İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 22 Nisan’da bir dizi bakan, üst düzey ordu komutanı ve istihbarat yetkilisi ile bir toplantı düzenledi. Netanyahu, toplantıda ‘İran nükleer meselesi hususunda daha kararlı bir tavır takınması ve Ortadoğu’daki müttefiklerinin çıkarını dikkate alması için’ ABD yönetimine iletilmesi gereken mesajları ele aldı. Toplantıda Savunma Bakanı Benny Gantz, Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi, Enerji Bakanı Yuval Steinitz, Genelkurmay Başkanı Aviv Kochavi, Dış İstihbarat Servisi Mossad’ın Başkanı Yossi Cohen, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Meir Ben Shabbat ve İsrail Ordusu İstihbarat Daire Başkanı (AMAN) Tamir Hayman yer aldı. Toplantıda ayrıca, İsrail güvenlik birimi liderlerinin gelecek haftaki Washington ziyareti görüşüldü. Siyasi kaynaklar, Washington görüşmelerinin ‘nükleer anlaşma müzakerelerinde ABD’nin konumunu etkilemeye yönelik son girişim’ olacağını vurguladı. Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, Netanyahu’nun şu ana kadar ABD’nin tavrını değiştirmede başarısız olduğunu belirtti. Ayrıca İsrail Başbakanının, ABD’nin bölgedeki müttefiklerinin hedeflerini karşılamayan küçük değişikliklerle eski nükleer anlaşmaya geri dönme arzusuna karşı çalıştığı kaydedildi. Kaynaklar, bu nedenle Netanyahu’nun işleri ABD’de büyük bir saygı duyulan güvenlik liderliğine devretmeyi ve meseleyi görüşmek üzere Washington’a üst düzey bir heyet göndermeyi kabul ettiğini aktardı. Heyet, hafta sonu seyahat edecek, askeri güvenlik ve stratejik siyasi olmak üzere iki ekipten oluşacak. Askeri heyete, Genelkurmay Başkanı başkanlık edecek ve heyet, Mossad ile AMAN başkanlarını içerecek. Stratejik siyasi heyete ise Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı başkanlık edecek. Heyet, başbakanlıktan, dışişleri ve güvenlik bakanlıklarından temsilciler içerecek. İki heyete, İran’ın askeri nükleer silahlanmaya olan yakınlığını ve Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen’deki nüfuzunun derinliğini açığa çıkaran, fotoğraflı ve yedekli belgeleri yanlarında taşıyacak bir grup askeri ve stratejik uzman eşlik edecek. Söz konusu heyetlerin ana görevi, İsrail’in ‘nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerinde kaydedilen ilerlemeye ilişkin Viyana’dan alınan raporlardan’ duyduğu endişeyi iletmek olacak. Ancak aynı zamanda İran’ın Suriye’deki konumu ve ABD’nin tüm müttefiklerine karşı bölgedeki hegemonik faaliyetinin yaygınlığı meselesine de odaklanılacak. İsrail resmi televizyon kanalı KAN 11’e göre İsrail heyetinin gündeme getireceği başlıca konular, Tel Aviv’in İran meselesine ilişkin politikasını tanımlayan üç eksen etrafında dönüyor. Söz konusu mesele, ABD karşısındaki diplomatik bir çizgiyi temsil ederken, birçok anlaşmazlık içeriyor. Bu anlaşmazlıkların başında ise İsrail’in ‘İranın uranyum zenginleştirme uygulamalarını durdurmadan önce yaptırımların durdurulmasının uygun olmadığına’ inanması, ‘son üç yılda geliştirdiği merkezi kruvazörleri imha etmeyi ve açık ve güvenilir bir askeri seçeneğe hazırlanmayı’ onaylaması geliyor. Bu tür bir seçeneğin inşasının, uzun bir zaman aldığı, başka kaynakların eklenmesini ve İran’ın nükleer programına karşı bir bütçenin oluşturulmasını gerektirdiği biliniyor. İsrailli yetkililer, İran’la herhangi bir anlaşmanın ‘balistik füzeler meselesini, İran’ın bölgesel düşmanca faaliyetini, Suriye’de mevzilenmesini, Lübnan, Suriye, Irak, Yemen ve bölgedeki diğer ülkelerde bulunan silahlı örgütlere desteği ve İran’daki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı gözlemcilerinin yetkilerinin artırılmasını’ kapsamasını talep edecekler. Öte yandan Tel Aviv’deki güvenlik kaynakları, 22 Nisan’da “İsrail hükümeti, eski Başkan Barack Obama zamanında olduğu gibi, Beyaz Saray ile ilişkilerde bir gerginliğe geri dönmekle ilgilenmiyor. Eski Başkan Donald Trump yönetimiyle 4 yıl boyunca hüküm süren balayının geri dönmeyeceğini de biliyor. Bu nedenle onu, sorunun siyasi değil, güvenlik ve stratejik olduğuna ikna etmeye çalışmak için generallerini Washington’a gönderecektir. İran, gerçek bir geri adım atmadan ve İsrail’i ve bölgedeki diğer ABD müttefiklerini tehdit eden askeri gücünü geliştirerek yeni nükleer anlaşmadan ayrılırsa İran projeleri, tüm bölgenin istikrarını tehdit edecek ve ABD çıkarlarına da ağır zarar verecektir” açıklamasında bulundu.
مشاركة :