Cezayir askeri kurumu, toptan ve detaylı olarak geçiş sürecini reddettiğini açıkladı. Üstelik ortaya konan çözümleri kabul etmeyen tarafları, geçiş süreci yoluyla krizi kendi kafalarına göre uzatmak, istedikleri gibi oyalanmak, Cezayir ve halkına kin ve nefret besleyen vaftiz babalarının gündemlerine ve tasarılarına göre hareket etmek ile suçladı. Askeriye, sözü edilen tarafların planları doğrultusunda iş tutan basın kanallarından ilk kez bahsederek onları, ‘kartları karıştırmak ve ateşi körüklemek niyetiyle kendilerini halkın sözcüsüymüş gibi göstererek barışçıl halk hareketini kendi dar çıkarlarına hizmet edecek şekilde bozmaya ve dalgalandırmaya çalışmakla’ suçladı. Ordunun bu açıklaması ile eş zamanlı olarak Bin Salih’in diyalog çağrısına kulak asmayan partiler, Talib el-İbrahimi, Mevlüd Hamruş ve Bin Bitur gibi geçiş dönemine liderlik edebileceğini düşündükleri isimler önerdi.Olası karşılaşma Cezayir’deki durum, ordu liderleri, sokaklar ve muhalif siyasi kesim arasında bir çatışmaya doğru yol alıyor. Sokak, özellikle geçici Devlet Başkanı Bin Salih, Hükümet Başkanı Nureddin Bedevi ve ekibi gibi Buteflika rejiminin sembol isimlerinin denetleyeceği bir seçime itiraz ederken muhalefet, Bin Salih ile diyalog çağrısına icabet etmeyerek geçiş sürecine çağrı yapıyor. Bu esnada ordu ise, başkanlık seçimlerinin belirlenen zamanda yapılmasında ısrar ederek ülkenin boğuştuğu siyasi krizden çıkmak için diyalogun gerekli olduğundan dem vuruyor; hepten ve detaylı olarak geçiş aşamasını reddediyor. Bu durum özellikle hareketin kendi adına konuşacak temsilcilerini belirleyemediği ve muhalefetin geçiş sürecinde lider olabilecek isimler önerdiği bir ortamda bir sürprizin yaşanacağına işaret ediyor. Ordu dergisinin başyazısında, “Ordudan önceki on yılda siyasi olaya müdahale etmesini talep eden kanallar, bugün onu bu geçiş sürecine sürüklemeye boşuna çabalıyor. Kendi kafalarına göre bir geçiş dönemine gitmek için bazı gazetelerde yayınlanan açık mesajlar, tartışmalar ve düşünceler aracılığıyla baskı uygulamaya çalışmak için farklı yollara başvuruyorlar. Komplocular, geçiş sürecini daha çok ülkeyi oyalamak için istiyorlar” ifadeleri yer aldı.Geçiş süreci kırılma meydana getiriyor Ordu, anayasanın serbest uygulanması seçeneğine sarılabilir. Bundaki asıl hedefi ise ya Libya ve Yemen başta olmak üzere birçok Arap ülkesi örneğinde olduğu gibi bitimsiz olabilecek ya da dış destekli azınlıkların hareketin taleplerine sızması ve liderlerine kendi gündemlerini uygulatması ile sona erebilecek bir geçiş döneminden kaçınmak. Bu düşünce halk hareketi ve muhalif odakların talep ve arzuları ile çatışsa da ülkeyi korumayı hedef ediniyor. Siyaset analizcisi Nureddin Matuk’un Independent Arabia’dan Ali Yahiye yaptığı açıklamaya göre, “Hareketin geniş bir kesimi, seçimleri denetlemek üzere bağımsız bir seçim komisyonu kurulması şartıyla ordunun planını benimsemiş” durumda iken siyasi odaklar, anayasayı aşan bir çözüm peşinde koşarak özellikle son haftalarda geçiş sürecini yönetebilecek isimler önerdi. Cezayir ordusunu baskılama çabasının ürünü olan bu teklifte önerilen isimler arasında Talib el-İbrahimi, Ahmed bin Bitur ve Mevlüd Hamruş gibi isimler yer alıyor.Basın vicdanını sattı mı? Ordu dergisine göre, “Bu uğursuz planın vaftiz babalarının ve onların yörüngelerinde yürüyenlerin, planlarını farklı yollar ve araçlar kullanarak yürütmek için senelerdir her fırsatı değerlendirdikleri aşikâr. Cezayir halkı güçlü ve keskin bir şekilde ortaya çıkıp konuştuktan sonra basında ve sosyal medyadaki belirli kanalları, kendi bulanık gündemlerini uygulamak için araç edindiler. Halk ve ordusu arasındaki güçlü vicdani ilişkiyi hedef alarak aralarındaki gizli güveni zedelemeye çalışan ümitsiz ve uğursuz bir uğraşla kamuoyunu yanıltmaya yönelik sistematik ve kötü niyetli kampanyalar başlatmak ve haberleri çarpıtıp yalan karıştırarak yaymak gibi yollara başvurdular”.Genelkurmay Başkanlığı 4 Temmuz seçimlerine inanmıyor Ordu dergisi, ‘Genelkurmay Başkanlığı’nın siyasilere ve parti liderlerine açık bir mesaj ulaştırmak istediğine’ işaret ederek halk hareketinin başladığından bu yana ilk kez ‘Cezayir ve Cezayirlilere dönük kötü niyetli komplolara ve basının suç ortaklığına’ değindi. Ayrıca ‘vicdanlarını satan, vatanın yüce çıkarına darbe indirmekle kalmayıp açıktan açığa aleyhinde komplo kuran, ülkenin bu krizi aşmasına imkân tanıyabilecek ve dolayısıyla bir planı birkaç cephede uygulamaya çalışan ve nihayetinde ülkeyi kaos batağına düşürmeyi amaç edinen maceracıların önünü kesebilecek çözümleri reddederek Cezayir’in yaşadığı krizin yönünü değiştirmek ve süresini uzatmak isteyen tarafları’ kınadı. Independent Arabia’ya konuşan siyaset analizcisi İsmail Halfallah, “Askeriye, anayasanın 102. maddesi kapsamında beka söylemini pazarlamak ve tüm tarafların uzlaşabileceği bir çözüm için kaçınılmaz hale gelen geçiş sürecinden önce Buteflika rejiminin başlarını mümkün olduğunca kesmenin bir aracı olarak Abdulkadir Bin Salih’i kullanmak amacıyla 4 Temmuz 2019 seçimlerine odaklanma derdinde. Ben eminim ki Genelkurmay Başkanlığı, 4 Temmuz seçimlerine inanmıyor. Ordu dergisinin başyazısına bakılırsa bence Kayid Salih’in konuşması, başta da söylediğim gibi vakit kazanmak için bu seçimlere sarılarak kamuoyunu oyalamaya devam ediyor. Bu seçimlere itiraz ederek uygulanan halk baskısının devam etmesi, seçimlerin iptalinde büyük bir rol oynayacak” ifadelerini dile getirdi.Anayasal boşluk konusunda yarı Bu bağlamda askeriye, kurumun Cezayir halkının tüm devlet kurumlarına kimin ektiğini iyi bildiği mayınları temizlemekle meşgul olduğuna işaret ederek, “Gına getirdiğimiz bu kriz, anayasal boşluğa elverişli bir ortam yaratarak Cezayir’de istikrarsızlık tohumları ekmek için kasıtlı olarak çıkarıldı. Bilerek bu krize sebep olanlar, bugün yürüyüşlere sızmaya çalışan ve kafa karıştırıcı sloganlar atanların ta kendileridir. “Meşru taleplerini herhangi bir belirsizlik ve karışıklığa bulaşmadan barışçıl yürüyüşlerle dile getiren Cezayir halkı, ülkemizin geçirdiği hassas sürecin tehlikelerinin ne boyutta olduğunun farkında. Halk, piyonların bireysel ve kitlesel kamuoyunca bilinir hale gelen odaklar üzerinden uygulamaya çalıştığı aşağılık planın ne olduğunu gayet iyi biliyor. Komplocular, bombanın pimini çekmek ve yolsuzluğa bulaşmış çeşitli sektörleri temizlemek için başlatılan adalet hareketi konusunda şüphe uyandırmaya çalışıyor. Bunu da Cezayir halkına ‘yargının, askeriyenin çağrısı üzerine adaleti bozmayı ve seyrine engel olmayı amaçlayan uğursuz bir uğraşla harekete geçtiği’ yönünde bir telkinde bulunarak yapıyorlar” ifadesini kullandı. Olayların hızlanması, Ramazan ayının ilk cumasını hareket için epey önemli bir hale getiriyor. Nitekim rejim, iktidar ve halk olmak üzere herkes; içeriden ve dışarıdan gelecek tepki ve tutumları gözlüyor. Her bir taraf, diyalog masasına oturmanın ülkeyi karanlık bir tünele sokmaktan koruyacak en önemli çözüm olduğunu bildiği halde kendi çözümlerine sıkı sıkıya tutunarak diğerinin görüşlerine kulaklarını tıkıyor.
مشاركة :