Yemende Husiler, Mısır’da İslam Cemaati ve birçok başka terör örgütü hakkında farklı, İran Devrim Muhafızları hakkında farklı düşünüyor. Dördüncü olarak Başkan Biden, ülkenin siyasi bir savaşın eşiğinde -özellikle de Kongre’nin ara dönem seçimleri- olduğu bir zamanda geliyor. Cumhuriyetçiler hedeflerine ulaşırsa bir sonraki başkanlık seçimlerine dek Biden yönetiminin çalışmalarını felç edeceklerdir. Ayrıca başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi adayın Donald Trump veya ona benzer biri olması muhtemeldir. Beşincisi, bölgenin bahsedilen tüm bu hususlar karşısında tepkisi, kendine güvenidir. Körfez Zirvesi tarafından yayınlanan “el-Ula Bildirisi’nden” bu yana bölgede sıcaklığı düşürme ve sakinleştirme çalışmalarına başlandı. Açıklamadan önce bölgedeki bazı ülkeler İsrail ile “İbrahim Barışı” sürecine girmişti. Ardından İran ve Türkiye ile kapılar açıldı. Böylece kopan ilişkiler geri döndü ve bölge içinde uzlaşmaya varma yolları aranmaya başlandı. Bölgede ve dünyada dikkate alınması gereken daha çok şey olabilir ama ziyaretin ayrı bir önemi var. Çünkü ABD her ne kadar geri çekilmiş olsa da yine de dünyanın bir numaralı süper gücüdür ve kendi çıkarını düşünse de onun ekonomik sorunlarının bir kısmı bizim de sorunumuzdur. Arap petrol üreticisi devletler, yapacakları her şeyin küresel ekonomiye ve çıkarlarına hizmet etmek olduğu konusunda net olmalıdır. Ayrıca fiyatlar yükselirken üretici ülkelere baskı yapılmaması gerektiği anlaşılmalıdır. Ortadoğunun sorunlarına ve açmazlarına gelince, herkes kendini bilir. ABD bölgeye her müdahale ettiğinde, karar buradan Washingtona kaçıyor. Pekin ve Moskova gibi dünyanın diğer başkentleri de pastadan paylarını arıyor. ABD’nin bir İsrail endişesi varsa, mevcut gerçeklik İsraili Ortadoğu bünyesinde barındırmanın pek çok yolu olduğunu gösteriyor. Barış anlaşmaları, doğrudan ilişkiler, Doğu Akdeniz Gaz Forumu ve diğer anlaşma modelleri bunun örnekleridir. Şimdiye kadar buna engel olan şey İsrailin, Filistin C Bölgesindeki süregelen davranışları, İsrail içinde Filistinlilere yapılan ayrımcılık ve Kudüste Filistinlilere, Araplara ve İslam’a yönelik yapılan saldırıdır. Bütün bunlar doğrudan bölgesel bazda ele alınabilir. Nitekim son yıllarda yaşanan tüm olumlu gelişmeler bunu göstermektedir. Geriye açık ve net şu husus kalıyor ki, o da İran ile ilgilidir. İran’ın nükleer silah sahibi olmasına izin verilmemelidir. Tüm kitle imha silahlarıyla birlikte Ortadoğu bölgesinin nükleer silahlardan arındırılması yönündeki eski öneriyi teşvik etmenin bir zararı yok.

مشاركة :