Erdoğan ve operasyonun arka planı

  • 10/11/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Türkiye’nin Suriyede gerçekleştirdiği askeri operasyon büyük güçlerin tamamı ve farklı siyasi eğilimlere sahip bölgedeki çoğu ülke tarafından kınandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu adımı atmak zorunda değildi. Kürt unsurlarını ortadan kaldırma isteğinin de bana göre tutarlı bir gerekçesi yok. Suriye Demokratik Güçleri, Suriye iç savaşında yer alan düzinelerce örgütten sadece bir tanesi. Suriye Demokratik Güçleri’nden daha tehlikeli olan örgütler de var. Mesela Suriye’nin kuzey batısında Türkiye sınırına yakın bir şekilde yer edinen İran milisleri. Türkiye’nin, Suriye’de sınırına yakın bölgelerdeki Kürtleri bu noktadan uzaklaştırmak ve iki milyon Suriyeliden kurtulmak için askeri operasyon gerçekleştireceğini açıklamasının ardından bölge için siyasi ve tehlikeli boyutları olan bir sorunla karşı karşıya kaldık. Türk medyası ve bölgede Suriyelilerin sınır dışı edilmesini savunan tek medya olan Katar medyası dışında kimse olanları savunmuyor. Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği operasyon ile koalisyon güçlerinin Yemen’de gerçekleştirdiği operasyonu kıyaslamaya çalışıyor. Ancak Erdoğan bir şeyi gözden kaçırıyor; koalisyon güçlerinin Yemen’de gerçekleştirdiği operasyonun iki yasal dayanağı var. Bunlar; Meşru Yemen Hükümeti ve BM Güvenlik Konseyi. Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği operasyonu, ne BM’den aldığı bir yetkiye ne de uğradığı bir saldırı karşısında elde ettiği meşru bir savunma hakkına dayanıyor. Bu da uluslararası hukukta Türkiye’nin düşündüğünden farklı algılanmaya neden oluyor. Erdoğan, yaklaşık beş yüz kilometre genişliğe ve otuz kilometre derinliğe sahip bir alanı kontrol etmek ve iki milyon Suriyeliyi bu bölgeye yerleştirmek için ordusunu Suriye’ye gönderdi. Bu durum, Suriyeli mültecilerin çektiği sıkıntıları artıracak ve onları Suriye rejim güçlerinin ve İran milislerinin hedefi haline getirecek. Öte yandan Suriyeli mülteciler, bölge halkı ile bir etnik çatışmanın içine de itilebilir. Dünya, Suriye rejiminin, Halep gibi Türkiye’ye yakın bölgelerde gerçekleştirdiği katliam ve yıkım politikalarını durdurması için yedi yıl önce Türkiyeye askeri müdahalede bulunma çağrısı yaptığında, Erdoğan yardım eli uzatmayı ve Şam yönetimi üzerinde baskı kurmayı reddetti. İranlılar ve Ruslar uzak mesafelerden gelip müdahalede bulunurken Erdoğan herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçındı. Hâlbuki o zaman Avrupa ve Dünya ülkelerinin çoğunluğu Türkiye’ye yasal dayanak ve lojistik destek vermek için hazırdı. Korkunç katliamlar, dünyanın en büyük dördüncü ordusuna sahip olduğunu iddia eden Türkiye’nin bir taş atımı mesafesinde gerçekleşti. Eğer Türkiye geri adım atmazsa, Suriye rejimi, içeride destekçilerinin birçoğunu kaybeden Erdoğan’ın siyasi olarak sonunu getirebilir. Türk emniyeti dün onlarca kişiyi gözaltına aldı ve onlar arasında gazetecilerde vardı. Gazeteciler Erdoğan’ı, içeride yaşadığı krizden kaçmak ve tabanını konsolide etmek için askeri operasyona başvurduğunu iddia ettiler. Söz konusu gazetecilerin iddiasına göre Erdoğan, Türkiye’deki aşırı milliyetçi kesime Suriyelilerden kurtulmayı ve bölücü Kürtlerle hesaplaşmayı vaat etti. Erdoğan, attığı bu adımın ülkesini koruyacağını zannederken daha kaotik ve çalkantılı bir bölge yaratıyor olabilir. Bu hamlesi ters tepebilir ve ülkesinin güvenliği için bir tehdit anlamına gelebilir.

مشاركة :