“Demokratları rahatsız eden, oy kullanmalarını ve protesto etmelerini önleyen devletlerden kaçmak için yeni bir devlet inşa etmekten başka bir yol kalmadı. İnsanlar siyasi inançları nedeniyle hapse atılıyor.” Bu sözler, Katalonya Özerk Yönetiminin eski Başkan Yardımcısı ve Katalonya Cumhuriyetçi Sol Partisi (ERC) lideri Oriol Junqueras’ın İspanya Yüksek Mahkemesi tarafından Katalonyadaki ayrılıkçı hareketin 13 liderinin davasında dün sabah verilen kararına yönelik yaptığı yorumdu. Bu karar aynı zamanda İspanya siyaset sahnesinde ve toplumunda yeni bir gerginlik ve huzursuzluk dönemine de kapı açtı. Katalonya Özerk Yönetim Parlamentosu Başkanı Roger Torrent dün yaptığı açıklamada “Bu kararlar sadece tutuklu liderlere karşı değil, hepimize karşı alınmıştır” ifadelerini kullandı. İspanya, ayrılıkçı partilerin ve güçlerin bağımsızlık için referandum çağrısında bulundukları 2017 sonbaharından bu yana siyasi hayata hakim olan bu davanın görülmesini bekliyordu. Merkezi hükümet, Anayasa Mahkemesi’nin Katalonya Özerk Yönetimi tarafından yapılan referandum çağrısını anayasaya aykırı bulmasının ardından Katalonyadaki özerkliği ortadan kaldırmıştı. Mahkeme, sanıklara 9 ila 13 yıl hapis cezasına mahkum ederken mahkumiyetleri süresince siyasi faaliyetlerde bulunmaktan da men etti. Bununla birlikte ‘itaatsizlikten’ ceza alan diğer 3 sanığa ise hapis cezası verilmedi. Katalonya hükümetinin sergileyeceği tutum ve alacağı kararlar beklenirken Katalonya Özerk Yönetim Başkanı Quim Torra, mahkeme kararlarına cevaben atılacak adımları tartışmak üzere olağanüstü bir toplantı düzenlenmesi çağrısında bulundu. Katalonya Parlamentosu Sözcüsü yaptığı açıklamada aynı konuyu değerlendirmek için bu hafta olağanüstü bir toplantı yapılmasının planlandığını belirtti. Ayrılıkçı partiler ve güçler,  ‘özerkliğe ulaşana ve tutuklular serbest bırakılana kadar çalışmaların yeniden başlatılması’ çağrısında bulundu. Bazıları ise Yüksek Mahkeme kararlarıyla hüküm giyen herkes için genel af istedi. Yüksek Mahkeme’nin hakkında hüküm verdiği Katalan siyasetçilerden Katalonya eski Egemenlik Bakanı Josep Rull yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Yargıçlar gerçeklerden memnun olsalardı bizi beraat ettirirlerdi. Ancak fikirlerimize bakıp bizi cezalandırmaya karar verdiler. Bu cezalar, 21inci yüzyılda Avrupadaki en önemli demokratik olaylardan birine imza atarak bağımsızlık için oy kullanan 2.5 milyon Katalana verilmiştir.” İspanya yargısından kaçan Katalan hükümetinin eski lideri Carles Puigdement ise Yüksek Mahkeme’nin kararlarına ilişkin yorumunda, “Tutuklulara verilen hapis cezası toplam 100 yıl ediyor. Ne büyük bir acımasızlık! Bugün sizin ve ailelerinizin her zamankinden daha fazla yanınızdayız. Çocuklarımızın, demokrasinin, Avrupanın ve Katalonya’nın geleceği için eskisinden daha çok çalışmalıyız” dedi. ‘Barcelona bir kulüpten fazlası’ sloganının kullanan Barcelona Futbol Kulübü de (FCB) protestolara katıldı. Kulüp yayınladığı resmi açıklamayla Yüksek Mahkeme’nin kararlarını reddetti. Açıklamada, hapis cezası verilmesinin krizi çözmeye yardımcı olmadığı ve bugün yaşanan kaosa katkıda bulunacağı vurgulandı. Uluslararası arenada Katalonya’yı temsil eden kulüp açıklamasında, “Bu krizi giderebilecek tek çözüm siyasi diyalogdur. Bu nedenle tüm siyasi yetkilileri çözüm için diyalog ve müzakerelere liderlik etmeye çağırıyoruz” ifadeleri yer aldı. İspanya Halk Partisi (PP) Lideri Pablo Casado ise sakin olunması çağrısı yaparak, “Ülkede kamu güvenliğini tehdit eden herkes, kanunların ön gördüğü sonuçların sorumluluğunu taşımalı” diye konuştu. Casado, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’den Yüksek Mahkeme tarafından verilen cezaların affedilmemesi ve siyaset yasağının kaldırılmaması sözü vermesini istedi. Sanchez, ayrılıkçı partilerin desteği sayesinde başbakanlık koltuğuna oturan eski PP lideri Mariano Rajoy hükümeti için güven oylaması yapılmasını talep etmiş ardından yapılan oylamada yeterli oy alamayan Rajoy hükümeti düşmüştü. Böylece erken seçime gidilmiş ve Sanchez başbakan seçilmişti. İktidardaki Sosyalist Parti kaynakları, olası bir af ile ilgili konuşmanın söz konusu olmadığını ve hükümetin Yüksek Mahkeme’nin kararlarına saygı duyduğunu belirttiler. Sosyalist Partili bakan Jose Luis Abalos yaptığı açıklamada “Yargı kararları uygulanmalı ve hukukun üstünlüğü konusunda rahat olunmalı. Duygusal davranamayız” ifadelerini kullandı. Güvenliği sarsabilecek ve yasaları çiğneyebilecek hiçbir olay olmamasını umduğunu söyleyen Abalos, devletin geçen yıl olduğu gibi istisnai önlemler almak zorunda kalmamasını diledi.