Politico dergisinin ulaştığı taslak belgelere göre Avrupa Birliği (AB), yaklaşık 40 İranlı kişi ve kuruluşa uygulanacak yeni bir yaptırım listesini tartışıyor. 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin İran Ahlak Polisi tarafından geçtiğimiz eylül ayında gözaltına alınmasının ardından yaşamını yitirmesi ülkede geniş çaplı protestolar düzenlenmesine yol açtı. AB, İran yönetiminin protestoları bastırmaya yönelik şiddeti nedeniyle ek yaptırımları tartışıyor. Söz konusu belgelere göre AB, bölge valileri, bir milletvekili, bir bakan ve İran Radyo ve Televizyon Kurumu (IRIB) Dünya Servisi’nde görevli üst düzey bir yetkilinin de aralarında bulunduğu 17 kişi hakkında yaptırım uygulamayı düşünüyor. Yaptırımlar, hükümetin protestoculara yönelik baskısında kilit rol oynayan Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) mevcut ve eski yetkililerini de hedef alıyor. Oslo merkezli İran İnsan Hakları (IHR) örgütüne göre İran hükümet güçleri geçtiğimiz aylarda 64ü çocuk ve 35i kadın olmak üzere en az 500 kişiyi öldürdü. Halkın öfke patlaması, İran rejiminin 1979dan bu yana karşı karşıya olduğu en güçlü meydan okumalarından biri sayılıyor. Politico dergisine göre önerilen yaptırım paketini destekleyen bilgileri içerdiği için ‘delil paketi’ olarak adlandırılan toplam 27 AB belgesi var. Yeni AB yaptırımlarının, tartışmak üzere AB büyükelçilerine gitmeden kısa bir süre önce sonuçlandırılması bekleniyor. AB dışişleri bakanları daha sonra paketi bu ay yapılacak bir toplantıda imzalamayı hedefliyor. Önerilen yaptırım listesinde yer alan isimler arasında İran Spor ve Gençlik Bakanı Seyyid Hamid Seccadi Hezaveh de bulunuyor. Belgelerden birinde bakanın ‘İranlı sporculara sessiz kalmaları ve İran’daki baskı hakkında uluslararası düzeyde konuşmamaları için baskı yapmaktan sorumlu olduğu’ ifade ediliyor. Söz konusu belgelerde Bakan, baskı medyada kendine geniş yer bulan İranlı sporcu Elnaz Rekabiye yapılan muameleyle ilişkilendirildi. “(Bakan) 2022 sonbaharında düzenlenen Asya Şampiyonası kaya tırmanışı yarışmasında başörtüsü olmadan yarışan İranlı dağcı atlet Elnaz Rekabinin davasına bizzat karışmıştır” ifadelerineyer verildi. Belgede, aralık ayında, ‘Elnaz Rekabinin Zencandaki aile evinin yıkıldığının anlaşıldığı’ da belirtildi. Listedeki 20 kuruluş arasında ‘İran hükümetinin, internet içeriğini SIAM adlı bir casus yazılım aracılığıyla filtreleme yönündeki direktiflerini uygulayan’ İranın İletişim Düzenleme Kurumu (CRA) yer alıyor. Aynı zamanda ‘İran rejimini protesto edenlerin iletişimini doğrudan bozmakla ilgilenen’ bilgisayar korsanlarını eğiten Ravin Akademisi adlı kurum da bu listede bulunuyor. Listede ayrıca DMO’nun 12 bölgesel birliğinin adı da geçiyor. Almanya, Fransa ve Hollanda liderliğinde AB ülkeleri, DMO için daha ileri gidip bu oluşumu ‘terör örgütü’ olarak sınıflandırıp sınıflandırmamakla ilgili tartışmalar yürütüyor. Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock geçen pazartesi günü Twitter hesabından yaptığı paylaşımda ‘siyasi açıdan önemli ve anlamlı’ olacağını belirterek böyle bir adımın atılmasını desteklediğini söyledi. Fransa da bu fikre açık bir kapı bıraktı. ABD, DMO’yu halihazırda terörist bir grup olarak sınıflandırmış durumda. İngiltere’nin de yakında aynı adımı atması bekleniyor. Birleşik Krallık Avrupa ve Kuzey Amerika’dan Sorumlu Devlet Bakanı Leo Docherty perşembe günü parlamentoda yaptığı açıklamada, İngilterenin DMO’yu terör örgütü olarak sınıflandırma adımını tartıştığını ancak bu konuda henüz nihai bir karar alınmadığını belirtti. Docherty, İrandaki durumla ilgili bir tartışma sırasında bazı üyelere DMO’nun terör örgütü listesine alınması çağrısında bulunduğu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Hükümetin bu konuda şu an yapmakta olduğu ve ciddi bir şekilde yürütülen çalışmanın sonucu hakkında spekülasyonda bulunmam yanlış olur. Ancak şunu söyleyebilirim ki bu parlamentonun dört bir köşesinde yapılan çağrıların ve bunların oluşturduğu birliğin hükümet tarafından dikkate alınacağına inanıyorum. Bu çok ciddiye aldığımız bir konu.” DMO’nun terörist bir grup olarak sınıflandırılması durumunda, İngiltere’de bu gruba ait olmak, toplantılarına katılmak ve alenen logosunu taşımak suç sayılacak. DMO halihazırda İngiltere tarafından yaptırımlara maruz kalıyor. İran daha önce ABDye DMO’yu terör örgütleri listesinden çıkarması için baskı uygulamaya çalışmıştı. Bunu, Tahran ile bazı Batılı güçler arasında imzalanan 2015 nükleer anlaşmasını yeniden canlandırmanın bir koşulu olarak öne sürmüştü. Diğer yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi perşembe akşamı İtalyanın başkenti Romada Vatikanda Papa Francis ile yaptığı görüşmenin ardından, İran ile yapılan nükleer müzakereler durduğu için ‘Kapsamlı Ortak Eylem Planının (KOEP) canlandırılması için yapılan İran nükleer müzakerelerin çıkmaza girmekle karşı karşıya olduğunu’ duyurdu. Grossi “Ortada birçok toplantı ve fikir alışverişi var. Bu nedenle UAEA -ve ben- bu değişken ve tehlikeli durumda siyasi bir boşluk bırakmak istemiyoruz” dedi. Grossi “İki paralel yol var: Bunlardan biri genel müzakereler yani KOEP ile ilgili müzakerelerle bağlantılı, diğeri ise UAEA ile İran arasındaki ikili müzakerelerle ilgili” ifadelerini kullanarak ‘hiçbir ilerleme kaydedilmediğini’ vurguladı. Grossi, İranın müzakerelerin çıkmaza girmesiyle zamandan istifade ederek nükleer programını geliştirdiği ve uranyum zenginleştirme alanında ilerleme kaydettiği konusunda da uyarıda bulundu. UAEA, yıllardır İrandan kayıt dışı üç nükleer sahasında bulunan zenginleştirilmiş uranyum izlerinin varlığını açıklamasını istiyor ve numune toplamanın yanı sıra ‘sahalara ve malzemelere erişim izni’ talep ediyor.
مشاركة :