Lübnanda (Şii) Hizbullah ve (Maruni Hristiyan) Özgür Yurtsever Hareket (ÖYH) ilişkileri 8 aydır süren "Yeni Hükümet" krizinin sürüncemeye bırakılması sebebiyle bozuldu. Hizbullah, basın sözcüsüne yakın bir kaynak aracılığıyla, krizin Sünniler arasında yaşanan bir kriz olmadığını, aksine karmaşık bir ÖYH sebebiyle sürdüğünü iddia etti. Kaynak ayrıca, ÖYH Genel Başkanı Cibran Basili de “hükümetin içindeki 30 bakanlıktan 11’ine ulaşmakta ısrar etmekle” suçladı. Hizbullah yetkilileri konuya dair açıkça konuşmamaya çalışmış olsa da Hizbullah Siyasi Meclis Başkanı Yardımcısı Mahmud Kamati’nin ifade ettiği gibi, kendileri ve Özgür Yurtsever arasında bir anlaşmazlık mevcut. Söz konusu gergin ilişki, taraflarca zaman zaman keskin medya kayıtları, ima veya açıklamalarla ortaya koyulurken, tarafların aynı zamanda aralarındaki stratejik ittifaktan uzaklaşmayı reddettiği de belirtildi. Güçlü Lübnan bloğunun eski bir üyesi olan eski Adalet Bakanı Şekib Kartabani, Hizbullah’ın Basil’i hedef alan ifadelerini kabul etmediğini söyledi. Kartabani ayrıca, Hizbullah’ın hükümetin yaşadığı krizden Basil’i sorumlu tuttuğu iddialarını da reddettiğine dikkati çekti. Hizbullah’a yakın politikacılar ve medya organları da Basil’in 30 bakanlıktan 11’ini elde etmeye çalıştığını belirtti. Bu çerçevede Şekib Kartabani, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “Basil’in bu konuda ısrar ettiği söylentisi doğru değil” diyerek, durumun yakından veya uzaktan bir Basil düğümü olmadığını vurguladı. Mevzunun, Hizbullah yanlısı Danışma Bloğu’na mensup Sünni milletvekillerin Cumhurbaşkanının payından temsil edileceği seçeneğiyle ortaya çıktığını söyleyen yetkili, doğal olarak olası bakanın Cumhurbaşkanının ekinin bir parçası olacağını ifade etti. Taraflar arasındaki anlaşmazlıklara ilişkin göstergeler ve medyada yayınlanan ifadelerde, Hizbullah’a yakın kaynaklar, “ÖYH ile ilgili temel bir anlaşmazlık yok. Bakan Basil ile hükümet meselesine ilişkin görüş farklılıkları var” ifadelerini kullandı. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Hizbullah’ın “ÖYHnin veya Cumhurbaşkanının payını temsil edecek bakanlığa ilişkin girişimi dolayısıyla Basil’in Danışma Bloğu milletvekilleriyle ilgilenme yolundan biraz rahatsız olduğunu” söyledi. Kaynaklar, hükümet krizi için ortaya koyulan son girişimin bundan dolayı başarısız olduğunu belirterek, seçilen bakanın görüş ve yönelimlerinin siyasi olduğunu vurguladı. Hizbullah’ın içerisindeki atmosfere aşina olan kaynaklar, “Cumhurbaşkanı ve Bakan Basil ile stratejik konularda hiçbir anlaşmazlık yok. Bu durum, mevcut farklılıklara rağmen ilişkinin devam etmesini sağlıyor” dedi. ÖYHnin manevi lideri Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallahın Mar Mikhael Kilisesi Anlaşması’nı imzalandığı 6 Şubat 2006 tarihinden bu yana iki taraf arasındaki ilişki stratejik bir ittifaka dönüşerek 2009 yılında yapılan parlamento seçimlerine yansıdı. Daha sonra ise Hizbullah, Mişel Avn’ın cumhurbaşkanlığı adaylığına destek verdi. Bu bağlamda eski bakan ve Milletvekili Muhammed Abdul Hamid Beydun, “Nasrallah ve Basil arasında gerçek bir anlaşmazlık yok, ancak hükümet içerisindeki pozisyonlara ilişkin farklı bir taktik var” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Beydun, “Basil, Nasrallah ile tartışmaya cesaret edemez. Siyasi açıdan bedeli yüksek olacağından olumsuz bir tavır takınmaktan korkar. Durumsal farklılıklar, Basil’in hükümette nihai bir durum olarak 11 bakana ulaşmak için elinden geldiğince çaba göstermesinden kaynaklanıyor. Bu durum da (hükümeti kurmakla yetkili) Başbakan Saad Hariri’yi gerçekten kritik bir duruma sokuyor, onu Hizbullah ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’nin lehine aykırı davranmaya itiyor” dedi. ÖYH’nin 30 bakanlıktan 11’ine ulaşma arzusuna ilişkin olarak ise Muhammed Beydun, “Cibran Basil’in asıl endişesi, Hariri ile arasındaki olası herhangi bir anlaşmazlıkta hükümeti feshetme kararı çerçevesinde. Zira bu da Başbakanı kendisine rehin yaptı” ifadelerini kullandı. Basil’in Lübnan’daki siyasi oyuna yönelik rolünü üstlenmeye çalıştığını söyleyen yetkili, “Kendisiyle olan stratejik ittifakına rağmen bu durum Hizbullah açısından rahatsız edici” dedi. Beydun ayrıca, Hariri’nin yumuşak mizacının da diğer tarafları hükümette kabiliyetlerinin ötesinde pay talep etmeye ittiğini vurguladı.
مشاركة :