Elysee kaynakları: Macron ve Putin ortak strateji için yol haritası oluşturmaya çalışıyor

  • 9/10/2019
  • 00:00
  • 8
  • 0
  • 0
news-picture

Rusya ve Fransa arasındaki yakınlaşmaya işaret eden göstergeler artıyor. Bu hususta son gelişme, önceki gün Fransa Dışişleri ve Savunma Bakanlarının 2+2 Grubu adı verilen toplantı kapsamında Moskova’da Rus mevkidaşlarıyla bir araya gelmesiyle kayıt altına alındı. Bu, Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhakından bu yana iki taraf arasında gerçekleşen ilk toplantı. Ancak dünkü görüşme Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un Moskova ile boş sayfayı çevirme arzusu kapsamında geldi. Nitekim Macron bu arzusunu 27 Ağustos’ta yaptığı açıklamada dile getirmişti. Macron, Rusya ile ilişkileri yeniden düşünmek gerektiğini, yanlış anlaşılmayı aşmak ve belirli koşullar altında yakınlaşma alanlarını aramak istediğini ifade etmişti. İki taraf arasında yaşanan tüm bu gelişmelerin arkasında Rusya’nın tanımıyla “Avrupa’dan bir parça” siyaset felsefesi yatıyor. Buna göre Rusya’nın Avrupa’da güvenlik alanında yeni bir mühendislik inşa edilmesi ve böylece Avrupa’nın doğunun yani Çin’in görüş alanından çıkması için işbirliği yapması öngörülüyor. Macron, önceki gün Moskova’da bakanlar düzeyinde gerçekleşen toplantı öncesinde Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile telefonda görüştü. Elysee kaynakları iki liderin ‘ortak strateji için yol haritası oluşturma yönündeki çabaların sürdürülmesi konusunda uzlaştığını bildirdi.Yazlık konutunda Rusya lider Putini ağırladı Macron’un dünya sahnesi üzerinde bir rol sahibi olmak, İngiltere’nin içinde bulunduğu çıkmazı ve Almanya Başbakanı Angela Merkel döneminin yakında sona erecek olmasını fırsat bilerek Avrupa siyasi pusulasına yön vermek istediği sır değil. G-7 Zirvesi sırasında Macron bu rolü oynadı. Macron, zirveden önce ülkesinin güneyindeki Bregancon’da bulunan yazlık konutunda Rusya lider Putini ağırladı. Putin, dünya liderleri arasında bu olağanüstü ‘onura nail olan’ tek lider olarak kayıtlara geçmiş oldu. Rusya’nın son G-7 zirvesine davet edilmediği doğrudur. Ancak Fransa, Rusya’nın ‘büyükler kulübüne’ dönüşüne itiraz etmiyor. Bu noktada ise Fransız yönetimi, Moskova’ya G-7’ye geri dönmesini ‘gerekçelendirmesi’ şartını öne sürüyor. Ukrayna savaşı öncesinde G-8 adı verilen bu grubun toplantılarına Rusya da katılıyordu.Rusya’nın G-7 grubuna katılma ihtimali Son G-7 zirvesinde bir araya gelen liderler Putinin yeniden aralarına katılması için “erken” olduğunu düşünmelerine rağmen, ABD Başkanı Donald Trump bu dönüşü istiyor ve önümüzdeki yıl ABD’nin ev sahipliğinde yapılacak zirvede bu dönüşün gerçekleşmesi artık uzak bir ihtimal değil. Her hâlükârda Putin, uzakta da olsa Macron’un ‘aracılığı’ sayesinde son zirvede bulunuyordu. Siyasi analistler, Macron’un dış politikada belirli bir ideolojiden uzaklaşarak ‘pragmatizm’ hatasına düştüğü görüşünü hep bir ağızdan dile getiriyorlar. Bu noktadan hareketle Macron, ister Ukrayna ister Suriye, Irak, Libya ve İran’ın nükleer dosyası konusunda, patlayıcı kuyuları tümden soğutmak için Rusya’ya ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Bu kuyulara ek olarak Avrupa ülkeleri, ABD’nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşmasından (INF) resmen çekilmesinin ardından Moskova-Washington hattında nükleer silahlanma yarışının başlamasından endişe ediyor. Diğer taraftan önümüzdeki yıl uzatılmaması halinde yürürlükten kalkacak olan Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşmasının (START-3) akıbeti de bu endişeleri artırıyor. Fransa-Rusya ilişkilerini takip eden gözlemcilere göre, Putin ve Macron’un birbirine ihtiyacı var ve ikisinin yakınlaşması halinde ikisinin de bundan çıkarı olacaktır. Görünüşe göre Macron, İran’la imzalanan nükleer anlaşma hususunda ABD Başkanı’nın tavrıyla ilgili hayal kırıklığı yaşadı. Sözgelimi G-7 zirvesinde bu hususta ‘yumuşak’ mesajlar veren Trump’ın Washington’a dönüşünde eski tavrını sürdüren açıklamalarda bulunması, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin nükleer anlaşmadan çekilmemesi için arabuluculuk yapan Macron’u güç duruma düşürdü. Macron’un izlediği Rus diplomasisi, Ukrayna, Rusya, Almanya ve Fransa’nın katılımıyla düzenlenecek olan Normandiya Grubu zirvesiyle ilk ‘meyvesini’ verdi. Nitekim bu zirvede Putin ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskinin aynı masa etrafında bir araya gelmesi bekleniyor. Paris, bu ayın sonuna doğru düzenlenecek zirve ile sıcak gelişmelerin yaşandığı Ukrayna’nın doğusundaki durumu ‘soğutmayı’ umuyor. Zira Moskova ve Kiev’in desteklediği ayrılıkçı gruplar arasındaki çatışmalar devam ediyor. Paris, bu savaşı sona erdirmek için 2015 Minsk Anlaşması kararlarının uygulanmasını istiyor. Son olarak iki taraf arasında Pazar günü esir değişimi gerçekleşti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin isteği, bu dosyayı aşarak Putin ile yeni hedefleri güçlendirecek bir uzlaşı sağlanması. Moskova ise 2014’te ilan ettiği Kırım’ın ilhakı kararından geri adım atmayı reddederek, Ukrayna hususunda yapılacak bu uzlaşıyla üzerindeki Avrupa yaptırımlarının hafifletilmesini umuyor. Ancak bu zirvenin gerçekleşecek olmasından anlaşılan şu ki, Avrupalı ülkeler Rusya’nın ilhak kararını tanımadan Kırım’ı şimdilik parantez içine almayı uygun görüyor.Suriye’de anlaşma ihtimali Rusya ve Fransa cephesi, çözüm bekleyen konularda işbirliğini geliştirecek yollar arıyor elbette ancak aynı zamanda küresel ölçekte ‘çoğulculuğu’ da savunuyorlar. Nitekim Macron, neredeyse katıldığı tüm toplantılarda diyalog ve çoğulculuk ilkesine vurgu yapıyor. Bu ilke, Suriye konusunda Paris ve Moskova arasındaki anlaşmazlıklar dışarda tutulacak olursa, iki tarafı İran nükleer dosyasında anlaşmanın sürdürülmesi hususunda aynı çizgide buluşturuyor. Paris, Moskova ile yakınlaşması sonucu, neredeyse hiç yer almadığı dosyalarda rol alabileceği beklentisini taşıyor. Örneğin Macron daha önce Rus mevkidaşı Putin’e Arap ve Avrupa ülkelerinin yer aldığı Uluslararası Küçültülmüş Grup ile İran, Türkiye ve Rusya’nın bulunduğu Astana grubunu birleştirme önerisinde bulunmuştu. Paris ayrıca Suriye anaya komisyonu kurulduktan sonra ülkenin yeniden imarında Avrupa ülkeleriyle birlikte rol almasının siyasi süreci ilerletebileceği beklentisini taşıyor. Aynı zamanda İdlib’de yaşanacak geniş kapsamlı savaşın sonuçlarına karşı da uyarıyor. Pariste bazı siyasi çevreler, Macronun dış politikada, Fransa kararlarının bağımsızlığını ifade eden “Gaulleün mirası”ndan ilham aldığını düşünüyor. Nitekim Macron’un, çeşitli münasebetlerle yaptığı açıklamalarda, “Fransanın koruyucusu değil müttefikleri var” vurgusuyla bu noktaya işaret ettiği düşünülüyor. Macron’un Rusya açılımı ise tüm müttefiklerin Avrupalı olmasının gerekmediğini düşündüğünü gösteriyor.

مشاركة :