Birleşmiş Milletler (BM), Husiler tarafından kontrol edilen alanlarda insani yardımların yağmalandığını ve engellendiğini bir kez daha ifade etti. Uluslararası kuruluşlara ait projelerin yarısından fazlasının aksatıldığı için uygulanamadığı ve bu kuruluşlarda çalışanların saldırıya uğradığını da bildirildi. Husi liderliğini kızdıran bu uluslararası suçlamalar, BM İnsani İşler Genel Sekreter Yardımcısı Ursula Mueller tarafından Cuma günü toplanan BM Güvenlik Konseyi’nde ortaya atıldı. Mueller, insani yardımları yağmalayan Husilerin aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarına ait projelerin yarısından fazlasının aksatılmasına neden olduğunu belirtti. Bu kuruluşların bazı çalışanlarının ve BM personelinin sebepsiz yere sınır dışı edildiğine de değindi. Aynız zamanda yardım faaliyetlerine müdahale eden Husilerin, yardımları alan kişilerin seçimlerini de etkileme çabalarında bulunduğuna, kuruluşları insani ilkelere aykırı koşullarda ve finansman eksikliğinde faaliyet göstermeye ve kapatılmaya zorladığına işaret etti. İnsani yardım alanında çalışan kadrolarda 60 farklı saldırı, tehdit ve tutuklama olayının yaşandığını da sözlerine ekledi. Husilerin BM teknisyenlerinin Safer petrol rezervindeki zararı değerlendirmelerine izin vermediğini ifade eden Mueller bu rezervin onarılmasının ciddi çevresel felaketleri önleyeceğini de belirtti. Ancak BM’nin açıklamaları, Husi liderleri kızdırdı; örgütün en önemli üçüncü liderleri sayılan Muhammed Ali Husi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada bağış sağlayan kuruluşların ciddi manipülasyonlar yürüttüğünü öne sürdü. Örgütün bir diğer lideri Abdulmuhsin Tavus da suçlamaları reddetmekte gecikmedi. BM’deki bağışçıları Yemen’de fonların nerelere harcandığını araştırmaya çağıran Tavus, insani projelerin yağmalanıp BM çalışanlarının cebine girdiğini iddia etti. Bununla beraber, insani yardım kuruluşlarının yolsuzluklarını yaymak için Sana’da yasalara uymadan çalışmak istediklerini iddia etti. Husi lider, örgütünün elinde BM’nin kendisine yönelttiği suçlamaların sahte olduğunu ortaya çıkaracak belgelerin olduğunu ve bunların ifşa edilmesinin gerekebileceğini de açıkladı. Yemen hükümeti ise yardım faaliyetlerine yapılan darbeci ihlallerin devam etmesi üzerine ‘uluslararası umursamazlık’ olarak adlandırdığı durumdan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yemenli yardım aktivistleri de aynı şekilde Husi milislerin kontrol ettiği bölgelerde insani yardımların çoğuna, bazen de tamamına el konduğunu ya da aksatıldığını ifade etti. Aynı zamanda Husilerin bu yardımları örgüt üyelerine yönlendirdiği belirtildi. Dünya Gıda Programı (WFP), Husi grubun, yardım programının ulaşacağını ve yağmalanmadığını onaylayan parmak izi sistemini kabul etmediği için bu sene Sana’daki çalışmalarını askıya aldığını bildirdi. Bu sistem kabul edilmediği sürece de faaliyetlerine devam etmeyecek. WFP Sözcüsü Herve Verhoosel, daha önce yaptığı açıklamada, önceliklerinin Yemende açlıktan en çok sıkıntı çeken çocukları, kadınları ve erkekleri beslemek olduğunu ifade etmişti. Ancak Verhoosel, sözlerine şunları da eklemişti: “Herhangi bir çatışma bölgesinde olduğu gibi, bazı insanlar zararsız bir yiyeceği ihtiyaç duyulan yerlerden uzağa götürerek ve bu yiyeceklere zarar vererek kar kazanmaya çalışıyorlar”. Verhoosel, 83 ülkede çalışabildiklerini ancak insanlığa, tarafsızlığa ve operasyonel bağımsızlık ilkelerine uygun olarak çalışma alanı ve özgürlüğü sağlaması için defalara kez Husilere başvurmaları gerektiğini söyledi. Husi milislerin bu tür davranışları, birçok uluslararası kuruluşun grup tarafından kontrol edilen alanlarda faaliyetlerini bırakmakla tehdit etmesine neden oldu.
مشاركة :