Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, dünya ülkelerini BM Antlaşması’na “yeniden uymaya” çağırdı. Körfez bölgesindeki “jeopolitik gerilimin tehlikeli seviyelere çıktığı” konusunda uyarıda bulundu. ABD Daimi Temsilcisi Kelly Craft ise yaptığı açıklamada İranın yıllarca ABD’lilerin hayatını tehdit ederek BM’nin otoritesini sürekli küçümserken ülkesinin Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi hedef alma kararının hafife alınmadığını belirtti. Bu açıklamalar Güvenlik Konseyinin (BMGK) “Uluslararası barış ve güvenliği korumak için BM Antlaşması’na uymak” konusunda New Yorkta düzenlediği açık tartışma oturumu sırasında geldi. Toplantıya İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarifin de katıması bekleniyordu. Ancak ABD, Zarif’e vize vermeyi reddetti. Jeopolitik gerilimlerin arttığı bir dönemde BM Antlaşması’na “yeniden uyulmasını” isteyen Guterres sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu antlaşmadaki ilkelerin küçümsendiği, bir kenara bırakıldığı ya da seçilerek uygulandığı dönemlerde sonuç felaketti. Bu, çatışmaları, kaosu, ölümü, hayal kırıklığını ve güvensizliği beraberinde getirdi. Karşılaştığımız ortak zorluk, antlaşmanın değerlerini korumada daha iyi bir iş çıkaramamak ve bu antlaşmanın gelecek nesillere verdiği vaatleri koruyamamaktır.”Guterres, BMGK üyelerine hitap ettiği açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çatışmanın önlenmesi açısından bu antlaşmayı desteklemek gibi hayati bir sorumluluğunuz var. Şimdi ya da geçmişteki anlaşmazlıklar, mevcut tehditlerle yüzleşmede eyleme geçmeye engel teşkil etmemelidir. Savaş zorunlu bir şey değil, aksine bir seçenektir. Genellikle de yanlış hesaplamaların bir sonucudur. Barış ise zorunludur ve sıkı çalışmanın ürünüdür.”İrlandanın eski Cumhurbaşkanı Mary Robinson konuşmasında Zarife vize verilmemesine değindi: “Dünyanın nükleer silahların arttığı ve iklim krizi sebebiyle varoluşsal tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemde verilen kolektif küresel tepki, milliyetçilik ve popülizm tarafından yıkıma uğratılıyor. ABD yetkililerinin bu oturum için İranlı bakana vize vermemesi beni oldukça üzdü.” Çinin BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun da toplantıdaki konuşmasında “ABD’nin tek taraflı askeri macerası, Ortadoğu ve Körfezde gerginliğin ortaya çıkmasına neden oldu” diyerek ülkesinin Guterres’in çağrılarını desteklediğini belirtti. Jun ülkesinin uluslararası barışın ve güvenliğin, uluslararası hukukun, adaletin ve bölgesel istikrarın korunmasında sorumlu ve yapıcı bir rol oynama taahhüdünü vurguladı. Diğer ülkelere de durumu yumuşatmak için otokontrol ve diyalog çağrısında bulunan Jun, bölgede kontrolün kaybedilmesinin hiçbir tarafın çıkarına hizmet etmeyeceği konusunda uyardı. BGMK’nın antlaşma kapsamındaki yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiğinin de altını çizdi. Rusyanın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia da “çok kutuplu bir dünyayı şekillendirme sürecine geri dönüşün olmadığını, Rusya’nın ise BMGK kararları yokluğunda tek taraflı zorlayıcı tedbirlerin kullanılmasına karşı çıktığını” söyledi. Filistin-İsrail davasının ve Afganistan’da süregelen şiddetin halen çözülmediğini vurgulayan Nebenzia, Irak’ın yasa dışı işgaline, Libya Lideri Muammer Kaddafi suikastına ve Suriyedeki meşru otoriteyi devirme girişimine de atıfta bulundu. ABD’nin İran’la imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesini kınayan Nebenzia, “artan gerilim derhal durdurulmadığı taktirde sonucun çok zorlu olacağının” altını çizdi. ABD’nin Zarif’e vize vermemesini de bir başka ihlal olarak değerlendirdi.İngilterenin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Karen Pierce da mevcut duruma işaretle yaptığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “İranın Ortadoğuda sebep olduğu tehlikenin ve tehdidin farkındayız. Nefsi müdafaa hakkının da farkındayız. Ancak gerginliğin azaltılmasını ve diplomatik bir yol izlenmesini istiyoruz. Bu, İran hükümetinin de diplomatik bir sonuca hazırlıklı ve kararlı olması gerektiği anlamına geliyor. İngiltere bu yolda her türlü çabaya destek olmaya hazır.” ABDnin Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi Kelly Craft ise ülkesinin geçen hafta “İran tehditlerine karşı savunma amaçlı askeri bir harekât yürüttüğünü” belirterek “Başkan Donald Trumpın kararının son aylarda İran ve yine onun desteklediği milisler tarafından bölgede artırılan bir dizi silahlı saldırıya doğrudan verilen bir yanıt olduğunu” söyledi. Bununla beraber bu saldırıların, “ABD’nin söz konusu anlaşmanın 51inci maddesi uyarınca BM’ye ve BMGK Genel Sekreteri’ne dün sunduğu bildiride detaylandırıldığını” kaydetti. İranın yıllarca ABD’lilerin hayatını tehdit ederek BM’nin otoritesini sürekli küçümserken ülkesinin Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi hedef alma kararının hafife alınmadığını belirten Craft açıklamasını şöyle sürdürdü: “Başkan Trump, en yüksek ve en köklü görevinin milletimizi ve vatandaşlarımızı savunmak olduğunu açıkça belirtmişti. Söz konusu antlaşmada da belirtildiği üzere gerektiğinde vatandaşlarımızı korumak için nefsi müdafaa hakkımızı kullanacağız. Başkan Trump, İran’ın iyi bir geleceğe kapı açmasını istiyor. İran halkının hak ettiği bir gelecek, dünya ülkeleriyle uyumlu ve anavatanlarında refah içinde olacakları bir gelecekten bahsediyoruz. ABD, böyle bir geleceği arayan herkesle çalışmaya hazır. Bu yolda hevesli ortaklar bulmayı umuyoruz.” Genel Sekreter’in Körfezdeki tüm aktörlerle teması sürdürdüğünü belirten BM Sözcüsü de “Savaşın neden olduğu trajik durumu unutmamalıyız. Üstelik bunun en ağır bedelini her zamanki gibi sıradan insanlar öder” dedi. Barış çağrısını yineleyen Guterres, “tırmanışı durdurma, azami otokontrol, diyalogu yeniden başlatma ve uluslararası iş birliğini sürdürme” çağrısında bulunurken “dış kavgaların faturasının Irak’a kesilmemesi gerektiğinin” de altını çizdi.
مشاركة :