Suudi Arabistanın Yemendeki savaşı sona erdirme ve Yemen hükümeti ile Husi milisleri arasındaki barış sürecini yeniden canlandırma girişimi, savaşı sona erdirmek için gerçek bir fırsat olması açısından Yemendeki siyasi çevrelerde ve halk tarafından büyük ölçüde memnuniyetle karşılandı. Şarku’l Avsat’a konuşan birçok politikacı, Husilerin son yıllarda bölgedeki davranışları nedeniyle İran destekli grubun girişimi olumlu bir şekilde ele alıp almayacağını sorguladılar. Siyasiler, Husiler girişimi kabul etmezse bu durumun son seçenek olarak grubu askeri olarak kırmak için askeri operasyonların devamına yol açacağını ifade ettiler. Yemen hükümeti girişimi memnuniyetle karşıladığını açıklamada gecikmezken Yemenli siyasiler, Husi milislerin uluslararası baskıdan kaçınmak amacıyla hileye başvurabileceğini ve böylece hükümet güçlerine karşı sahada herhangi bir ilerleme sağlamayı umarak Maribe yönelik seferberliğe ve güçlerini takviye etmeye devam edebileceğini düşünüyor. Husi grubundaki liderler, önümüzdeki iki gün içinde liderlerinin girişimle ilgili nihai pozisyonunu da içerecek bir konuşmayı beklediklerini söylediler. Yemenli siyasi araştırmacı ve akademisyen Dr. Faris el-Bail, “Suudi Arabistan’ın girişiminin, BM’nin ve uluslararası toplumun barış için kapsamlı bir çözüm bulmada yetersiz kalmasının ardından gelmesi nedeniyle zamanlaması ve içeriği bakımından akıllıca olduğunu” ifade etti. Ayrıca girişimin, bölgede gelecekte yaşanacak çatışma odakları içeren yetersiz veya çarpık barış projelerinin uygulanmasının ve siyasi gelecekte yıkıcı bir güç olarak silahları ve mezhepsel boyutuyla Husi hareketini geleceğe taşımanın yolunu engellediğini belirtti. Dr. Bail, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, girişimin barış ufkunu gerçek bir şekilde uluslararası çabalara açmak için geldiğini, aynı zamanda ciddi bir eylem sunduğunu ve Krallık üzerindeki yoğun baskıya yanıt vererek Husi milislerinin gerçek yüzünü göstereceğini ifade etti. Dr. Bailin değerlendirmesine göre Husi liderlerinin iki seçeneği olacak. Suudi Arabistan’ın girişimini kabul edecekler ki o zaman Suudi Arabistan Yemene ve uluslararası barışa büyük bir hizmet sunacak, ya da reddederek kendilerini her türlü barışı reddeden kalıcı bir konuma sokacaklar. Suudi Arabistan ise İranın iplerinden kurtulması ve Yemen kimliğine katılarak İran’ın projesini uygulamaktan tamamen vazgeçmesi için Husilere barış fırsatı verdiğinden dolayı dünya önünde mazur görülecek. Yemenli insan hakları siyaset yazarı Hamdan el-Ali ise girişimin Husileri çıkmaza sokacağını düşünüyor. Husilerin siyasi ve askeri hedeflere ulaşmak ve taleplerinin yerine getirilmesi için insani durumun sonuçlarını artırarak uzun süredir ilerleyişine devam ettiklerine dikkat çeken Ali, grubun uluslararası toplumun önünde Yemenlilerin acısını azaltan tedbirleri ve barışı engelleyen şeklinde görünmemek için girişimi ortadan kaldırmaya çalışacağını düşünüyor. Ayrıca Husilerin önümüzdeki dönemde Maribe yönelik saldırılarını yoğunlaştıracağını bekliyor. Ali açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Yemenliler, siyasi ve askeri olarak bundan faydalandıkları için ülkedeki zor insani duruma bu milislerin neden olduklarını biliyorlar. Bu nedenle bu girişim, mazeretleri engelliyor ve meşru hükümete ve destekçisi Arap Koalisyonu’na devletin restorasyonu ve Husi bölgelerinde rehin olarak bulunan Yemenlilerin kurtuluşunun tamamlanması için çalışma fırsatı sunuyor.”Girişim, savaşı sonlandırmak için iyi bir adım oldu Yemenli siyasi analist Vaddah el-Celil, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, girişimin bölgede gerçek ve kalıcı bir barış sürecini başlatmak için iyi bir fırsat ve savaşı makul temellere ve kurallara dayalı bir şekilde sonlandırmak için iyi bir adım olduğunu ifade etti. Ancak Celil şu soruyu yöneltti: “Girişimin ilgili diğer tarafı (Husiler), dışlayıcı düşüncelerinin ve yaklaşımının yanı sıra, toplumsal barışın tüm değerlerine karşı ve siyasetin tüm ilkelerine aykırı bir şekilde tüm kazanımlarını savaş, güç ve tecavüz yoluyla elde ettiği için girişimi reddetmesine yönelik birçok neden varken böyle bir girişim nasıl gerçekleştirilebilir? “ "Husilerin anlaşmaları ve ittifakları ihlal etmesine ve yükselişinin başlangıcından beri barışı reddetmesine alıştık. Yemende ve bölgede bir İran askeri kolu olmalarına rağmen Husiler nasıl geniş bir nüfuz elde etti? İran Devrim Muhafızları her zaman Husi grubunun kararlarını veriyor ve bunları liderlerine iletiyor. Ayrıca gruba, herhangi bir girişim veya barış çağrısı ile başa çıkma veya ilgilenme iznini veriyor.” Yemenli medya yazarı Ahmed Abbas ise, Suudi Arabistan’ın girişiminin Husilere yönelik olduğu kadar topu ABD ve BM temsilcilerine attığı için akıllıca bir adım olduğunu ifade etti. Abbas, Şarku’l Avsat ile verdiği röportajda, "Husiler girişimi reddederlerse gruba karşı ABD’nin ve uluslararası toplumun pozisyonu ne olacak? Milisleri doğrudan sorumlu tutacaklar mı?" sorusunu sordu. Abbas, Husi grubunun tek bir girişimi istediğini, bunun da Yemende kargaşa yaratmak ve Yemen’i ülkede fikirlerinin yayıldığı başka bir Humeynist versiyona dönüştürmek olduğunu" ifade etti. Abbas açıklamasını şu sözlerle sürdürdü: “Nihilist ideolojiye dayalı bu tür adımlar herhangi bir girişim veya tavizle karşılaşmayacak. Yemen hükümeti ve Arap Koalisyonu’nun Yemen’i ve bölge ülkelerinin varlığını tehdit eden en şiddetli girişim olarak kabul edilen bu projeden kurtulmak için sahada gerçek alternatifler ve çözümler bulması gerekiyor. Bu duruma müsamaha gösterilmemeli ve herhangi bir isimlendirme altında sunulan hiçbir uluslararası baskıya boyun eğmemeli.” Yemenli siyasi analist ve yazar Abdulmelik el-Yusufi, Husilerin şiddet ve kaos yaymaya dayanan bir İran projesiyle bağlantılı oldukları için Yemendeki çatışmayı sona erdirme girişimine boyun eğme ihtimalinin zayıf olduğunu düşünüyor. Yusufi açıklamasında, “Yemendeki çatışmanın sona ermesi Tahrandaki mollalar rejiminin stratejilerine uymuyor” dedi. Şarku’l Avsat’a konuşan Yusufi şu açıklamayı yaptı: “ABD yönetimi, Husi grubunu terör örgütü olarak sınıflandırma kararını iptal ettiğinde ve bu karar Yemene bir ABD Temsilcisi atanmasıyla eşzamanlı alındığında çatışmanın sonlandırılması yönündeki ifadeler netti. ABDnin çatışmanın sona erdirilmesine yönelik tutumu birçok etkili ülkenin desteğiyle tutarlıydı. Bu da Husi grubuna barış sürecine girmeleri için son şansın verilmesi anlamına geliyor.” Yusufi bu fırsata rağmen Husi milislerin bu adımları Maribde tırmanışı artırma ve eşlik eden yaygın uluslararası kınamalara rağmen Suudi Arabistandaki sivil yerleşimlere yönelik terörizmini tırmandırma şeklinde karşıladığını ifade etti. Suudi girişimiyle ilgili açıklamada bulunan Yusufi, girişimin Husilerin boyun eğmemesi halinde güç kullanımının Yemendeki çatışmayı sona erdirmek için tek seçenek olacağı yönünde bir argüman sunmak için geldiğini düşünüyor.Suudi girişimi uluslararası topluma bir mesaj Yemenli siyasi analist ve yazar Mahmud et-Tahir de Suudi girişiminin uluslararası topluma bir mesaj olduğunu düşünüyor. Tahir’e göre Krallık, Mart 2015’te Yemen’de Kararlı Fırtına Operasyonu’nu duyurusundan bu yana, Yemen anayasasına göre siyasi tarafların Yemende eşit fırsatlara sahip olmasını sağlamaya çalıştı. Ancak Tahir’e göre Husiler Yemenlilerin tüm koşullarını kontrol edenlerin sadece kendileri olmasını istedi. Tahir açıklamasında, “Suudi girişiminin aynı zamanda Yemen’e bir mesaj olduğunu, Krallık’ın Yemene barış getirmeye istekli olduğu ve bunun zamanının geldiği mesajını taşıdığını" ifade etti. Tahir, yeni Suudi girişiminin, Yemen hükümetinin tavizler vermesini içermesine rağmen, barış için uygun bir zemin bulmaya ve Yemen halkına Husiler nedeniyle her geçen gün daha da şiddetlenen çileden ve insani krizden çıkmaları için yardım etmeye çalışacağını düşünüyor. Ayrıca, barış fırsatının şu an her zamankinden daha elverişli olduğunu belirten Tahir, topun şu anda niyetlerinin samimiyetini kanıtlamak için artık Husiler’de olduğunu ifade etti. Tahir Husilerin barışı mı yoksa kendilerini nükleer dosyası için kullanan İranın direktiflerine göre savaşın devamını mı istediklerini göstereceklerini vurguladı. Tahir, Husilerin liderinin beklenen açıklamasından önce girişimle ilgili ilk pozisyonuna ilişkin yaptığı açıklamada, “beklenen bir durum olduğunu, ancak Biden yönetimine Husilerin savaşı seven bir terörist grup olduğu ve bölge için bir yıkım projesi uyguladığı mesajının ulaştığını” ifade etti. "Husiler girişimi sahada ilerlemek için bir fırsat olarak görüyor" uyarısında bulunan Tahir, "Yemenliler Husi milislerin Barış ve Ortaklık Anlaşması ile Yemen ordusu ile yapılan anlaşma ve daha sonra Stockholm Anlaşması’nda olduğu gibi barış ve uzlaşma girişimlerinden vazgeçmelerine alıştılar” dedi. Yemenli siyasi analist Mahmud et-Tahir, Husilerin Suudi girişimini kabul etmeleri halinde yanıtlarının sahada ve siyasi olarak izlenebilmesi için belirli bir zaman sınırlaması getirilmesini bekliyor. Husilerin girişimi reddetmeleri halinde ise, "uluslararası destekle askeri ve siyasi baskının yapılmasını, Stockholm Anlaşmasından çekilmeyi ve gruba siyasi çözümleri kabul etmesi için askeri baskı yapmak üzere cephelerin harekete geçirilmesini öneriyor.
مشاركة :