Iraklı gösterici gruplar ile Başbakan Adil Abdulmehdi hükümeti arasındaki ilişkilerin yakın gelecekte onarılması mümkün görünmüyor. Bilakis, tarafların kendi taleplerinde ısrarcı olması nedeniyle iki cephe arasındaki makas gittikçe açılıyor. Irak’ın birçok kentinde göstericiler, hükümet ve siyasi partilerin başlattığı girişimleri tamamen reddediyor. Göstericilerin temel talepleri arasında, ‘keskin nişancı hükümeti’ olarak isimlendirdikleri Abdulmehdi hükümetinin feshedilmesi ve güvenlik güçlerinin göstericilere karşı orantısız güç kullanması sonucu kaybedilen yüzlerce canın ve binlerce yaralı insanın hesabının sorulması bulunuyor. Göstericilerin büyük bir kısmı ise hükümetin feshedilmesinin, uzun talep listesinin sadece ilk adımı olduğunu belirtiyor. Ancak Başbakan Abdulmehdi ve arkasındaki siyasi partiler, hükümetin düşmesinin, ülkede kaos ve istikrarsızlığa neden olacak ‘anayasal boşluğa’ yol açabileceği tezini savunmaya devam ediyor. Anayasal boşluğu bahane eden hükümet, halkın büyük bir kısmını reform yaptığı konusunda ikna etmek adına bir dizi adımlar attı. Sözgelimi, işsizlerin kamuda işe başlaması, yolsuzlukla mücadeleye ilişkin yasa paketinin parlamentoda kabul edilmesi, yolsuzluk suçlamasıyla bazı yetkililer hakkında tutuklama emrinin çıkarılması ve üst düzey devlet yetkililerine tanınan maaş dışı ödenek ve diğer ayrıcalıkların iptali yönünde alınan kararlar, bu kapsamda değerlendirilebilir. Görünüşe bakılırsa tüm bu adımlar, göstericiler ile hükümet arasında ortak bir zeminin kurulmasında başarılı olmadığı gibi gerginliğin daha da tırmanmasına neden oldu. Geçtiğimiz günlerde Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim’in evinde toplanan siyasi partilerin hükümete reformları hayata geçirmesi için 45 gün süre tanıdığı ‘Onur Anlaşması’ metninin Tahrir Meydanı başta olmak üzere diğer meydanlarda göstericiler tarafından yakılması, gerginliğin boyutunu gözler önüne seriyor. Nitekim bu durum, hükümetin aşiretlerden yardım istemesiyle sonuçlandı. Göstericiler ve hükümet arasındaki uzlaşmazlık, tarafların meydanlardaki gösterici sayısına ilişkin verdikleri bilgilere de yansıyor. Zira birçok kentte binlerce gösterici meydanlara akın ederken, İçişleri Bakanlığı Sözcüsü, ülkenin tamamında protestolara katılan eylemcilerin sayısını sadece 14 bin olarak açıkladı. Sözcü’nün Basra kentindeki gösterici sayısını 125 olarak ilan etmesi ise sosyal medya üzerinde alay konusu oldu. Tahrir Meydanı’ndaki göstericilerin dünkü açıklaması da iki taraf arasındaki düşmanlık ve güvensizliği açık bir şekilde ortaya koydu.Açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Zulüm güçleri karanlık saraylarda toplandı. Şehitlerin kanı ve protestocuların iniltileri yüzünden parçalanan hükümet giysisini dikmek için reform yapma ve süre tanıma konularında anlaştılar. Halk protestolarında, herhangi bir müzakere ve reformdan önce keskin nişancı hükümetinin feshedilmesi noktasında fikir birliği olmasına rağmen yolsuzluğa bulaşmış siyasi partiler, hükümetin kalmasında ısrar ediyor ve iktidar da bundan destek alarak göstericilere karşı kaçırma, tutuklama, tehdit etme, bastırma, korkutma ve öldürme eylemlerinde ısrar ediyor. Aynı şekilde yolsuzluğa bulaşanlar batıl üzerine toplanırken, göstericiler hak üzerine toplandı. Göstericiler, yolsuzluk ve yolsuzluk ehlinin karşısında birleştiler. Göstericiler hep birlikte, şehitlerin istediği vatan dönene kadar eylemlerine devam etmeye söz verdi. Bazı aşiret şeyhlerinin, kardeşlerimizin ölümünden sorumlu olan hükümetle görüşmesi çirkin bir durum ve bu ayaklanmanın kahramanları tarafından yapılan fedakârlıkların açıkça küçümsenmesidir. Ancak bu hatayı asil aşiretlerimize genellemiyoruz.” Hafta sonu tatilinin bugün bitmesiyle birlikte Bağdat’ta geniş çaplı öğrenci protestolarının gerçekleşmesi bekleniyor. Üniversite Öğrencileri Temsilciliği’nin dünkü (Cumartesi) açıklamasında, “Yarın (bugün) saat 10.00’da Yüksek Öğretim Bakanlığı binasından Tahrir Meydanı’na doğru yapılacak protesto yürüyüşü Hürriyet Heykeli önünde yapılacak basın açıklamasıyla son bulacak” denildi.