Güney Amerika ülkesi Kolombiya’nın eski lideri Simon Bolivar hatıralarında, “Venezuela cesur ve sefil. Bunu izleyen olaylar ve felaketler, ABD’nin gurur duyduğu en zengin ve en güzel ülkelerden biri olmasına rağmen, yalnızca yoksulluk ve korkunç bir tecrit bıraktı” der. Yazar Pablo Neruda, İspanya sömürgesi içinde olan Latin Amerika’daki Bolivar için, “Her yüzyılda bir uyanan kahramandır” diyor. Neruda bu hatıraları, 1815’te Jamaika’da sürgünde olduğu ve 1830’da yaşamını yitirdiği Kolombiya’ya gitmeden önce kaleme aldı. Bolivar, o yüzyılın başından itibaren ekonomik çöküş ve tehlikeli yükseliş altında olan Venezuela krizi ile ilgilenen ve herkes tarafından uyandırılmış tek kişidir. Latin Amerika’nın en zengin başkentlerinden olan Caracas’ta yıllar boyu geceler karanlık, nüfusun dörtte biri çöplüklerde yiyecek arıyor. Akşamları sokaklar endişe ile uyuyan insanlardan boşalırken, aynı insanlar her sabah bilinmezlik korkusu ile yeni güne uyanıyor. Havaalanından otele giden yol, bu kentin son dokuz yıl içinde Chavezin şehri gibi olmadığından emin olmak için yeterli. Bugün Venezuela, tarihinin en kötü ekonomik krizi altında. Buradayken izlemeniz gereken uzun bir ipucu ve öneri listesini takip etmeniz gerekir. Adam kaçırma ve soygun olaylarının dışında, yılda 29 bin suikast hadisesi, Caracas’ı dünyanın en şiddetli başkentlerinden biri haline getirmiştir. Günün ilk ışıkları ve şehri çevreleyen yeşil tepelerin üzerindeki hava, Caracasın doğanın cazibesini terk etmediğini ve yıllarca terk edilmiş refahtan uzak iklimin tatlılığını bırakmadığını gösteriyor. Ardından sefalete dalmadan önce bir servet denizinde yüzen ülkeye ilişkin, dünyaya en fazla güzellik kraliçesi vermiş yüzlerin bu topraklardan çıktığını hatırlıyorsunuz. Haftalardır dünyayı meşgul eden Venezuela krizinin büyük resminde ordu Maduro’yu terk edecek mi? Guaidonun rejimle olan açık yürüyüşü tamamlama şansı nedir? Peki ya Venezuelanın dünyadaki en büyük petrol rezervleri. Bu konuda ABD, askeri eylem ve bazı beklentiler sunacak mı? Bu resim, gerçek şehri gizlerken, yıllarca yaşamak için sağlıklı şartlara ayak uydurmaya çalışan insanların acılarını gizleyen bir perde görevi üstleniyor. Buradaki insanların konuşmaları yumurta, pirinç, süt, tavuk ve eve güvenli dönüş, ABD tehditlerinden daha fazlası, Avrupa’nın tutumları, Maduro’nun entrikaları ve Guaido’nun macerası etrafında dönüyor. Asgari ücret bir kartondan fazla yumurta, 5 litre süt, bir kilo pirinç ve bir miktar tavuk eti almak için yeterli değil. Dünya Sağlık Örgütü, kriz başladığından beri Venezuelalıların yarısının 10 kilo ağırlık kaybettiklerini açıkladı. Gayrisafi milli hâsıla (GMSH) 2014’ten bu yana yarıya düşerken, kişi başına düşen milli gelir geçtiğimiz yüzyılın ilk ellili seviyelerine düştü. Nüfusun yüzde 90’nından fazlası yoksulluk sınırı altında yaşarken, günlük enflasyon yüzde 3 olup yaklaşık 21 milyon kişi yetersiz besleniyor. Maduro ülkede acil bir insani durum olmadığı konusunda ısrar ederken, bunun ‘petrolü ele geçirmek isteyen emperyallerin bir komplosu’ olduğunu iddia ediyor. Venezuelalı mühendis Carlos Villanueva tarafından tasarlanan ve Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından Dünya Mirası Listesine eklenen bir üniversite hastanesine uzmanlar geçtiğimiz günlerde ziyaret gerçekleştirdi. Yapılan ziyarette, banyoların su eksikliği nedeniyle kapalı olduğu ve elektriğin olmaması sebebiyle koridorların karanlıkta kaldığı belirtildi. Hastanede, pamuk eksik, ilaçlar az, asansörler kapalı, merdivenler kalabalık, hastalar battaniyeler ile geziniyor. UNESCO, geçtiğimiz yıllarda Venezueladan göç etmiş olan profesörlerin oranının yüzde 40 ila 80 arasında olduğunu tahmin ediyor. Venezuela’da üniversite profesörlerinin aylık maaşı son gerçekleşen zamdan sonra 10 doları aşmıyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), son üç yılda çocuk ölümlerinde ciddi bir artış olduğunu, anne ölümlerinin ise yüzde 68 oranında arttığını açıkladı. Geçtiğimiz yüzyılda Venezuela’ya yüzbinlerce İspanyol, Portekizli, İtalyan, Lübnanlı ve Kolombiyalı akın etti. Ancak 2013 yılında Chavez’in vefat etmesinin ardından zengin nüfusun yüzde 10’u göç ederek, Miami ve Madrid’e yerleşti. Ardından serbest meslek sahibi ve çok sayıda uzman ABD, Arjantin, Şili, Kolombiya, Ekvador ve Peru gibi ülkelere gitti. 2013 yılında Venezuela, varil fiyatı 100 dolardan olan günlük 3 milyon varil petrol üretiyordu. Ancak bugün, üretimin yarı yarıya düşmesi ile 1 milyon varile bile ulaşılamıyor. ABD’nin getirdiği kısıtlamalardan sonra Maduro’nun ekonomik kaynak olarak gördüğü nakitler kurumuş durumda. Venezuela’nın 62 milyon dolar tutarında Çin’e, devasa borcu bulunuyor. Bu trajedi, yıkıcı etkileri tüm sosyal ve üretken sektörlerde hissedilen Tolstoyun romanlarının bir öyküsü gibi görünüyor. Sigara veya bazı gıdalar kadar nadir görülen ürünler genellikle bir doğal afetin veya savaşın sonucu olarak bilinirken Venezuela’daki bu durum, siyasi ve askeri liderler arasında yapılan yanlış ekonomi, politika ve yolsuzluğun meyvesidir.
مشاركة :