Ahmed el-Muslimani* Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin) adı artık doğru bir isim değil. ‘İhvan Grupları’ adı daha doğru bir kullanım oldu. Müslüman Kardeşler’in Londra’da bir, İstanbulda da iki grubu var. Üçü arasında birbiri ardına içte ve birbirlerine karşı konferanslar düzenleniyor, siyasi bildiriler ve karşıt siyasi bildiriler yayınlanıyor. Her grup diğerini aforoz etmeye, Müslüman Kardeşler ve kurucusu Hasan el-Benna adına konuşmaya çalışıyor. Mısırlıların gözünde ise hepsi birdir ve bu grubu, ülkede neden olduğu doksan yıllık birikimin ardından yeniden başa dönmeyi istemediklerinden dolayı reddediyorlar. Tarihin tekerrür etmemesi ve Mısırın yeniden ideolojik bir boşluğa düşmemesi gerekiyor. Üçüncü grup olan Türkiye’deki Müslüman Kardeşler tarafından önerilen adem-i merkeziyetçilik, oluşumun gruplara ayrılacağının, bölünmüş olanın daha da bölündüğünün ve parçalanmış olanın önümüzdeki yıllarda daha da parçalanıp dağılacağının bir göstergesidir. Muhammed Kemal Grubu geri döndü Müslüman Kardeşler içindeki Seyyid Kutub Grubu’nu tanımlamak için onlarca yıl (Kutubçular) ifadesini kullandıktan sonra şimdi de Muhammed Kemal Grubu (Kemalistler) ifadesi ortaya çıktı. Siyasal İslamcı gruplar üzerine uzman olanlar, Muhammed Kemal’in, Mısır’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi iktidarının düşmesinin ardından önemli ölçüde yeniden yapılanan grubun askeri kanadının lideri olduğu konusunda hemfikirler. Bu kanat, Mısır’da 2013 yılındaki devriminin ardından ülkenin toplumunu sarsan birçok terörist eylem gerçekleştirdi. Mısırlı yetkililer 2016 yılında, Muhammed Kemalin bir çatışma sırasında öldüğünü duyurdu. 2022 yılına gelindiğinde İhvan gençleri arasında Muhammed Kemal’i destekleyenler, ayrı bir hareket başlatmaya karar verdiler. Yeni Muhammed Kemal Grubu, altı yıl önceki Muhammed Kemal Grubu ile aynı. Ancak siyasi hedeflere ulaşmak için seçenekleri arasında şiddetin de olduğunu alenen vurgulayarak sahneye ses getiren bir dönüş yapmayı tercih ettiler. Ancak işin ilginç yanı Türkiyede ‘Kemalistler’ ifadesinin, Mustafa Kemal Atatürkün taraftarlarına atfedilmesidir. Müslüman Kardeşler’deki Kemalistler ise Muhammed Kemal Grubu’ndan olanlardır. Türkiye’deki Kemalistlere ideoloji olarak muhalif olan Mısırlı Kemalistlerin ilk konferanslarını Türkiye’de açıktan ve resmi izinle yapmış olmaları da bir diğer ilginç noktadır. Wyndham Grand Hotel Müslüman Kardeşler içindeki iki grup; İstanbul Cephesi ve Londra Cephesi arasında aylardır süren fırtınalı anlaşmazlıkların ve İstanbul Cephesi Lideri Mahmud Hüseyin ile Londra Cephesi Lideri İbrahim Münir’in karşılıklı olarak bir birlerini görevlerinden aldıklarını duyurmalarının ardından seçenekleri arasında şiddetin de olduğunu açıkça ilan eden Kutupçu-Kemalist ideolojide üçüncü bir cephe ortaya çıktı. Değişim Hareketi adı verilen yeni grup, ilk konferansını önde gelen isimlerinin ve destekçilerinin katılımıyla Wyndham Grand İstanbul Hotelde gerçekleştirdi. Konferansın ana temasını ‘çözümün devrimci değişimdir’ ve ‘tüm seçenekler güç ve şiddet kullanımına açıktır’ tezleri oluşturuyordu. Konferansta hareketin ‘iktidar düşene kadar cihada devam edeceğini’ vurgulandı. Değişim Hareketi, son dört yıldır oluşumlarını devrimci adımların gereklerine göre düzenlemeye ve geliştirmeye çalışıyor. Değişim Hareketinin desteklediği kanlı fikirler sadece grubun gençlerine sunulmakla kalmadı, konferansta dinleyicilerin arasında ön saflarda Dr. Muhammed Mursinin danışmanı ve iktidarda olduğu dönemde görev yapan Mısır Halk Meclisinin iki başkanı da vardı. Bir diğer deyişle; ‘devrim, cihat, şiddet ve silahlı güç’ kavramlarının benimsendiğinin duyurusu, (Mısır’da) Müslüman Kardeşler’in iktidarda olduğu dönemde üst düzey makamlarda görev yapan liderlerinin katılımı ve desteğiyle yapıldı. Bu da Müslüman Kardeşler üyelerinin, 2011 yılında Mısır’daki devrimlerinin ardından siyasi eyleme geçme eğiliminin gerçek bir uygarlık ve reform inancına dayanmadığını ancak zorunluluk olduğu için böyle davrandığını teyit ediyor. Zorunluluk sona erdiğinde, orijinal projeye yani yeniden iktidara gelene kadar cihada ve silahlı devrime geri dönüldü. Adem-i merkeziyetçilik ve büyük çatlak Türkiye’deki Müslüman Kardeşler gruplarından Mahmud Hüseyin liderliğindeki İstanbul Cephesi kendisini İhvan’ın tek temsilcisi olarak görüyor. Londradaki rakiplerini izole ettikten sonra Rehberlik Konseyi’ne bağlı olduğunu ve Rehberlik Konseyi’nin de onu desteğini vurguladı. Buna karşın İngiltere’deki Müslüman Kardeşler grubu olan Londra Cephesi, İstanbul Cephesi’ni feshetti ve Müslüman Kardeşler için eksiksiz bir yapı oluşturdu. Londra Cephesi lideri İbrahim Münir’in fiili olarak Genel Rehberi olduğu yapının en üst organı ise Rehberlik Ofisi ve Genel Şura Konseyi haline geldi. Türkiye’deki Müslüman Kardeşler gruplarından ikincisi olan Değişim Hareketi, Londra ve İstanbul cephelerini hatta Kahire’deki grubu dahi umursamadan adem-i merkeziyetçilik çağrısı yapmaya başladı. Bu, her zaman son derece merkezi olan ve katı bir organizasyonel çerçeveyi sürdüren bir grup için eşi görülmemiş bir çağrıydı. Türkiye’deki Müslüman Kardeşler’in (Değişim Hareketi) önerdiği adem-i merkeziyetçilik, İhvan’ın gruplara ayrılacağının, bölünmüş olanın daha da bölüneceğinin ve parçalanmış olanın önümüzdeki yıllarda da parçalanıp dağılacağının bir göstergesidir. Değişim Hareketi’nin Rehberlik Konseyi’nin ya da Rehberlik Konseyi Başkanı’nın adını anmaması ve kendi başına bir grup gibi davranması dikkat çekti. İngiltere’deki Müslüman Kardeşler İngiltere’deki Müslüman Kardeşler (Londra Cephesi), Değişim Hareketinin siyasi bildiri yayınladığı gün siyasi bir bildiri yayınlaması oldukça dramatikti. Çünkü bildirinin yayınlanmaları arasında sadece birkaç saat vardı. Londra Cephesi, belirsizlikler dolu ve aldatıcı ifadeler olan bildiriyi yayınlayarak Değişim Hareketi’yle yarışa girdi. Bildiri, her zamanki tekrarlardan ve yapısal ifadelerden oluşuyordu. Sekiz sayfalık oldukça sıkıcı bir bildiriydi. Tekrarlar bir yerden sonra öyle bir boyuta ulaşmıştı ki bildiriyi düzenleyenler eski tarihi değiştirip yeni tarih atmayı unutmuşlardı. Bildirinin tarihi ile yayınlandığı tarih arasında bir aylık bir fark vardı. Londra Cephesi’nin bildirisinde, birbiriyle çelişen iki satır yer alıyordu. Bu satırlardan ilkinde, “Müslüman Kardeşler’in amacı iktidara ulaşmak değildir” cümlesi yer alırken ikincisinde “Müslüman Kardeşler’in siyasi rolü sabittir ve öyle kalacaktır. Müslüman Kardeşler üyelerinin partilere bağlı olarak siyasi çalışmalarda bulunmalarını sağlamaya çalışacağız” cümlesi vardı. Partilerin amacı iktidarı kazanmaktır. Londra Cephesi de iktidarı kazanmak için seçimlere girecek partilere katılacak ama grup iktidar istemiyor ve bunun için de çabalamıyor! İstanbul güzü Şu an Müslüman Kardeşler’de tablo şöyle görünüyor: Londra Cephesi, Mısırdaki iktidarla flört ederken siyaset ve iktidar hakkında çelişkili mesajlar veriyor. Türkiye’deki Müslüman Kardeşler gruplarından ilki olan Mahmud Hüseyin liderliğindeki İstanbul Cephesi, Londra Cephesi’ni görmezden geliyor ve sadece Kahire Cephesi’ne kur yapıyor. Türkiye’deki ikinci grup olan Kemalistler (Muhammed Kemal Grubu / Değişim Hareketi), Mısır’da iktidarı devirmek için silahlı gücü ve cihadı öne sürüyorlar. Bu üç grup, protesto gösterileri başlatmak ve çeşitli kaos noktalarına doğru ilerlemek için ekonomik krizden yararlanmaya çalışıyor. Mısırlılar, Müslüman Kardeşler’in ne yaptığının farkında. Ancak grupların liderleri, ne ölçüde reddedildiklerini farkında değiller. 20’inci yüzyılda Kahirede kurulan Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın uzun sonbaharı 21’inci yüzyılda İstanbulda başladı. *Ahmed el-Muslimani: Mısırlı yazar ve siyasetçi. Kahire Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı. Kimya alanında Nobel Ödülü sahibi Dr. Ahmed Zevailin danışmanı olarak çalıştı. Ardından eski Mısır Cumhurbaşkanı Adli Mansurun danışmanı olarak görev yaptı. Siyasi düşünce üzerine pek çok ünlü kitabı olan Muslimani’nin eserlerinden bazıları ise şunlar: Modernite ve Politika, Cihada Karşı Cihad, Yolsuz Bölgeler, Tehlikedeki Bir Ulus ve Siyaset Mühendisliği. Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Asasmedia’dan çevrildi.
مشاركة :