Lübnan ve Körfez... Krizin boyutları

  • 11/5/2021
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Lübnanlı siyasi tabakanın büyük çoğunluğu, zamanı, konumu ve çözümleri erteleme konusunda usta oldukları için erteleme mesleğinde uzmanlaştı. İçeride ve dışarıda, bu mesleğin kendilerine kazandırdığı özel ve kamusal işleri yönetme becerisi temelinde hareket ederler. Devlet ve kurumlarının ayakta kalabilmesi için gereken asgari miktarı kullanarak kazanımlarını korumak için hileye başvururlar. Hileye başvurma, zaman kazanma ve erteleme yaklaşımı, Ekim ayaklanmasından limanın patlamasına ve aradaki ekonomik çöküşe kadar siyasi sınıfın yaşadığı tüm aksiliklerde devam etti. Hükümetin başarısızlığının yanı sıra, Lübnan-Körfez ilişkileri tarihinde türünün ilk örneği olan Körfez ülkeleriyle yaşanan diplomatik bir kriz ve bunun yansımalarına rağmen bu durumu ele alma sorumluluk boyutuna ulaşmadı.  Pratikte Lübnan Enformasyon Bakanı George Kordahi’nin açıklamalarının neden olduğu kriz, Lübnan’ın resmen paylaşılması fikrini ortadan kaldırdı. Bu, Kordahinin açıklamalarını destekleyenler ve bunları benimsemeye karar verenler ile karşı çıkanlar arasında bölünen iktidardaki tüm katılımcılar için geçerlidir. Bu sınıf, Kordahiyi, Lübnana tüm oluşumlar, devlet, aidiyet ve ekonomi koşullarını ihlal eden, sistematik politikaların sonucu olduğunu kabul etmekten kaçınmak için bir krizin nedeni olarak niteledi. Bu durum, krizi ikiye böldü: Birinci düzey dışsaldır. Lübnan-Körfez ilişkilerinin geleceğiyle ilgilidir. İkinci düzey ise, iç gruplar arasındaki ilişkilerin doğasıdır. Ulusal dokudaki bölünmenin tehlikeleri, zaferi hisseden bir tarafın pusuya yatmış maceralarıdır. Zafer duygusunun zirvesinde, Avnist Hareket- Hizbullah ikilisinin etkili olduğu Avn hükümeti, Kordahinin açıklamalarının neden olduğu krizi kontrol altına almak için Washingtonu kullandı. Lübnanın İran eksenine geçişinin zirvesini temsil eden bir hükümete, Washingtondan şimdiye kadar sınırlı da olsa bir desteğin gelmesi dikkat çekiciydi. Elbette bu, Hizbullahın Amerikan komplosu ve Lübnan kuşatması hakkında öne sürdüğü suçlayıcı söylemlerle tutarlı değil. ABD arabuluculuğu bile Avn’ın Dışişleri Bakanı’nın tanınmasıyla başarısız oldu. Bu siyasi sınıf, Batının Körfezle olan çıkarlarının Lübnan meselesini etkileyemeyecek kadar büyük olduğunu anlamadı, sanki bu ülkelerin ulusal güvenlik çıkarlarından taviz verme konusunda pazarlık yapmadıklarını unutmuşlar gibi. Bir başka paradoks da Batı’nın Avnist Hareket- Hizbullah ikilisinin etkili olduğu Avn hükümetine verdiği destek. Hükümet anlaşmasını yapan ve bir şekilde resmi Lübnan erteleme oyununu benimseyen Paristi. Çabaları boşa gitti. Ne liman soruşturma dosyası nedeniyle hükümet toplanabiliyor ne de Kordahi konusundaki tutumu nedeniyle devam edebiliyor. Ne Başbakanı, ne kendisini temsil edenleri görevine devam etmesi gerektiğine ikna edemiyor ve ne de onlara pozisyonuna ve hükümetinin rolüne zarar veren tavizler verenleri, görevini kolaylaştırmanın gerekliliğine ikna edebilir. Aslında, krizin derinliği Kordahinin sözlerinin ötesine uzanıyor. Lübnanın yapısı ve geleceği, konumunun ve önyargılarının nasıl belirleneceği ile ilgili. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanının Lübnan ile yaşanan krizin niteliğine ilişkin açıklamasında bu açıkça görülüyordu. Bu durum, hükümet çözümünü üreten uluslararası denetçiyi şiddetli zorluklarla karşı karşıya bırakıyor. Ya iç ve dış kayıplar ne olursa olsun onu koruyacak ya da başarısızlık ilan edilecek. Bu denklemi uluslararası politikadan çok iç gerçekler belirleyecektir. Bu nedenle, Körfez ülkeleri, Lübnanın kendi sorunlarını ayıramamasının ardından Lübnandan geri çekilmeye ve uzaklaşmaya karar verdi Dahası Lübnanın Arap Körfezi ülkeleriyle olan resmi krizi, öngörülebilir ve orta vadede aşılması, hatta iki taraf arasında hareket etmesi bile zor bir çıkmaza girmiş görünüyor. Sanki bu duvar, Berlin Duvarı gibi, yıkılmak için büyük iç ve dış dönüşümlere ihtiyaç duyuyor ve an bu dönüşümler için uygun olmadığından berraklaşana kadar uzun beklemeler gerektiriyor. Bu, Suudi Arabistanın Beyruttaki büyükelçisi Velid el-Buharinin geçtiğimiz Çarşamba akşamı, Lübnanla ilişkilerde Suudi "gramerizmini" gösteren tweetinde açıkça görülüyordu.

مشاركة :