James Bond serisinin 2006’da çıkacak filminin başrol oyuncusu olacak Daniel Craig’in kim olduğu o zamanlar merak konusuydu. Craig’in daha önce rol aldığı başka filmler de vardı. 2005’te Steven Spielberg ile Münih adlı filmde, 2002’de ise Azap Yolu (Road to Perdition) filminde rol almıştı. Barbara Broccoli ve Michael G. Wilson’ın Craig’in üzerine oynadıkları bahis ise çok büyüktü. Nihayet filmin gösterime girmesiyle bu yeni Bond karakteri öyle bir tuttu ki dünya çapında 617 milyon dolar hasılat yaptı. Daniel, Bonda âdeta yeni bir soluk kazandırdı. Sean Connery, Roger Moore ve Pierce Brosnanın Bond karakterine bürünerek Batı’yı ve çıkarlarını Doğu’ya (Rusya, Çin, Arap dünyası) karşı savunduğu yıllar sona erdi. Yeni James Bond ise İngiliz istihbaratının memnun olup ödüllendirmediği bir işin endişe ve akıbetlerini sırtlanıyor. Yalnız kurt Bond, kendisine verilen görevleri yerine getirmek ile değişen dünyaya uyum sağlamak arasında kalıyor. Craig, eski denizcilerden olan bir baba ve sanat okulu mezunu bir annenin çocuğu olarak 2 Mart 1968de doğdu. 14 yaşına geldiğinde, Shakespeare’in yazdığı “Romeo ve Juliet”, Charles Dickens’ın yazdığı “Oliver Twist” ve “Sinderella” tiyatrolarında rol aldı. Ardından Ewan McGregor, Joseph Fiennes gibi aktörlerle birlikte oyunculuk eğitimi aldı. Kendisiyle Şarkul Avsat için görüşmeden önce röportajın yalnızca Bıçaklar Çekildi (Knives Out) filmi etrafında döneceğine dair anlaşmıştık. Buna rağmen biraz Bond serisinden ve serinin 2 Nisan’da tüm dünyada gösterime girecek olan Ölmek için Zaman Yok (No Time to Die) filminden bahsetme imkanımız oldu.Daniel Craig ile gerçekleştirilen röpartajın tamamı: - Bıçaklar Çekildi filminde bir dedektifi canlandırıyorsunuz. Sizi buna motive eden nedir? Oynadığım Benoit karakteri aslında tam anlamıyla bir dedektif değil. Biraz kıpırdak bir karakter ve çevresindeki insanları kullanmayı seviyor. Rol arkadaşım Ana de Armas’ın canlandırdığı Marta karakteriyle karşılaştığında ise onu oldukça zeki görerek kendisine yardımcı olarak seçiyor.- Sanki biraz Agatha Christie’nin yarattığı Hercule Poirot’tan esintiler var gibi. Kesinlikle. Filmin formatı Christie’nin yazdıklarının ve Poirot’un modernize edilmiş hali. Ama bence Poriot karakteri Benoit’ten daha zeki.- Resmin bütününe bakmadan önce senaryoyu birden fazla kez okumanız gerekti mi? Sanıyorum ki senaryo bulmaca tadındaydı, bu yüzden aktörün gidişatın nereye olduğunu çözmesi biraz zaman almış olabilir diye düşünüyorum. Dediğini anlıyorum. Ama aslında senaryo kafa karıştırıcı değildi. Anlamak için bir kez okumam yetti. Oldukça akıllıca yazılmıştı. Zaten okuyunca bu filmde oynamalıyım dedim.- İyi yazılmış senaryolar seçmeyi seviyorsunuz. Yönetmen olma niyetiniz var mı? Hayır. Şuan akşamları eve döndüğümde bir şeyler yiyip yatmaya vaktim oluyor. Ama yönetmenler yalnızca eve gidip yemek yiyebiliyor. Yani yatmaya vakitleri yok. Yönetmen olduğunuz vakit yapımcılar nerede olurlarsa olsun sizi ararlar, senaristler de sizi arayıp nereyi çıkarmak istediğinize dair pazarlık yapar. Bu şekilde gece üçe kadar uyuyamazsınız.- Rol arkadaşınız Ana de Armas hakkında ne düşünüyorsun? Ana, ekrana yakışan oyunculardan biri. Onu ilk olarak Bıçak Sırtı 2049 (Blade Runner) filminde oynarken görmüştüm ve oyunculuğundan etkilenmiştim. Onun oynamadığı bir Bıçaklar Çekildi, eminim ki bu kadar kaliteli olmazdı. Christopher Plummer ile birlikte oynadıkları sahneler beni ağlatıyor. İçimde bir yerlere dokunuyor.- Peki Ana, Ölmek için Zaman Yok filmine nasıl dâhil oldu? Bir gün yönetmen Cary Fukunaga ile oturuyorduk ve bana “Ana’yı bu filmde oynatmayı düşünüyorum. Prodüksiyonu ikna etmeme yardım eder misin” dedi.- Bu film sizin son Bond rolünüz olacak. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Bazıları bu karakteri oynamanın yükünü omuzlarımdan atıp rahatlayacağımı düşünüyor. Gerçek şu ki rahatlık görecelidir. Önemli olan James Bond karakterini oynadığım için mutlu olmam. Filmlerimin takdir almasını dört gözle bekliyorum. Onlar benim âdeta birer parçam. Evet fiziksel efor gerektirdiği için yoruyor. Ancak benim nezdimde oldukça özel bir yere sahipler.- Her zaman sorulan bir soru geliyor. Sizce serinin son filmi, diğerleri gibi bir başarı yakalayacak mı? Tabiki. Hem yatırımcılar hem de yapımcılar, Bond severlerinin bu filmi beklediğini biliyordu.- Sosyal, siyasi ve kadının yeri açısından ilk filmlerle diğerleri arasındaki farkı nasıl değerlendiriyorsunuz? İlk filmler hem insanlar hem de kadınların gözünde pek de olumlu bir yere sahip değildi. Kadınlar yalnızca erkek kadın ilişkilerinde ön plana çıkıyordu. Bu yaklaşımı Casino Royale filminden itibaren bıraktık. Belki sen de fark etmişsindir. Zaten yeni Bond’da 60’lı, 70’li ve 80’li yıllarda olmayan özellikler de vardı.-Ne gibi? Son beş filmdeki Bond, kederli ve sorumluluklarını bilen bir adamdı. İçinde yaşadığı dünyanın kötü yönlerinin ve zor koşullarının farkındaydı. Sanırım Bond hakkında yeterince konuştum. Artık Bıçaklar Çekildi filmine geri dönelim.- Polisiye roman hayranı olduğunuzu söylüyorsunuz. Bunların sizdeki hikayesi nedir? Agatha Christienin çok sayıda romanını okudum. Daha sonra ise 1974 tarihli Doğu Ekspresinde Cinayet (Murder on the Orient Express) filmine takıldım kaldım. Albert Finney ve Peter Ustinov oynuyordu.- Bıçaklar Çekildi’de Christopher Plummer, Jamie Lee Curtis, Chris Evans, Mike Shannon gibi tanınmış aktörler de size eşlik etti. Bu isimleri önceden bizzat tanıyor muydunuz? Evet bazılarını tanıyordum. Ancak Mike Shannon ile daha önce bir araya gelmemiştik ve açıkçası bunu çok istiyordum.- Tanınmış aktörlerin bir arada olduğu böyle çok az film var. Sizce sebebi nedir? Bilmiyorum ama senaryo iyiyse ve başında Ryan Johnson gibi uzman bir yönetmen varsa bu tür bir film büyük ihtimalle başarılı olur.- Peki gelecekse size sunulacak olan senaryoları neye göre değerlendireceksiniz? Herhangi bir planınız var mı? Şu anda kariyerimde bu meslekte sevdiğim kişilerle çalışmak istediğim bir aşamadayım. Diğer yandan, neyi sevdiğimi ve kendime neyi yakıştırdığımı bilen senaryo okuyucularım da var. Ben ise onların benim için seçtikleri arasından seçiyorum. Ama dediğim gibi şuan oldukça rahat etmek istediğim bir aşamadayım. Sevdiğim senaristlerle çalışmak istiyorum. Hayat çok kısa ve şuan kararlaştırdığım tek planım bu.- Son olarak, dünyadaki sorunlarla ilgileniyor musun? Elbette. Ancak daha iyi bir dünya hayal etsem de elimde bu dünyayı değiştirecek bir güç yok. Bu konuda ben de herkes gibi acizim. Ne yaparsam yapayım çevre ve iklim değişikliği konularına çözüm getiremem. Bunlar hükümetlerin işi ve harekete geçmesi gereken de onlar. Savaşlar ve diğer sorunların çözülmesi için gereken tek şey gerekli tartışmaların temiz niyet ile yapılması.
مشاركة :