Türkiye, Suriyenin kuzeyindeki son gelişmelerin ‘Suriye Milli Ordusu’ fraksiyonları arasındaki çatışmalara Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) müdahalesiyle ilgili olduğunu Halep vilayetinin kırsalındaki Münbiç ve Tel Rıfattaki ‘Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) mevzilerini hedef alan, daha önce duyurulan askeri operasyonu etkilemeyeceğini bildirdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Suriyenin kuzeyindeki mevcut gelişmelerin ‘silahlı kuvvetlerinin terörle mücadele operasyonlarını etkilemediğini’ söyledi. Burada kritik olanın güvenlik öncelikleri ve endişeleri olduğunun altını çizdi. Kalın, geçtiğimiz salı akşamı verdiği bir televizyon röportajında, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın koyduğu ilke çok açık, Bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu herkes anlıyor sanırım. Güvenlik tehdidi devam ettikçe bu doktrin de orada duracaktır” ifadelerini kullandı. Erdoğan daha önce, geçtiğimiz mayıs ayında, Türk güçlerinin Suriyedeki ‘güvenli bölgeleri’ tamamlamak, SDGnin en büyük bileşeni olan YPG’yi Türkiyenin güney sınırından Suriye topraklarının 30 kilometre derinliğinden çıkarmak ve Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü sağlamak amacıyla Münbiç ve Tel Rıfattaki SDG bölgelerine yönelik bir askeri operasyon düzenleyeceğini açıklamıştı. Türk kuvvetleri geçtiğimiz salı günü, ‘Suriye Milli Ordusu’nun ‘Şam Cephesi’ ve ‘Ceyşu’l İslam’ gruplarıyla 10 gün süren çatışmanın ardından müdahalede bulunarak tankları ve zırhlı araçları, HTŞ (eski adıyla Nusra Cephesi) tarafından kontrol edilen Kefr Cennet köyü çevresindeki noktalara konuşlandırıldı. Aynı bağlamda, ‘Aydınlık’ gazetesi yazarı Fikret Akfırat, 19 Temmuzda Tahranda düzenlenen ‘Astana’ sürecinin garantör ülkeleri (Rusya, Türkiye ve İran) zirvesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rus mevkidaşı Vladimir Putinin 5 Ağustosta Soçide gerçekleştirdikleri görüşmenin, özellikle Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki normalleşme dosyasının onlardan sonra açılması nedeniyle Suriyede yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu ileri sürdü. Suriyenin kuzeyindeki çatışmaların, Türkiye ile Beşşar Esed rejimi arasındaki normalleşmeye karşı çıkan askeri gruplar arasında çıktığını ve ardından HTŞ’nin çatışmalara müdahale ederek Afrin’in merkezine ilerlediği uyarısında bulundu. HTŞ’nin çatışmalara neden karıştığı konusunda farklı görüşler ve ‘hayali’ değerlendirmelerin olduğuna dikkat çeken Akfırat en önemlisinin, militan grubun bu adımı atmasının, Ankara ile Şam arasındaki normalleşme için temel bir mesele olan İdlib sorununun çözümünde ‘faydalı’ olduğunu savundu. Akfırat, Astananın Suriye konulu görüşmelerden endişe duyan ülkelerin, Zeytin Dalı Harekatı alanında HTŞ’nin kontrolünü dayatmasına izin verilmeyeceğini bildirdiler. Ancak mevcut durumun, İdlibdeki durumu da etkileyecek bir görüntünün ortaya çıkma ihtimaline işaret ettiğini kaydetti. Yazar, bölgenin terörden arındırılması, Astana Süreci ortaklarının son Tahran zirvesinde açıkladıkları, ABDnin kuzeydoğu Suriyedeki varlığı ve PKK ve Suriyedeki uzantısı YPG sorununa ortaklaşa odaklanmalarını sağlayacağını savundu.
مشاركة :