İran ambargosu başladı

  • 11/5/2018
  • 00:00
  • 7
  • 0
  • 0
news-picture

Birkaç gün öncesine kadar, İran kaderinin değişebileceğine yönelik taşıdığı zayıf bir umutla Batı’yı gözlüyordu. Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi gibi bir krizin, ABD Başkanı’nı kendisine karşı en sert yaptırımlar dizisini yürürlüğe sokmayı erteleme kararı almaya itebileceğini umuyordu. Ama yaptırımlar, bir önceki gün gece yarısından önce yürürlüğe girdi. Bu adım; bir yandan doğrudan bir şekilde Donald Trump’ın İran’a baskı yapma projesinde kararlı olduğunu gösterirken diğer yandan dolaylı olarak İran’a petrol ambargosunun uygulanmasının kalbinde yer alan Suudi Arabistan ile stratejik ilişkilerini sürdürmek istediğini göstermiştir. Yaptırımların yürürlüğe girmesi Tahran’ı öfkelendirirken Riyad’a rahat bir nefes aldırmıştır. Yaptırımların, Tahran rejimine zararları çok büyük olacaktır. İran’ın petrol satışının yarısından fazlasına sınırlama getirirken ABD finans sistemi aracılığıyla ticaret yapma hakkından da mahrum bırakmaktadır. Aynı şekilde Tahran’ın müşterilerinin dolar ile alım yapmalarını da engellemektedir. Yaptırımların yürürlüğe gireceği tarihten aylar önce Trump devamlı, İran yönetiminin geri adım atıp müzakare masasına oturmayı talep etmesini beklediğini belirtse de gerçekte biz İran’ın en azından bu süreçte geri adım atabileceğine hiç inanmıyorduk. Çünkü İran çoğunlukla, uzun bir süre sonra ve ancak çok zor bir durumda kaldığında geri adım atmıştır. Dolayısıyla belki iki yıl sonra Trump’ın başkanlık dönemi sona ererken önemli tavizler vermeyi düşünebilir. Bu yaptırımlar ile bugün dünyanın üçüncü petrol ihracatçısı olan İran’ın, yıl sonu itibari ile günlük en fazla 1 - 1.25 milyon varil petrol ihraç edeceği tahmin ediliyor. İran petrol ihracatının düşmesinin neden olacağı açığın, üretim kapasitesini arttıracak olan Suudi Arabistan ve Irak tarafından karşılanması bekleniyor. Her ne kadar ABD Başkanı kendine has üslubu ile “Twitter”dan yaptığı paylaşımda, “Game of Thrones” filminin posterini ve repliğini kullanarak rejimin dondurucu bir soğuk geçirmesini sağlayacağını söylese de bu vaat edilen dondurucu soğuk hikayesi hakkındaki şüphelerini açıkça ifade edenler de oldu. Washington, aralarında Türkiye, Irak, Çin, Güney Kore, Japonya ve Hindistan’ın bulunduğu sekiz ülkeye muafiyet sağlayacağını açıkladı. Şüphesiz bu muafiyet, rejimin petrol ihraç etmesini engelleme çabasının başarısız olmasına neden olacaktır. Bu sürpriz muafiyet kararı gerçekte, Trump yönetiminin müttefiklerini kızdırmama çabası olarak görülebilir. İran ile geçmişte büyük miktarlarda ve uzun süreli petrol alımı anlaşmaları imzalayan bu ülkeler, hazırlıklarını tamamlamak için ABD’den ek süre talebinde bulunmuştur. Dolayısıyla kendilerine yaklaşık altı aylık bir muafiyet tanınmıştır. Bu adım; Washington’un yeni bir alternatif nükleer anlaşma için bazı tavizler vermesi karşılığında, sıkıştığı köşeden kurtulması için İran rejimine küçük bir umut ışığı bırakma isteği olarak da değerlendirilebilir. Çünkü yaptırımların tek amacı, daha iyi bir anlaşmaya ulaşmak için baskı yapmaktır. ABD’nin Tahran’a yönelik bu yeni saldırıdan kurtulmak için İran’ın yapması gereken, askeri olarak nükleer silah elde etmesini sağlayacak nükleer programından vazgeçmesidir. Oysa eski anlaşma İran’ı, sadece gelecek 10 yıl boyunca bundan mahrum bırakmaktaydı. İkinci koşul da birincisi ile bağlantılıdır. Yani Suudi Arabistan şehirlerini hedef alan ve bölge ülkelerini tehdit eden balistik füze programını geliştirmekten, üretmekten vazgeçmesidir. Üçüncüsü ise Suriye, Irak, Yemen ve diğer bölge ülkelerinde yürüttüğü askeri operasyonlarını durdurmak ve geri çekilmesidir. Bu önemli yaptırımların uygulanması için başlama düdüğünün çalması ile Trump’ın bölge ile ilgili politikaları ilerlemeye başlamıştır. Bu nedenle, ardından gelebilecek müzakere, anlaşma ve hatta barışa yönelik umudumuzu koruyarak daha fazla gerginliğe hazır olmalıyız.

مشاركة :