İran hükümeti, DMTKdan FATF düğümünü çözmesini istiyor

  • 10/23/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

İran hükümeti, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) sınır ötesi stratejisini destekleyenlerin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) yasa tasarısına yönelik muhalif tavrı devam ederken, bu sorunun üstesinden gelmekte ısrar ediyor. İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, İran Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi’ne (DMTK) İranın FATF standartlarına uymasına izin veren yasal düzenlemeleri onaylaması çağrısında bulundu. Dün Tahranda din adamlarından oluşan bir kalabalığa seslenen Cihangiri, “Vatandaşların hükümet, parlamento ve DMTK arasındaki görüşmelere ilişkin bilgilendirilmeleri iyi olur. DMTK,  FATF ve Terörizmin Finansmanıyla Mücadele Sözleşmesi (CFT) ile ilgili yasal düzenlemeleri onaylamalı” ifadelerini kullandı. DMTK’nın Cihangiri’ye cevabı ise gecikmedi. DMTK’nın önde gelen üyelerinden Gulam Rıza Misbahi Mukaddem, “İran Dini Lideri Ali Hamaney, FATF yasa tasarısıyla ilgili DMTK’ya herhangi bir talimat vermedi” dedi. İran Öğrenci Haber Ajansı (ISNA) tarafından aktarılan açıklamalarında Mukaddem, “FATF yasaları konusunda yeni bir gelişme olmadı. Eğer Hamaney, bize FATF yasaları konusunda bilgilendirmede bulunursa bunu uygularız” diye konuştu. Cihangiri, İran Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani’nin stratejik konulardaki anlaşmazlıkları çözmek için yeniden referandum seçeneğini öne sürmesinden günler sonra açıklamalarda bulundu. Bu durum hükümetin, Tahranın uluslararası yasalara uyum sağlamasına kapı açan ve kamuoyunda ‘FATF yasaları’ olarak bilinen kara para aklama ve terörün finansmanının engellenmesine yönelik yasa tasarılarını onaylatma konusunda karşılaştığı zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyor. Ancak Ruhaninin referandum ile ilgili açıklamaları, hükümet yanlısı çevrelerden destek görürken, hükümetin politikalarına karşı çıkan muhaliflerin sert eleştirilerine maruz kaldı. Analistler, Ruhani’nin halkın temel taleplerinden biri olan referandumu şimdi dile getirilmesini, Şubat ayında yapılması planlanan parlamento seçimleri için destekçilerini harekete geçirme girişimi olarak görüyor. Öte yandan kara para aklamanın önlenmesine ilişkin Mali Çalışma Grubu FATF, geçtiğimiz Cuma günü yaptığı açıklamada, Tahran’a ülkenin finansal yapısını kara para aklama ve terörün finansmanının önlenmesine ilişkin uluslararası normlara uygun hale getirmesi için Şubat 2020 tarihine kadar süre verdi.FATF tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı; “Eğer İran, FATF standartları çerçevesinde Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı BM Sözleşmesi (Palermo Sözleşmesi) ve CFT’yi Şubat 2020den önce yürürlüğe koymazsa FATF, karşı önlemlerin askıya alınmasını tamamen kaldıracak ve üye ülkeler ile tüm yetkili organları 19uncu öneri kapsamında (İran’a karşı)  etkili önlemler almaya teşvik edecektir.” Öte yandan İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, FATF’ın açıklamasının siyasi olduğunu ve reddettiklerini söyledi. Zarif, “İran, yerel yasalarında kara para aklama ile mücadeleyi bir zorunluluk ve sürdürülmesi gereken bir amaç olarak görmektedir. Terörizmin finansmanı ve kara para aklama ile ulusal çıkarlarımız için mücadele etmek üzere gerekli tüm önlemleri alacağız” ifadelerini kullandı. Zarif ayrıca kara para aklamayla mücadeleye yönelik yasaların çıkarılmasının İran için önemli bir adım olduğunu belirtti. İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii ise Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında FATF’ın verdiği süreye değinmeden, “Bu konuda görüşmelere devam eden hükümet, ulusal çıkarlar için FATF standartlarına uyulması gerektiğini vurguluyor” dedi.İran’ın FATF çıkmazı İran Cumhurbaşkanı Ruhani, 2017 seçimleri sırasında ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve işsizlik sorununa çözüm bulmayı da içeren ekonomik önerilerin bir parçası olarak dış yatırımı teşvik etme konusunda verdiği vaatleri yerine getiremedi. Bununla birlikte yabancı şirketler, eğer İran, özellikle ABD’nin geçtiğimiz yıl uyguladığı yaptırımların ardından yatırımcıları çekmek istiyorsa FATF standartlarına uymasının çok önemli olduğunu söylüyorlar. İngiltere, Fransa ve Almanya, İran’a FATF standartlarına uyması halinde ABD yaptırımlarını aşmak için önerilen ‘INSTEX’ adlı ödeme mekanizmasını aktif hale getirme sözü verdi. FATF yasaları, ABD Başkanı Donald Trumpın İran ile dünya güçleri arasında yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesi ve yaptırımlar uygulamasının ardından İran hükümetinin kayıplarını telafi etmek için girdiği alternatif arayışlarının merkezine oturan bir konu oldu. Hükümet, parlamento ve DMTK arasında FATF yasaları ile ilgili olarak yaşanan savaşın ardından hükümet, kara para aklama ve terör finansmanı ile mücadele etmeye yönelik iki yasada değişiklik yapılmasını sağlayabildi. Ancak Palermo Sözleşmesi ve CFT ile ilgili yasa tasarıları DMTK’nın güçlü muhalefetine takıldı. Bu durum, hükümet ile DMTK arasında bir çekişmeye yaşanmasına neden olurken hükümet gittikçe umudunu kaybediyor. Çünkü üyeleri İran Dini Lideri Hamaney tarafından seçilen DMTK’nın kararlarını DMO’ya yakın muhafazakârlar kontrol ediyor. DMTK’nın masasındaki dosyalar, ABD’nin sert yaptırımlar uygulaması, İran’ın petrol ihracatını engellemesi, DMO’yu uluslararası terör örgütleri listesine ve Hamaney, Zarif ve İran Merkez Bankası’nı yaptırımlar listesine koymasının ardından Tahran’la Washington arasındaki gerginlikler arttıkça giderek ağırlaşıyor. DMO destekçileri ve muhafazakârlar, DMO’nun yurt dışı kolu Kudüs Gücünün faaliyetlerine yönelik tehdidi nedeniyle Palermo Sözleşmesi ve CFT ile ilgili yasa tasarılarının onaylanmasına karşı çıkıyor. Ayrıca bunu, Hizbullah ve Filistinli gruplar gibi İran yanlısı silahlı gruplarla olan anlaşmalara yönelik tehdit olarak görüyorlar. Palermo Sözleşmesi ve CFT’nin DMO’nun iç ve dış faaliyetleri üzerindeki etkilerini önemsiz bulan Ruhani hükümeti ise söz konusu anlaşmalara uymanın İranı ‘ABD’nin bahanelerinden’ koruyacağına inanıyor. Ancak özellikle Ali Hamaneyin binlerce DMO üyesinin katıldığı bir mitingde yaptığı konuşmada, DMO’nun ‘dört duvar arasında’ kalmasından duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek sınır ötesi faaliyetlerinin genişletilmesi ısrarının ardından hükümetin işi zor gibi görünüyor. Öte yandan kara para aklama ve terör finansmanıyla mücadele yasalarına uyma konusundaki anlaşmazlık, dört aylık bir aranın ardından İran gazetelerinde yeniden ele alınmaya başlandı. DMO’ya yakınlığıyla bilinen Siasat Rooz gazetesi dünkü sayısının başyazısında, FATF’ın yaptığı son açıklamada, İran aleyhinde bir takım suçlamaların yer aldığı belirtildi. Makalede ‘İran’ın işbirliğinin göz ardı edilmesi’ olarak nitelendirilen açıklama eleştirilirken, grubun neden Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na (IAEA) benzer şekilde İran’dan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması kapsamında taleplerde bulunduğu sorgulandı. Makalede ayrıca Avrupa ülkeleri ve uluslararası şirketlerin ABD’nin İrana uyguladığı yaptırımlara uymasının da sorgulandığı makalede, “FATF ve ABD Hazine Bakanlığı’nın üst düzey yetkililerinin, bu uluslararası kurumla ilgili umutlarının daha çok göze güzel görünen ancak aslında orada olmayan bir serap gibi olduğu anlamına geliyor” denildi.  Avrupalıların FATF içindeki rolünün göz ardı edilmemesi çağrısı yapılan makalede ‘kibirli’ olarak nitelendirilen Avrupa ülkelerinin nükleer anlaşmanın uygulanmasına yönelik taahhütlerine uymadıklarını kanıtladıkları ifade edildi. Makalede ayrıca, Avrupa ülkelerinin İran’dan, bir yandan nükleer anlaşmadaki taahhütlerine uyması ve nükleer anlaşma başlığı altında başka talepleri de yerine getirmesini diğer yandan ise bölgesel dengelerinin yanı sıra savunma ve füze yeteneklerinin zayıflatılması için yeni bir anlaşmayı kabul etmesini istedikleri öne sürüldü. Arman Meli gazetesi ise FATF’ın İran’a 4 aylık yeni bir ek süre vermesinin FATF standartlarına ve ilgili anlaşmalara uyum sağlaması ve böylece İranın mevcut hassas durumunu hafiflemesine yol açabileceği belirtildi. Gazete, bu gelişmenin bir gösterge olacağını ve Tahrandan gelişmelere doğru olumlu bir adım atılacağını vurguladı. Uluslararası ilişkiler uzmanı Feridun Meclisi de kaleme aldığı makalede, ABD’nin İran ekonomisi üzerindeki yaptırımlarının Tahran’a günde iki milyon varil petrol ve 120 milyon dolar değerinde ham madde ihracatına mal olduğuna işaret etti. Bununla birlikte ithal edilen ürünlerin değerinden daha yüksek meblağlara alınmak zorunda kalındığına, kaçakçılığa ve petrolün değerinden düşük fiyatlardan satılmasına neden olduğunu kaydetti. Makalesinde ABDnin İran’ı yeniden FATF grubunun kara listesine sokmaya çalıştığı konusunda uyaran Meclisi, ABDnin İran petrol ve finans sektörlerine yönelik yaptırımlarının gittikçe ağırlaştığını belirtti. Meclisi son olarak, hükümete Palermo Sözleşmesi’nin uygulanmasına yönelik ciddi adımlar atmak ve CFT’ye odaklanmak için inisiyatif almasını tavsiye etti.

مشاركة :