İsrail’in İran’ın gizli bir askeri alanı genişletmesinin önüne geçmek için Tahran’ın Suriye’deki füze ve silah üretim merkezleri olarak şüphelendiği yerlere hava saldırılarını büyük ölçüde genişlettiği bildirildi. İsrail istihbaratı, Batılı ve Suriyeli muhalif kaynaklar, İran’ın, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile olan ittifakından yararlanarak, İsrail şehir merkezlerine ulaşabilecek füzeler ve gelişmiş silahlarını daha önce yeraltında kurulmuş komplekslere aktardığını söyledi. İsrail daha önce Lübnan, Irak ve Afganistandan binlerce İranlı milisin, kendisini devirmeye çalışan muhaliflere karşı Devlet Başkanı Beşşar Esed’in safında savaşmak için Suriyeye girmesine göz yummuştu. Daha önce İsrail’in Suriye çatışmasına tek müdahalesi, İran destekli Lübnan Hizbullah’ına yönelik silah sevkiyatını imha etmek ve milislerin Suriye’nin güneybatı bölgelerindeki İsrail toprakları yakınında üsler kurmasını engellemek adına aralıklı düzenlenen hava saldırıları ile oldu. Ancak İsrailli üç güvenlik yetkilisi ve iki Batılı kaynak, Esed’in İran ve Rusya’nın kararlı yardımı ile 10 yıl önce başlayan ayaklanmayı kısmen ortadan kaldırmasının ardından İsrail’in, İran’ın Suriye’deki askeri altyapıya sızmasını hedef almaya yöneldiğini bildirdi. İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi geçtiğimiz Aralık ayından yaptığı açıklamada, 2020 yılında 500’ü aşkın hava saldırısının İran’ın Suriye’deki genişlemesini yavaşlattığını ancak hedeflerine ulaşabilmek adına önlerinde uzun bir yol olduğunu dile getirdi. Suriyedeki ordu ve Batılı istihbarat servislerinden 12 yetkili, İsrail’in hedef listesinin başında, İranın daha hassas güdümlü füzeler üretme çabalarını artırabilecek altyapılar olduğunu belirterek, bu durumun İsrailin bölgedeki askeri üstünlüğünü zayıflatabileceğini kaydetti. Yetkililer, Suriyede gizli hassas güdümlü füzeler geliştirmenin İsrail saldırılarına karşı İrandan kara veya hava yoluyla taşınmaya göre daha az savunmasız bir faaliyet olarak görüldüğünü aktardı. İsrail Savunma Kuvvetleri Askeri İstihbarat Araştırmaları Birimi eski Başkanı Tuğgeneral Yossi Kuperwasser, Reuters’a yaptığı açıklamada, “İsrailin İran liderliğindeki güçlere ait her hedefi vurmakla ilgilendiğini sanmıyorum. Sorun bu değil. Stratejik etkisi olan hedefler için uğraşıyoruz. İranın Suriyeyi İsrail yakınlarındaki bir İran üssüne dönüştürmesini engellemek istiyoruz ve bu durum ciddi bir stratejik değişime neden olabilir... Bu yüzden İranın üslerine saldırıp ülkenin kontrolünü ele geçirmemeleri için çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu. İsrail, İranı varlığı için bir tehdit olarak görüyor ve İranın bölgesel nüfuzunu askeri ve gizli operasyonlarla engellemeye çalışıyor. Üst düzey İranlı iki yetkili konuyla ilgili Reuters’a yaptığı açıklamada, İran’ın inşaat projelerinden elektrik şebekelerine kadar Suriyedeki savaşın tahrip ettiği altyapının yeniden inşasında önemli bir rol oynadığını söyledi. İran varlığının askeri boyutuyla ilgili sorulara cevap veren bir yetkili ise, “Suriyeye işçi gönderiyoruz. Nerede hizmet edeceğine karar vermek Şama kalmış” ifadelerini kullandı. İran Dışişleri Bakanlığı bu konuya dair herhangi bir yorum yapmadı. Ancak İran daha önce Suriyede Esed güçlerine yardım edecek askeri danışmanları olduğunu ve genel olarak Ortadoğudaki ABD ve İsrail varlığına ‘direnme’ politikasını sürdüreceğini açıkladı. Bomba ve tahkimatlar Bölgeden üç İsrailli ile Batılı bir yetkili, geçtiğimiz yıl İsrail’in savaş uçakları, füzeleri ve insansız hava araçlarıyla, İranın hassas güdümlü füze araştırma ve üretim merkezlerinin bulunduğu şüpheli yerlerden silah depolama alanlarına kadar son beş yılda gerçekleştirmediği saldırılardan çok daha büyük hedefleri vurduğunu söyledi. İsrail önceki gün daha öncede saldırdığı Suriye’nin başkenti Şam’ın kuzeydoğusundaki Dmeir bölgesine saldırı düzenledi. İsrail’in bu bölgede İran destekli milislerin güçlü bir varlığa sahip olduğuna dair endişeleri var. Savunma işlerinde uzman olan Janes dergisi, İsrail’in üç yıl içerisinde 4 bin 239 silahla 955 hedefi vurduğunu, İsrailli pilotların yüzde 70’inin bu saldırılara katıldığını ve saldırıların onlarca F-35I Adir ile gerçekleştiğini bildirdi. Suriye ordusundan kaçan Tuğgeneral Ahmed Rahal, “Aylarca süren acı veren saldırılar… Yalnızca Golan Tepeleri, Suriye’nin güneyi veya Şam’ın dış mahallelerine değil, Halep, Hama ve Irak sınırındaki Ebu Kemal’e kadar ulaştılar” dedi. Bu bağlamda Batı istihbaratından üst düzey bir kaynak, yer altı komplekslerinden bazılarının onlarca kilometre uzandığını ve bu durumun İsrailin 500 kiloluk uydu güdümlü set bombalarının bile tamamen nüfuz etmeyi zorlaştırdığını söyledi. Bu alanlarda çalışan gizli bir askeri kaynak ise, “ Bunlar İsrailin ulaşamayacağı yeraltı tahkimatları. Tünellerin nerden başladığı belki bilinebilir ama nereye ulaştığı bilinemez. Dağlara kazılmış ve müstahkem yerleşim yerlerini yıkan bombalara bile dayanacak şekilde donatılmış depolar bulunuyor” dedi. Reuters tarafından elde edilen uydu görüntüleri, İranın bazı şüpheli araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin tekrarlanan saldırılarla sekteye uğradığını ortaya çıkardı. Saldırılar hakkında bilgi sahibi iki Batılı yetkili, geçtiğimiz Ocak ayında İsrail füzelerinin Ebu Kemal yakınlarında İmam Ali Askeri Üssü’nün yeraltı bölümlerini tamamen yok ettiğini dile getirdi. Bazı Batılı, İsrailli güvenlik ve Suriyeli askeri muhalif kaynaklar Reuters’a yaptığı açıklamada, İsrail’in saldırdığı en az beş sahanın Suriye Askeri Sanayi Kompleksinin Bilimsel Çalışmalar ve Araştırma Merkezi tarafından yönetildiğini aktardı. Projede çalışan iki işçi ve bir Suriyeli subay, İran Savunma Bakanlığına bağlı birkaç şirketten onlarca İranlı bilim adamı ve mühendisin bu araştırma ve geliştirme sahalarında çalıştığını bildirdi. ABD Hazine Bakanlığı, Suriye Bilimsel Çalışmalar ve Araştırma Merkezi görevlisi 271 Suriyeliyi toksik gazlar dahil olmak üzere konvasiyonel olmayan silahlar geliştirmekten sorumlu oldukları gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. Son altı ay içerisinde Suriye’nin batısındaki Masyaf kenti yakınlarındaki bir dağ kompleksinde yer alan askeri araştırma ve geliştirme merkezi iki kez İsrail bombardımanına maruz kaldı. 2012 yılında Suriye Hava Kuvvetlerinden Ürdüne kaçan ve halen Hava Kuvvetlerindeki meslektaşlarıyla temas halinde olan eski yarbay İsmail Eyüp, İranın hassas güdümlü füzelerini ve (Hizbullahın) cephaneliğini değiştirip geliştirdiklerini iddia etti. Geçtiğimiz Temmuz ayından İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri artan İsrail saldırılarının ardından, Halep’in güneyindeki El Sefire Araştırma ve Geliştirme Merkezi’ni ziyaret etti. 25 Şubatta ABD, Iraktaki ABD üslerine füze saldırısının ardından, İsrail’e destek amaçlı, Suriyenin Irak sınırındaki İran destekli milis bölgelerine hava saldırıları düzenledi. Bazı Suriyeli istihbarat yetkilileri ve ordudan kaçanlar, genişleyen İsrail hava saldırıları sebebiyle, İran destekli milislerin İsrail sınırına yakın olan Suriyenin güneybatısından doğu sınırına doğru diğer alanlarda yeniden konuşlanmasına neden olduğunu söyledi. Suriyenin doğusundaki Deyrizor bölge sakinleri, İranlı milislerin, İsrailin dikkatini gerçek hedeflerden başka yöne çekmek amacıyla bayraklarını ve onlarca sahte füze rampasını terk edilmiş kışlalara taşıdıklarını iddia etti. Geçtiğimiz Ocak ayından bu yana İran Devrim Muhafızlarına bağlı Kudüs Gücü, Iraktan gelen ağır silah konvoyları için Ebu Kemal çevresindeki milislerin varlığını destekledi. İsrailli ve Batılı yetkililer, İsrail’in hava harekâtını hızlandırmasaydı, İranın İsrail yakınlarında stratejik bir üs oluşturacağını söyledi. Kuperwasser, “İsrail müdahale etmeseydi durum on kat daha kötü olurdu. İranlılar yok edilen birçok silah için sabit bir bedel ödüyor. Elbette bu onların faaliyetlerini etkiledi ama sorunu çözmüyor. İran Suriyede kalmaya kararlı” ifadelerini kullandı.
مشاركة :