Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, Suriye’nin kuzeybatısında son üç hafta boyunca gerçekleşen saldırılarda en 18 tıp merkezinin hedef alınmasından rejim güçleri ve Rus kuvvetlerinin sorumlu olduğunu ima etti. Lowcock’un bu sözleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Batılı ülkeler ve Rusya arasında sözlü atışma yaşanmasına neden oldu. Suriyedeki insani durumu görüşmek üzere toplanan BMGK oturumuna video konferans yoluyla katılan Lowcock, Nisan ayı sonlarında Rusya destekli rejim güçlerinin İdlibe saldırı başlatmasından bu yana 23ten fazla hastanenin vurulduğunu söyledi. Lowcock, 20 Haziranda İdlibin güneyinde yaralı bir kadını taşıyan ambulansın vurulduğunu ve bunun neticesince yaralı kadın ile 3 sağlık görevlisinin hayatını kaybettiğini söyledi. Hastanelerin hedef alınmasından kimin sorumlu olduğunun bilinmediğini dile getiren Lowcock, “Ama en azından bazı saldırılar gelişmiş hava gücü ile ‘zeki veya hassas silah’ olarak adlandırılan silahlara erişimi olan kişiler tarafından düzenlendi” dedi.49 tıp merkezi saldırılardan etkilendi 49 tıp merkezi ve hastanenin faaliyetlerinin kısmen veya tamamen hizmet dışı kaldığını ifade eden Lowcock, geri kalanlarının da saldırıya maruz kalmaktan endişe ettiğini söyleyerek, 17 okulun hasar gördüğünü, diğerlerinin ise kapatıldığı belirtti. Lowcock, son üç hafta süresince en az 160 kişinin hayatını kaybettiğini, en az 180 bin kişinin de göç etmek zorunda kaldığını dile getirdi. Tıp merkezlerini hedef alan saldırıların ardından Suriye’deki tıp merkezleri ve hastanelerin konumuyla ilgili verilerin nasıl kullanıldığıyla ilgili Rusya’dan açıklama istediğini söyleyen Lowcock, koordinatları BM’nin ‘uyuşmazlıkların çözümü’ sistemi içinde paylaşılan hastanelerin korumaya tabi olacağından emin olmadığını belirtti. BM İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı, “Siviller, Suriye hükümet güçleri ve müttefikleri ile silahlı muhalefet güçleri ve BMGK tarafından terör grubu olarak sınıflandırılan Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) arasındaki çatışmalar nedeniyle her gün acı çekiyor. BMGK, haftadan haftaya, aydan aya, yıldan yıla Suriye’deki insanların çektiği acılara dair brifing alıyor. Sivillerin korunmasına, insani erişimin güvence altına alınmasına ve tarafların uluslararası insancıl hukuka ve insan haklarına saygı gösterme zorunluluğuna uyma gerekliliğini defalarca yineledik. Zaman geçtikçe, sivillerin karşı karşıya kaldıkları korku ve tarafların en temel yükümlülüklerini yerine getirmedeki başarısızlıkları hakkında burada konuşmaya geldik. Acıyı hafifletme, hayat kurtarma, kavgaya son verme ve yasalara uyma yönündeki çağrımı bugün burada yineliyorum” diye konuştu. BM Siyasi ve Barış İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo ise, “Eğer gerginlik devam eder ve operasyonlar sürerse, feci insani sonuçlar ile uluslararası barış ve güvenliğin tehdit edilme riskini göze alacağız” dedi.“Bölgede sadece Rusya ve Suriye savaş uçağı kullanıyor” İngilterenin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce de, “Bildiğimiz üzere, bölgede savaş uçakları kullanan ülkeler sadece Rusya ve Suriye. Bu saldırıları kimin gerçekleştirdiğinin cevabı Rusya ve Suriye hava kuvvetleridir” şeklinde bir yorumda bulundu. ABDnin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Jonathan Cohen ise sağlık merkezlerine yapılan saldırılardan Rusya ve Suriye’nin sorumlu olduğunu belirterek, “En endişe verici olan, saldırıya uğrayan merkezlerin birçoğunun, onları koruma amacıyla Rusya ve BM tarafından geliştirilen listede olmasıydı” dedi. Rusyanın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Suriye ve Rus kuvvetlerinin sivilleri veya sivil altyapıyı hedef almadığını söyleyerek, BM tarafından tıp merkezlerine yapılan saldırıları teyit etmek için kullanılan kaynakları sorguladı.Rusya: Bizim hedefimiz teröristler Nebenzia, “Uluslararası insancıl hukuk ihlalleri olduğuna ilişkin suçlamaları reddediyoruz. Bizim hedefimiz teröristler” dedi. Son olarak, Suriyenin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, Suriye’deki insani durum hakkındaki raporu nedeniyle BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e eleştirilerde bulundu. Caferi, "Terörizme yatırım yapmak, bazı ülkelerin sürdürülebilir kalkınma çabalarına, çatışmaların ve kitle imha silahlarının yayılmasının sınırlandırılmasına yatırım yapmasından daha önemli hale geliyor" dedi.
مشاركة :