ABD’nin İran Özel Temsilcisi Elliott Abrams, İranın füze programıyla ilgili Rus ve Çinli 4 kuruluşa yeni yaptırımlar uyguladığını duyurdu. Diplomatik kaynaklar, İranın nükleer gerilimini azaltma girişiminde Avrupa ülkeleri ile yeni Başkan Joe Bidenın ekibi arasında temasların gerçekleştiğini ortaya koyarken, aynı zamanda diplomatların yeni yönetimi nükleer anlaşmaya geri dönmeye de zorlamadığını vurguladı. Reuters’ın haberine göre Abrams, Çin ve Rusya’daki kuruluşları İran’ın füze programına destek amaçlı faaliyetlerde bulunmakla suçlayarak, Washington’un önümüzdeki haftalarda silahlar, kitle imha silahları ve insan haklarıyla ilgili yapılması beklenen yaptırımlar üzerinden Tahran’a baskı yapmaya devam edeceğini de sözlerine ekledi. Buna ek olarak, ABD’deki Wall Street Journal gazetesi, Avrupalı diplomatik çevrelerin, “Tahran’la yaşanan nükleer gerilimi hızlı bir biçimde azaltmak amacıyla Joe Biden ekibiyle temasa geçtiğini, ancak her ne kadar nükleer anlaşmayı desteklese de Washington’a 2015’te imzalanan nükleer anlaşmaya geri dönmesi için baskı yapmadığını” aktardı. Fransa, İngiltere ve Almanya’dan yetkililer, “İran’ın nükleer araştırmalarıyla ilgili Avrupa’da artan endişelerin ortasında, önümüzdeki Haziran ayında yapılacak olarak İran cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce anlaşmaya tam bir dönüş yapılmasının mümkün olamayacağını ve hatta bunun arzu edilen bir durum dahi olmadığını” ifade etti. Diplomatlar, İran’ın artan nükleer faaliyetlerinden geri adım atması karşılığında ABD’nin Tahran’a yönelik kapsamlı yaptırımlarında bazı hafifletmeler yapmayı isteyen Biden yönetiminin ilk aylarında, yani önümüzdeki baharda Washington’u bir an önce anlaşmaya çağırdılar. Kaynaklar, Haziran 2021 cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce İran’a bazı somut ekonomik faydalar sağlayacağına ve İran’daki yeni hükümetin diplomatik tartışmaları sürdürmesi için teşvik edici olacağına ve bazı nükleer faaliyetlerin derhal durdurulmasını gerektireceğine inanıyor. Bununla birlikte, Biden ekibinin şimdiye kadar İran için hazırladığı ayrıntılı planlarını büyük ölçüde kendilerine sakladığını ve gelecek planlarını henüz Avrupalı müttefiklerle paylaşmadığını ifade ediyor. Daha önceden ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran dosyası üzerinde çalışacak olan yeni yönetimin meseleleri halledeceğini umduğunu “Mevcuda göre, dünya 2015’tekinden farklı bir şekle dönüştü.” Çünkü önceki politikaları “hayali bir dünyada” yaşıyordu. Ancak artık “arkadan liderlik” etmeyi seçtiler. Yani görünmeden ve uluslararası liderlikte bulunmadan” sözleriyle ifade etmişti. Fox News’e verdiği demeçte Pompeo, yeni yönetimin yapacağı şeyleri görmeyi umduğunu ve Dışişleri Bakanlığı görevine geldiğinde “Ortadoğu’da büyük bir barış sağladığını ve riskleri nasıl azalttığını” dile getirdi. Pompeo, ABD’nin İran politikasının “İran ve ona bağlı milislerin neden olabileceği muhtemel bir tehlikeye karşı koymak için mevcut yönetimin Ortadoğu’da bir kısım askeri güçleri tutmasını zorunlu kıldığını” belirterek, “yeni yönetimin Başkan Trump yönetiminin elde ettiği kazanımlardan yararlanması” çağrısında bulundu. Pompeo, İran’ı yalnızlaştıran “maksimum baskı” stratejisini savundu ve bu politikanın İranlıları “servetten ve on milyarlarca dolardan mahrum bıraktığına, ama aslında pek çok hayatı ve birçok ABD’linin hayatını kurtardığına” işaret etti. Pompeo, “Teröristleri, hegemonya emelleri bulunanları, bölgenin tamamında milisleri destekleyenleri ve Ortadoğu’yu istikrarsızlaştıranları razı etmek doğru bir hareket tarzı olmayacaktır. Bu tarz bir politika, onları nükleer silah elde etme yoluna sokacak ve İran’a bu fırsatı asla vermemeliyiz” şeklinde uyarıda bulundu.
مشاركة :