Her yıl yerel saat 9.33’te –ki bu, Humeyni’yi Fransa’dan İran’a taşıyan Air France uçağının varış zamanıdır- İran rejiminin gözetiminde ülke genelinde kutlamalar düzenleniyor. 1979’dan beri köktenci ve devrimci Şii rejimin 40’ıncı yılı münasebetiyle düzenlenen etkinlikler, bu defa hem Sünniler hem de Şiiler tarafından kutlanıyor. Fitne ve iç savaş çağının başlangıcı olan 1979 yılı, dini merkezli siyasi faaliyetlerin de başlamasına neden oldu. 40 yıl, hüzünlü bir yaz hayali gibi geçti. Devrimci ve Şii din adamı Ayetullah Humeyni’nin yaptığı sihir, sadece İslam dünyasında değil, aynı zamanda Batılıların zihinlerinde ve kalplerinde de etkisini göstermeye devam ediyor. İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin dul kalan eşi Şahbanu Farah Diba, Batı’yı, Humeyni ve arkadaşlarını desteklemek ve Şah rejimine ihanet etmekle suçladığı zaman gerçekleri ve olayların gidişatını bizlere çok önceden haber vermişti. Farah Diba, Radio Farda’ya yaptığı son açıklamasında şunları dile getirdi: “Evet, Batı, Humeyni’yi desteklemeye iştirak etti. General Huyser komutasında bir ABD birliğinin gelip bizden İran’ı 5 gün içerisinde terk etmemizi talep ettiğini hatırlıyorum. Ardından yabancı gazeteler, TV’ler ve radyolar İran’a hücum etti. Dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Lord David’i başkent Londra’da gördüm. Lord David, bana ‘Kralın hasta olduğunu bilseydik İran’da meydana gelenleri onaylamazdık’ dedi.” Sol görüşlü İtalyan siyasetçi, Avrupa diplomasinin manevi annesi ve Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, İran’la anlaşmayı savunduğu zaman o, İran rejimiyle yapılan anlaşmanın pazarlandığı politik, ekonomik ve güvenlik gerekçelerine değil, Avrupa’nın eski devrimci ideolojisine sığınmış oluyor. Tabi buradaki anlaşmayla meşhur 5+1 anlaşmasını kastediyoruz. Bu İtalyan siyasetçi, ideolojik bir bağla, zamanında İran’daki devrimci din adamlarının iktidarının en büyük destekçisi olan ünlü bir Avrupalı düşünüre bağlı bulunuyor. O, postmodern yıkıcı ekolün destekçisi 1984’te hayatını kaybeden Fransız düşünür Michel Foucault’tur. Foucault, İran’daki Humeyni devriminin “siyasal maneviyat” olduğunu belirtti. Yine Foucault, o dönemde İran devriminin, Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun yani bizim bölgemizin siyasi sahnesini değiştireceğini müjdelemişti. Foucault, Tahran’daki Humeyni darbesinin ilk günlerinde Muhammed Kazım Şeriatmedari ve Mehdi Bezirgân’la görüştü. Onlardan Şiilerin yönetime karşı devrimsel öfkeleri hakkında açıklamalar dinledi. Foucault’un yol arkadaşlarının söylediği gibi bu durum, onun Şiileşme tutkusuna yol açtı. Tüm bunlardan sonra kaos yanlısı entelektüele ve Sayın Federica gibi Avrupalı siyaset yapıcılara bakarak Humeyni rejimine karşı bu devrimci Fransız düşünürü kontrol altına alan çılgınlığın henüz buharlaşmayıp Avrupa’da daha tehlikeli seviyelere ulaştığını söylüyoruz.
مشاركة :