Independent Arabia’dan Zayed Hedyaya konuşan Libya Ulusal Ordusu (LUO) Sözcüsü Ahmed el-Mismari, Trablus güçleri ile LUO kuvvetleri arasında yaşanan çatışmaların Kerimiya bölgesinde, Trablus Havaalanı yolu üzerinde ve Hullet el-Fercan’ın güneydoğusunda yoğunlaştığını söyledi. Ordu kuvvetlerinin Ayn Zara bölgesinde çatışmalara girdiğini kaydeden Mismari, çatışmaların halihazırda hala devam ettiğini ve gün sonuna kadar durumu nihayetlendireceklerini belirtti. Mismari, ordunun başkent Trablus’un merkezine ne kadar uzakta olduğuna dair sorduğum soruya şöyle cevap verdi: “Şu an başkent dolaylarında, şehrin güneyinde ve Şehitler Meydanına giden havaalanı yolunda bulunuyoruz. Hullet el-Fercan bölgesi ise şehrin güneydoğusundaki ilk mahallelere 10 km uzaklıkta bulunuyor.” General Halife Hafter’e bağlı hava kuvvetlerinin müdahalesine ve söz konusu müdahalenin savaşın rengini değiştirebilme ihtimaline değinen el-Mismari şunları söyledi: “Bize ulaşan bilgilere göre Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerinin üç gün önce Misrata’dan havalandırdıkları savaş uçaklarının, yanlışlıkla Aziziye bölgesindeki bir evi bombalaması ile birlikte 4 kişi hayatını kaybetti. Libya Silahlı Kuvvetleri ise havaalanı yolunda ilerleyen kara kuvvetlerine destek olmak için oldukça sınırlı miktarda hava gücünü kullandı. Bize ait olan uçaklar tarafından gerçekleştirilen bombalamaların hedef aldığı alan, sivil mülk içermeyen açık bir alandı.”Mismari, hava kuvvetlerinin havaalanı civarında çok başarılı bir operasyon gerçekleştirdiğini doğruladı (Independent Arabia)Terkedilen doğu cephesi Libya Ulusal Ordusu Sözcüsü Mismari, ordu kuvvetlerinin Trablusun güneyindeki ve batısındaki operasyonlara odaklanmaları ve Mısrata’dan gelen takviyelerin ulaşmasını sağlayacak doğru cephesini terk etmeleri ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Trablus ve Misratayı birbirine bağlayan yol üzerinde bulunan bölgede şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Kuvvetlerimiz şu anda bu yolu kontrol ediyor. Trablusun doğusundaki sahil yoluna uzanan buradaki köprünün kontrol altına alınması, ordunun en önemli hedeflerinden biri. Köprüyü ve Castelverde bölgesini kontrol etmeye ve tüm yolu doğudan kapatmaya çalışıyoruz.” Salah Badi ve İbrahim Cidran gibi birçok askeri komutanın hükümet güçleri safında yer almalarına değinen Mismari şöyle devam etti: “Bu, Serrac’ın suçlu olmaları bir yana ideolojik yönelimleri olan milisleri de temsil ettiğini gösteriyor. Savaş başladığı sıralarda el-Kaide örgütünden olan Bergusi hükümet saflarına katılmıştı. Şimdi ise Badi ve Cidran… Bundan dolayı Serrac, şu durumda ulusal bir devleti değil, ideolojik yönelimleri bulunan milisleri temsil ediyor. Bu oldukça tehlikeli bir durum. Trablus savaşının bizim için oldukça stratejik bir öneminin olduğunun farkındayız. Bu savaş, aynı zamanda güney ve doğu Libya’yı kaybeden milislerin de son savaşı. Bu yüzden Trablusu olabildiğince korumaya çalışıyorlar.” Serrac’ın, Abu Dabi’de iki tarafın uzlaştığı hususların Hafter tarafından bozulduğu açıklamalarını reddeden Mismari sözlerini şöyle sürdürdü: “Abu Dabide gerçekleştirilen görüşmelerde Serrac ile herhangi bir şey üzerinde uzlaşmadık ve herhangi bir anlaşma imzalamadık. Üzerinde uzlaşılan hususları metne dökmek istedik, fakat o bunu reddetti ve bu hususu danışmak istediğini söyledi. Peki kiminle? Katar ve Türkiye. Biz bu iki ülkenin düşman ülkeler olduklarını ve terörizme destek verdiklerini düşünüyoruz. Aynı şey Pariste de oldu. O sıra danışmak için doğrudan Romaya gitmişti. Ülkedeki durum Serrac’ın elinde değil, bilakis dış güçler tarafından kontrol ediliyor.”Uluslararası tutumlar Mismari, uluslararası tüm açıklamaların ve tutumların sükunet ve diyalog çağrısında bulunduğunu, fakat çok önemli olarak gördüğü bir şeyi açıklaması gerektiğini dile getirerek şöyle devam etti: “Dünya bu savaşın bir anda ortaya çıkmadığını anlamalı. 2014ten beri savaşıyor ve terörle mücadele ediyoruz. Dünyada hiçbir ülke kendi topraklarında terörün varlığını kabul etmemektedir. Şimdi neden Trablusa girdiğimizi soranlara şunu söylüyorum: “Bu süreç 2014 yılından beri süregelen genel planın bir parçasıdır, bir anda doğmuş değildir.” Şimdiye kadar verilen uluslararası tepkiler bizim için tatmin edicidir. Bu tepkiler, uluslararası toplumun sivillerin güvenliği konusundaki endişelerini yansıtmaktadır. Bununla birlikte biz, kimseden emir almayız. Çünkü bütün savaşımız Libya halkını yaşadığı ıstıraptan kurtarmaktır.”Siyasi diyalog Siyasi diyalogun geleceği ve Trablus’taki savaşın ardından gerçekleştirilecek kapsamlı konferans ile ilgili konuşan Mismari şunları söyledi: “Hafter güçleri operasyonun başlangıcından bu yana siyasi diyaloğun bununla hiçbir ilgisi olmadığını açıkça gösterdi. Libya Silahlı Kuvvetleri Genel Komutanlığı’nın bir sonraki planın ne olduğunu bilmiyoruz. Siyasete karışmamaya çalışıyoruz. Öyle ki, Libya Ulusal Mutabakat Hükümetinin (UMH) merkezinin yer aldığı Trablustaki Ebu Sitta Üssü’ne ulaşmak istemedik. Ancak gelecekte ne olacağını bilmiyoruz.”Devletin askerileştirilmesi Mismari, Hafterin devleti askerileştirmeye ve devlet kurumlarını ele geçirmeye çalıştığına dair iddialar hakkındaki bir soruya şöyle cevap verdi: “Libya’daki devlet şu anda sivil bir devlet değil, bilakis aşırılık yanlısı bir din devletidir. Bundan olayı herhangi bir sivil onlardan korkuyor. Ülkede bir an önce güvenliğin sağlanması gerekiyor. Sivil bir devlet planının başarılı olmasının temel koşulu budur. Siyasi sürecin başarılı olması ve demokratik bir sivil devlete ulaşılması için bu güvenliği sağlamayı amaçlıyoruz. Bu, tüm Libyalıların hayalidir.”
مشاركة :