Mısırdaki köktendinci hareketler hakkında uzman olanlar, DEAŞ lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’nin ölümünün ardından kaçan unsurların yeni bir örgüt kurabileği veya yeniden el-Kaide’ye katılabileceği konusunda uyarıda bulundu. DEAŞ’ın yeni liderinin örgüt içerisinde yaşanan bölünmeler dolayısıyla güçlü bir etkiye sahip olamayacağını vurgulayan uzmanlar, yeni lidere karşı bir ayaklanma olabileceğini belirtti.Mısırdaki köktendinci hareketler konusunda uzman olan Ahmed Ban, Şarkul Avsata yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bağdadi’nin öldürülmesinin ardından örgütün kalıntıları tarafından oluşturulacak yeni bir örgüt ile karşı karşıya kalabiliriz. Peki, Bağdadi’nin halefi kim olacak? Aynı etkiye sahip olacak mı? Bu sorular sıkça soruluyor... Özellikle son aylarda Suriyedeki ve Iraktaki yenilgilerinden sonra örgüt içerisinde tanık olunan bölünmelerin ardından yeni liderin Bağdadi kadar etkili olabileceğini düşünmüyorum.” Ahmed Ban ayrıca Bağdadi’nin öldürülmesinin ardından terör örgütleri haritasında görülebilecek birtakım değişikliklere de işaret etti. “DEAŞ’ın yıldızının sönmesinden sonra terör örgütleri haritasının değişeceğine şüphe yok. Örgütün kalıntılarının bir araya geleceği yeni bir örgüt ile karşı karşıya kalabiliriz. Bununla birlikte bu unsurlardan bazıları yeniden el-Kaide örgütüne katılabilirler. DEAŞ, el-Kaide’nin meşru çocuğudur. Bundan dolayı DEAŞ’ın kalıntılarının el-Kaide’ye katılması her zaman için olası bir durumdur. Nitekim Bağdadi, el-Kaide’ye mensup bir grup olan Ensar el-İslam’ın yanında saklanıyordu. Bu, Bağdadi ile el-Kaide arasında bir anlaşmanın olabileceğine işaret ediyor.” Mısırdaki köktendinci hareketler konusunda uzman olan bir diğer isim Ahmed Zağlul da Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede Bağdadi’nin halefi hakkında konuşmanın pek kolay olmadığını söyledi: “Bağdadi, örgütün başında bulunduğu sırada şahsi bir ilişkiler ağı vardı ve birtakım dengeler mevcuttu. Bu dengelerin etkileşiminin sonucu olarak Bağdadi’nin şahsı, örgüt içerisindeki çeşitli güç merkezlerinin kabulünü ve memnuniyetini sağlıyordu. Abdullah Kardaş ile Fransız ve Tunuslu olan diğer iki şahısın Bağdadi’nin yerine geçebilecek kişiler oldukları hakkında birtakım söylentiler var. Bu sahnenin başına kim geçecek olursa olsun İslam ümmeti fikrine aykırı olmasına rağmen çok büyük kabile dengelerine dayalı olacak. Yeni lidere örgütü ve unsurlarını kontrol etme ve yönetme yeteneği verecek olan da bu dengelerdir. Ayrıca örgütün başına yeni bir lider geldiğinde doğal olarak yaşanabilecek bir isyan durumundan da bahsedebiliriz. Bu, işin doğası gereği böyledir. Ancak ağırlık, örgüt içerisindeki gerçek güç sahiplerinin elinde olacak. Dolayısıyla isyan şu ya da bu şekilde sınırlı kalacak.”Zağul, çeşitli örgütlerde de tanık olunan bölünmelerin beklenen bir durum olduğunu vurguladı: “Cihatçı hareketlerin tarihi, birbirini takip eden bölünmelerden ibarettir. Bu bölünmelerin büyüklüğü ve etkileri, örgütün iç organizasyon bağlamlarıyla ilişkilidir ve bu tür bölünmelerin başında olan karizmatik liderler ile yakından irtibatlıdır. Dolayısıyla işin doğası gereği bazı bölünmeler olabilir. Ancak bu bölünmelerin ağırlığı ve bunlardan bazılarının örgütün pahasına öne çıkması, bu kişilerin şahsi yeteneklerine bağlıdır. Onların ilişki ağları ise bölgesel müttefiklerin varlığına bağlıdır.” Bununla birlikte her ne kadar iki örgüt arasında büyük farklar olsa da ortak noktaların da bulunduğunu belirten Zağlul açıklamasının devamında “DEAŞ mensubu olan unsurların yaşamış olduğu olumsuz deneyimler, örgüt liderinin ölümünün ardından el-Kaide’ye geri dönüş kapısı açabilir” dedi.
مشاركة :