Cezayir Genelkurmay Başkanı, Cumhurbaşkanlığı koltuğunun boş bırakılması önerisinde ısrarcı

  • 3/31/2019
  • 00:00
  • 10
  • 0
  • 0
news-picture

Cezayir Milli Savunma Bakanlığı, Cezayir Savunma Bakan Yardımcısı ve Cezayir Genelkurmay Başkanı Muhammed Kayid Salih’in Cumhurbaşkanlığı makamının boşaltılmasını öngören 102. maddenin uygulanması önerisi ışığında dün ülkedeki gelişmeleri tartışmak üzere askeri liderlerin bir araya geldiği bir toplantı düzenlendiğini açıkladı. Savunma Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, dün (30 Mart) akşam Genelkurmay Başkanlığı merkezinde gerçekleşen toplantıda bir araya gelen Birinci Askeri Bölge Komutanı, Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri ve kuvvet komutanlarının ülkedeki gelişmeleri tartıştıkları belirtildi.Açıklamada Kayid Salih’in şu ifadelerine yer verildi: “Bildiğiniz gibi 26 Mart 2019 tarihinde yaptığım açıklamada ülkede yaşanılan krizin üstesinden gelinmesi için en iyi çözümün anayasanın 102. maddesinin uygulanması olduğunu söyledim. Bu öneri, anayasanın 28. maddesi uyarınca ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunan, ulusal bağımsızlığın koruyucusu olan ve halkı bütün tehditlerden muhafaza eden ordunun anayasal görevleri kapsamında yapıldı. Sunduğum öneri, siyasi durumun istikrarının sağlanmasının ve ülkenin istenmeyen gelişmelere sürüklenmemesinin tek garantisidir. Cezayir halkının çoğunluğu, ordu tarafından önerilen bu teklifi memnuniyetle karşıladı. Ancak kötü niyetli olan bazı taraflar, ordunun güvenilirliğini sarsmaya ve halkın meşru taleplerinin üstünü örtmeye çalışıyor.” Açıklamada, 30 Mart 2019 tarihinde daha sonra kimlikleri açıklanacak olan birtakım kimseler tarafından çeşitli basın organlarında ve sosyal ağlarda ordu aleyhine bir karalama kampanyası başlatıldığı ve Cezayir halkının anayasanın 102. maddesinin uygulanmasını reddettiğine dair söylentilerin yayınlandığı belirtildi. Cezayir Ulusal Halk Ordusu’nun tutumunun her zaman anayasal meşruiyet çerçevesi içerisinde bulunduğunun kaydedildiği açıklamada, ordunun Cezayir halkının çıkarlarını her şeyin üzerinde tuttuğu vurgulandı. Ordunun ülkedeki siyasi krizin çözümünün ancak anayasanın 7, 8 ve 102. maddelerinin etkinleştirilmesiyle sağlanabileceğini düşündüğünün ifade edildiği açıklamanın devamında, “Bu şüpheli toplantılardan ortaya çıkan tek şey, anayasal meşruiyet ile bağdaşmayan tekliflerdir. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Ulusal Halk Ordusu tüm yasal yollarla buna karşı çıkacaktır” ifadeleri yer aldı. Ordu komutanlığı tarafından gerçekleştirilen toplantı, iktidardaki Ulusal Kurtuluş Cephesi Partisi (FLN) üyeleri arasında dün partinin merkez komitesi tarafından verilen karar hakkında bölünmenin yaşanması üzerine yapıldı. FLN Merkez Komitesi üyeleri, dün gerçekleştirdikleri toplantıda, partinin genel sekreterliği koltuğunun boşaldığının açıklanmasına ve Ulusal Halk Meclisi Başkanı Muaz Buşarib tarafından üstlenilen idari organın koordinatörlüğü pozisyonun reddedilmesine karar verdiler. Toplantı sonrasında yayınlanan açıklamada, gayrı meşru bir organ olmasından dolayı Muaz Buşarib’in liderliğini yaptığı partinin idari organı tarafından verilen hiçbir kararın bağlayıcılığı olmadığı ve yeni bir liderliğin seçileceği kaydedildi. Katılımcılar, mümkün olan en kısa zamanda FLN Partisi’nin siyasi çizgisine geri dönülmesi çağrısında bulundular. Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in tutumunu destekleyen katılımcılar şu açıklamada bulundular: “Merkez Komitesi, Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih tarafından sunulan anayasanın 102. maddesinin uygulanması teklifinin kabul edilmesi çağrısında bulunuyor. Ayrıca siyasi olmayan bir uzlaşı hükümetinin kurulması ve seçimleri düzenleyecek ve takip edecek mekanizmaların oluşturulmasıyla birlikte bunun ülkenin içinde bulunduğu krizden çıkması için en iyi çözüm olduğunu düşünüyor.” Parti içindeki güvenilir kaynakların Alman haber ajansına yaptığı açıklamada, dün gerçekleştirilen toplantıda yeter sayıya ulaşılmadığı ve bu tür kararların alınması için yasal prosedürlere göre merkez komite üyelerinin üçte ikisinin toplantıya katılması gerektiği belirtildi. Öte yandan önceki gün Cezayir Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, güvenlik organının bazı Cezayirli politikacıların pasaportlarına el konulduğuna dair çıkan haberlerin asılsız olduğu kaydedildi. Yerel basında yer alan haberler göre Cezayir Dışişleri Bakanlığı, bu tür pasaportların yalnızca yasalarca izin verilen kişilere verildiğini ve hiçbir şekilde söz konusu diplomatik pasaportlara el konulmadığını belirtti. Cezayir halkı arasında yayınlan söylentiler bundan ibaret değil. Sosyal paylaşım siteleri 22 Şubatta halk hareketinin başlamasından bu yana birincil bilgi kaynağı haline geldi. Bazı siteler, resmi iletişim kanallarının yokluğunda, karlarını arttırmak için çeşitli söylentiler yaydılar. Bu söylentiler arasında, yurtdışına büyük miktarlarda döviz kaçakçılığı yapıldığı ve bir dizi kişiye seyahat yasağı getirildiği de yer alıyor. AFP’nin aktardığına göre, önceki gün Buteflika ve rejiminin bütünüyle iktidardan ayrılmasını talep eden Cezayir halkı hala tetikte bekliyor. Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih, salı günü yaptığı açıklamada Buteflika’nın iktidarına son verilmesi için ilgili anayasal prosedürünün etkinleştirilmesi için çağrıda bulunmuştu. Çok geçmeden, cumhurbaşkanın iktidarda kalmasını isteyen birkaç yetkili de onun bu çağrısına katıldı. Genelkurmay Başkanı’ndan sonra, liderliğini Ahmed Uyahyanın yaptığı iktidardaki koalisyonun ortağı Ulusal Demokratik Topluluk Partisi (UDTP) de çarşamba günü ordunun yaptığı çağrıyı destekleyen açıklamalar yaptı. Öyle ki hastalığına rağmen cumhurbaşkanının iktidarda kalmasının en önde gelen savunucularından biri olan Genel İşçi Birliği Genel Sekreteri Abdulmecid Sidi es-Said de, ordunun teklifini destelediğini açıklarken, Buteflika’ya yakınlığı ile bilinen ve Buteflikanın seçim kampanyasının en güçlü finansörü ve ülkedeki en büyük iş adamları örgütlenmesi olan İş Liderleri Forumu (FCE) Başkanı Ali Haddad, perşembe günü geç saatlerde görevinden istifa etti. Cezayir Hakkında Her şey (TSA) yaşanan bu olayların ardından, tüm kararlarında Buteflika’yı destekleyen ve tüm ifadelerinde onu öven kimselerin aynı zamanda onu ilk bıçaklayanlar olduğunu yazdı. Parlamentoda çoğunluğa sahip olan ve Buteflika’nın liderliğini yaptığı FLN Partisi her ne kadar Buteflika’yı yalnız bırakmasa da, parti içerisindeki muhaliflerin sesleri giderek daha fazla işitiliyor. Liberty gazetesi bu bağlamda, ekibinin bütün direnişine rağmen Buteflika’nın iktidarının sona yaklaştığını yazarken, el-Haber gazetesinin perşembe günü yayınlanan sayısında, gelecekteki gelişmeleri ölçecek gerçek termometrenin halk hareketi olduğu kaydedildi. Aralarında Cezayir halk hareketinin sembolü olarak kabul edilen Avukat Mustafa Buşaşi’nin de bulunduğu pek çok önde gelen aktivist, ciddi ve kronik bir hastalığı sebebiyle cumhurbaşkanını azletmekten bahseden anayasanın 102. maddesini uygulanmasını reddettiler.

مشاركة :