Putin-Erdoğan zirvesi ‘Soçi sonrası süreci başlattı’

  • 8/29/2019
  • 00:00
  • 7
  • 0
  • 0
news-picture

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zirvesinin sonuçları, Soçi sonrası ufukta yeni bir anlaşmanın işaretleri olarak değerlendirildi. Zirve göz önüne alındığında, her ne kadar iki liderin basın toplantısında kullandığı ifadelerin aceleyle hazırlanmış olduğu, görüşmenin Kremlin’in çalışma takviminde yer almaması veya İdlib konusundaki görüş ayrılıklarının devam ettiği ilk etapta göze çarpsa da, Putin’in Suriye’nin kuzeyindeki Kürt bölgelerini işaret ederek Türkiye’nin ‘meşru çıkarlarını anlıyoruz’ demesi, Ankara-Moskova hattında Suriye sahasında yeni bir anlaşmanın temeli olarak yorumlandı. Basın toplantısında yapılan açıklamalar, iki liderin anlaşmazlık konuları arasında yer alan Suriye’nin kuzeyindeki güvenli bölge hususunda görüş birliği içinde olduğunu gösterdi. Zira Putin, burada yaptığı konuşmada, güvenli bölge için ‘Suriyenin toprak bütünlüğü açısından olumlu bir adım’ ifadesinin altına imza attı. Ancak açıklamalarda İdlib meselesindeki görüş ayrılıklarının devam ettiği gözlemlendi. Rus lider Putin, ‘Türkiye ile teröristlerin yok edilmesi için ek tedbirlerin çerçevesini belirledik’ ifadesini kullanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘rejim saldırılarının Soçi mutabakatını uygulama çabalarına sekte vurduğunu ve rejimin sivilleri hedef almaya devam etmesini kabul edilemez’ bulduklarını belirtti. Ancak bu zirvede en dikkat çekici açıklama Putin’den geldi. Rus lider, Türkiyenin sınır güvenliğiyle ilgili hassasiyetlerini çok iyi anladıklarını ve bunun ‘Türkiyenin meşru hakkı’ olduğunu söyledi. Bu ifadeler, Rus uzmanlar arasında, Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelerin iki ülke arasında yeni bir anlaşmanın zemini olarak değerlendirildi. Uzmanlara göre mesaj gayet açık… Bu ifadeler bütün anlaşmazlık konularını aşacak daha geniş kapsamlı işbirliği anlaşmasının işaret fişeğiydi. Şarku’l Avsat’a konuşan bir uzman, “Artık Soçi denklemi bitti ve Rusya İdlib’deki savaşta sahada doğrudan bir taraf olarak yer alıyor. Yani bu da demek oluyor ki iki tarafın artık yeni bir anlaşmaya ihtiyacı var” dedi. Uzmana göre, bundan sonraki süreç sadece Soçi mutabakatının yeniden gözden geçirilmesi veya son aylarda sahada yaşanan gelişmeler doğrultusunda gerilimi azaltma bölgelerinde güç haritalarının yeniden oluşturulmasıyla sınırlı kalmayacak. Bunun da ötesinde Türkiye kanadı artık gözlem noktalarının güvenliğinin korunmasının gerekliliğine ve rejim tarafından hedef alınmamasına odaklanmış durumda. Bu durum, Moskova’ya Türk gözlem noktalarına yakın askeri birlikleriyle olayı kontrol altına alma fırsatı sunuyor. İdlib’deki dengeler tersyüz oldu. Türkiye’den İdlib sınırları içinden yapılan saldırıları önlemesini talep eden Rusya, bazı bölgelerdeki Türk varlığını da bizzat kendisi korudu. Bu gerçek, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın ifadelerine de yansıdı. Zaharova, dünkü haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Suriye ordusu yalnızca İdlib gerilimi azaltma bölgesinin sınırları içinde operasyon düzenliyor. Teröristlerin sürekli provokasyonlarına yanıt olarak ve sivillere yönelik tehdidin azaltılması için Suriye ordusu Rus hava grubunun desteğiyle cevabi önlemler almak zorunda kaldı. Bununla beraber operasyonların, 17 Eylül 2018 tarihli Soçi Mutabakatı uyarınca bir yıl önce kurulmuş olması gereken İdlib gerilimi azaltma bölgesinin sınırlarıyla münhasır olduğunu vurgulamak gerekir” dedi. Moskova’nın bir dönem Türkiye-ABD uzlaşması doğrultusunda Suriye’nin kuzeydoğusunda kurulacak güvenli bölge için ‘Suriye’nin egemenlik ilkesinin ve toprak bütünlüğünün tabutuna çakılan son çivi olur’ uyarısından, Putin’in güvenli bölgeyi Türkiye’nin meşru hakkı olarak tanımladığı bir pozisyona gelmesi yeni ve bir o kadar da dikkat çekici bir gelişme. Rus kaynaklar, “Rusya’nın pozisyonundaki dönüşün” birkaç sebebi olduğunu belirtiyorlar. Kaynaklara göre, sebepler listesinin en tepesinde, ülkenin kuzeyindeki Kürtleri uzun zamandır ABD’nin körüklediği ‘devletçik’ hırsından vazgeçirerek rejimle yakınlaşması fırsatını değerlendirmek. Listenin ikinci sırasında, Moskova’nın güvenli bölgeyi ABD birliklerinin tamamen bölgeden çekilmesinin başlangıç noktası olarak görmesi bulunuyor. Zira bu madde ABD Başkanı Donald Trump’ın daha önceki vaatlerine dayanıyor. Ayrıca Rus çevreler, özellikle yaklaşan ABD seçimleri göz önüne alındığında Trump’ın bu vaadi gerçekleştirmede ciddi olduğunu düşünüyor. Üçüncü sırada ise, Moskova’nın Ankara ile yapacağı yeni bir anlaşma kapsamında güvenli bölgedeki düzenlemelerde kilit rol oynama beklentisi geliyor. Bu nedenle Rus uzmanlar, bölgenin denetlenmesinde Türkiye ve Rusya arasında ortak bir mekanizmanın kurulması ihtimalinden söz ediyor. Buna göre, tarafların ikili gözlem noktaları inşa etmesi ve bölgede ortak devriyeye çıkması dillendirilen ihtimaller arasında yer alıyor. Böylece Moskova’nın bir yandan rejim, diğer yandan Ankara için güven verici bir rol oynaması öngörülüyor. Bir uzmanın görüşüne göre, Putin ile Erdoğan arasında gerçekleşen zirve artık yeni bir anlaşmanın kapılarını araladı ve “bu anlaşmanın hazır metni olmasa da çerçevesi iki liderin görüşmesiyle belirlenmiş oldu.”

مشاركة :