Toprak egemenliği ve hava sahası ihlal edilen Libya, 24 Aralık 1951 yılında elde ettiği bağımsızlık gününü anıyor. Renklerini “Temiz (beyaz) işlerimiz, kara gerçeklerimiz, yeşil arazilerimiz ve kana bulanmış kılıçlarımız” sloganından alan sancağın altında, sömürgecilik döneminde şehitlerin kanıyla bağımsızlık kazanıldı. Şu üzücü soru sürekli soruluyor: Libya’da bağımsızlık namına bir şey kaldı mı? I. İdris, Bingazi’deki el-Manar Sarayı’nın balkonundan “Bağımsızlığı muhafaza etmek, onu kazanmaktan daha zordur” diyerek, Libya’nın bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlık yıldönümü, Kaddafi döneminde “Yabancı güçlerin koruduğu sahte bağımsızlık” gerekçesiyle iptal edildi. Bağımsızlık yıldönümünün kutlanması için 24 Aralık seçildi. Bağımsızlık kutlaması tarihi, tuhaf bir şekilde Batı’nın yılbaşı kutlamalarına denk geldi. Bundan dolayı bazıları, Birleşmiş Milletler’in (BM) Libya’nın bağımsızlık tarihini 24 Aralık olarak seçmesinden şüphe ediyor. Bağımsızlık, yabancı ülkelerin ya da tarafların müdahalesine boyun eğmeden devletin iç ve dış işlerini yürütmede egemenlik sahibi olduğunu ve bağımlı olmadığını ifade etmektedir. Bundan dolayı bağımsızlık muhafaza edilmelidir. Bazılarının şüphelenmesine rağmen zor bir şekilde kazanılmasının ardından bağımsızlık, anayasaya sahip bir devlet inşa etmede Libya halkının özgür ve güçlü iradesinin devam etmesini garantilemektedir. Öyle ki anayasa, toplumsal sözleşme niteliğinde olup yönetim şeklini belirler ve herkesin hakkını garanti altına alır. Anayasada hiç kimseyi uzaklaştırmak yoktur. Vatandaşlık hakkı, herkes için güvence altına alınmıştır. Kaddafi’nin engellediği 1951 anayasasında olduğu gibi anayasa, diktatörlüğü ve zulmü dizginler. “Halk Cemahiriyesi” adı altında ülke tahrip edildi, yolsuzluk, zulüm, baskı ve despotluk ülkede kol gezdi. Kaddafi, Halk Cemahiriyesi’nde demokrasiden bahsetti, ancak bu demokrasiyi uygulamadı ya da uygulanmasına bir gün bile izin vermedi. Halk Cemahiriyesi’nde zaman bozuldu ve geriye gitti. Tüm özgürlükler kayboldu. Vatandaş, Kaddafi’nin istediği zaman üstünü çizdiği bir rakama dönüştü. Bağımsızlık, despotluktan, zulümden ve bağlılıktan kurtulup ulusal iradeyi hâkim kılmanın başlangıcı olduğundan bağımsızlık duygusunu canlandırmak önemlidir. Zira İngiltere Dışişleri Bakanı Ernest Bevin ve İtalya Dışişleri Bakanı Kont Sforza’nın işgal altında 10 yıl süreliğine Libya’yı üçlü (İngiltere, Fransa ve İtalya) manda yönetimine sokmaya yönelik şüpheli planları başarısız oldu. Bağımsızlık yıldönümünü kutlamalarının arifesinde Libya’nın krizden sağ salim çıkmasını, iç savaştan ve ülkenin parçalanmasından kaçınmasını temenni ediyoruz. Gorka’nın projesi son değil. Batılı devletler, bu projeyi kopyalamaya çalışıyor. Yabancı güçler, Libyalı grupları kullanıyor. Onlar için Libya’nın coğrafyası ve tarihi vatan anlamına gelmiyor. Onlar, sapık cemaatlerinin çıkarını ve sözde hayallerini (hilafet devleti) hayata geçirmek için sınır ötesi liderlerinin rızasını daha çok önemsiyorlar. Öyle ki hilafet devletinde halk, sözde hilafet sahibi hükümdarın kölelerine ve cariyelerine dönüşmektedir. Siyasal İslam’ın yönetim projesi, Libya’nın bağımsızlığını Zevahiri, Bağdadi ve Bedi gibi dış odakların çıkarına terk etti. Hepsi de Libya sınırlarının dışında dini örtüye bürünmüş siyasi liderlerdir. Bu liderlerin Libya’daki uzantıları ve yandaşları, ülkenin bağımsızlığını bölüştü ve egemenliği üzerinde çekişmeye girdi. Bugün pek çok faktör, Libya’nın bütünlüğünü tehdit ediyor. Dış faktörler, ülkenin iradesini gasp edip bağımsızlığını yok etti. Merkezi nüfuz, zalim bir merkeziyetçiliğe tutunmaya yol açabilir. Zira merkeziyetçilik, 4 yıldır herkesi kucaklayan bir vatan inşa etmeyi başaramadı. Bağımsızlık, kimseye bağımlı olmadan hareket etmek demektir. Devlet, diğer ülkelerin ya da tarafların müdahalesine veya denetimine boyun eğmeden iç ve dış işlerini yürütmede egemenlik hakkına sahiptir. Biz, bağımsızlığı anıyoruz. İtalyan sömürgesinden kurtuluş döneminde bağımsızlık, şehitlerin kanlarıyla elde edildi. Bağımsızlığı muhafaza etmenin onu kazanmaktan daha zor olduğunu unutmamalıyız. Tarih, ataların mirasıyla doludur. Bağımsızlığı kazandıktan sonra onu muhafaza edebildik mi? Bazı aptalların, iktidar peşinde koşanların, plan sahiplerinin ve sömürgecilerin getirdiği ideolojiler yüzünden bağımsızlığı kazandık mı yoksa onu kaybettik mi? Bağımsızlığın zor bir şekilde kazanılmasının ardından kendimizi farklı yüzlere sahip sömürgeciliğin hâkimiyetinde bulmak için Libya halkının iradesi ve bağımsızlığı rehin alındı.
مشاركة :