Varşova ve Soçi arasında…

  • 2/15/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Özellikle Ortadoğu’daki güvenlik tehlikelerine karşı politikaları ve safları birleştirmek için ABD’nin davetiyle Varşova Konferansı’nın çalışmalarına başladığı bir zamanda Rusya, İran ve Türkiye’nin katılımıyla gerçekleşen başka bir konferans da Rusya’nın Soçi kentinde çalışmalarını bitiriyordu. İran, Varşova Konferansı’nda –ki Varşova, soğuk savaş döneminde Batı Bloğu’na karşı Doğu Bloğu’nun bir sembolüydü- yeni ve kararlı politikalar inşa etmek için hızlıca hedef haline geldi. 60 ülkenin katılımıyla 14 Şubat Perşembe günü Polonya’nın başkentinde çalışmalarına başlayan Varşova Konferansı’nda ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, “İran rejimine karşı konulup İran halkı desteklenmeli. Çünkü İran rejimi, kaosu yaydı ve halkına gözdağı verdi. Avrupalılar, rejimin tehlikesine karşı bizimle ve İran halkıyla işbirliği yapmalı” ifadelerini kullandı. 14 Şubat Perşembe günü sona eren Soçi Konferansı’nda ise İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ev sahipliğinde ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde terörü desteklediği için ABD’yi eleştirdi. Aynı anda iki zıt konferans… Arap ve uluslararası destekle birlikte ABD’nin yöntemiyle, Rusya, İran ve Türkiye’nin yöntemi arasındaki tercih netleşti. Hasan Ruhani ve Kasım Süleymani’nin politikaları -ki ABD Dışişleri Bakanı, Varşova’dan dünyayı Ortadoğu’da bu politikalarla mücadele etmeye teşvik etti- sadece Trump merkezli Washington’ın bakış açısına göre zararlı değildir. Aksine bu politikalar, Donald Trump Beyaz Saray’a gelmeden, hatta başkan adayı olmadan önce de yıkıcı ve acıydı. Güvenlik ve iç barış açısından kara veba, Arap dünyasında, Körfez’de Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’de 40 yıl önce ortaya çıktı. Kara veba, Humeyni rejiminin liderlerinden kaynaklandı. Bu, bazı direnişçi Arap aydınların mırıldandığı gibi Batı’nın ve özellikle de Washington’ın dayatmaları değil, bizim özel tecrübemizdir. Bu anlatılanlara ve anlatılmayanlara ek olarak Varşova sürecinin Soçi sürecine ve Soçi dışındaki süreçlere karşı başarılı olması, Arapların -Humeynici İran Araplarının değil- yararınadır. İşte mesele bu kadar net. Bugün tarih, sağ eğilimli kapitalizme karşı sol eğilimli komünist sloganlarla değil de barış ve ekonomik kalkınma yanlısı devletlerin yer aldığı blokla milliyetçi Rusya’nın yanı sıra siyasal İslam’ı koruyan Şii ve Sünni (İran ve Türkiye) iki rejimin yer aldığı blok arasında yeniden mi tekerrür ediyor? Gerçekten tarih ne tuhaf!

مشاركة :