Irak: Ammar el-Hekim, İran’ın yanında yer aldığını açıkladı

  • 6/6/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Irak Ulusal Bilgelik Hareketi Başkanı Ammar el-Hekim, ABD yönetiminin İrana karşı uyguladığı ambargoya karşı tarafsız olmadığını dile getirerek, İran halkının karşı karşıya kaldığı kuşatma ve yoksun bırakma politikalarını reddettiğini açıkladı. Irak’ın ABD-İran çatışmasının merkezinde bulunduğunu ve kendi kararlarını kendisinin verebileceğini ifade eden el-Hekim, tutumların bir başkası tarafından belirlenemeyeceğini söyledi. Ammar el-Hekim, “Çıkarlarımız ve milli güvenliğimiz söz konusu. Nitekim diğer uluslarında kendilerine ait olan çıkarları ve ulusal güvenlikleri var. Bu çıkarların birbiriyle çatışmasının zorunlu olduğu bir şey yok. Ancak amaç bölgenin istikrarının ve güvenliğinin sağlanması ve halkın güvenliğinin korunmasından kaynaklandığı sürece bu çıkarlar iç içe geçebilir” diyerek, sözlerini sürdürdü. Hekim, mantıksız politikalara sürüklenmenin Irakı uluslararası izolasyona maruz bırakabileceğini ve daha sonra bu durumun başlanılan noktaya geri dönülmesine neden olabileceğini belirterek, çatışmanın herhangi bir tarafının yanında yer almamız mümkün olmadığı gibi söz konusu ülkenin çıkarları olduğunda buna seyirci kalınamayacağını söyledi. Bayram tatilinin ardından tarih belirlenmesine rağmen halihazırdaki göstergeler kabinenin kurulmayacağını gösterirken, kabinenin oluşumu için 6 aydan fazla bir sürenin geçtiğine dikkat çeken Hekim, “Hükümetin oluşumunun tamamlanması hususunda açık bir oylanmayla karşı karşıyayız. Hala bazı bakanlıkların bakanları atanmamış durumda. Diğer bazı bakanlıklarda ise değişikliğe gidilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.“Siyasi haklarımızdan tavizler verdik” Ammar el-Hekim sözlerini, “Birçok siyasi güçle birlikte, hükümete yeterince destek sağladık. Halka vaat edilen başarıya ulaşmak için tam bir fırsatın ele geçirilmesi amacıyla siyasi haklarımızdan tavizler verdik” diyerek sürdürdü. Hükümeti, insanlara neyin başarıldığını, neyin başarılmadığını ve söz konusu başarısızlığın nedenlerini açıklamaya çağıran Hekim, bunun ışığında geleceğe dair seçeneklerin belirleneceğini belirtti. Hekim, bugün tanık olunan siyasi başarısızlıkların ‘mevcut siyasi etkileşimlerin doğasında gerçek bir sorun olduğunu ve aynı zamanda hükümetin performansında önemli bir sıkıntının’ bulunduğu gösterdiğini söyledi. Öte yandan Sadr Hareketi lideri Mukteda el-Sadr, son yıllarda başlatılan reform çağrılarına cevap verilmemesi konusundaki hayal kırıklığını dile getirdi. Necef şehrinde kılınan bayram namazı sırasında verdiği hutbede, “Ey ulusum! Ben sizin çıkarlarınızı düşünen bir reformcuyum. Sizleri Irakı kurtarmaya davet ediyorum” diyerek seslenen Sadr, gece ve gündüz yaptıkları çağrılara rağmen yolsuzluk yapan kimselerden hesap sorulmamasını ve çağrılara cevap verilmemesini kınadı. Buna karşılık Fetih Koalisyonu Milletvekili Muhammed el-Beldavi, bayram tatilinin ardından boş olan bakanlıkların doldurulmasına yönelik herhangi bir siyasi anlaşmanın bulunmadığına işaret ederek, mevcut durumun zorluğundan dolayı kabinenin tamamlanmasıyla ilgili siyasi konsensüsün şu ana kadar herhangi bir sonuç elde etmediğini belirtti. Islah Koalisyonun’dan Irak Parlamentosu üyesi Gayib el-Umeyri ise yaptığı açıklamada, mevcut siyasi blokların partizan kota sistemine göre devletin ilgili pozisyonların paylaştırılmasını istediklerini dile getirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan Nehreyn Fakültesi Dekanı Dr. Amir Hasan Feyyaz, “Irakta yaşadığımız sorun, herkesin demokrasi hakkında konuşması, fakat kimsenin bu doğrultuda faaliyetlerde bulunmamasından kaynaklanıyor. Herkes iktidardaki kotasının peşinde. Tüm partiler ve bloklar, seçimler ve iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesi aracılığıyla demokrasinin tesis edilmesi hakkında konuşuyor. Ama demokrasiye inanan kimse yok” açıklamasında bulundu. Siyasi blokların muhalefete gitme seçeneği veya kendilerine verilecek birtakım pozisyonlar karşılığında iktidarda kalmaları hakkında konuşan Feyyaz, “Sorun, hükümeti ve muhalefeti destekleyen güçlerin varlığına dayanan bir muhalefet kültürünün yokluğunda yatıyor. Demokrasinin özü, çoğulculuğun tanınması, muhalefetin kabul edilmesi, istifa kültürü ve diğer olumlu uygulamalarda yatıyor” ifadelerini kullandı.

مشاركة :