Batı ülkelerinden Tahran’a karşı ‘koordineli yaptırımlar’

  • 4/25/2023
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

ABD, Avrupa Birliğinden (AB) müttefikleri ve İngiltere, İranlı yetkililere ve kuruluşlara karşı koordineli olarak yedinci yaptırım paketini yürürlüğe koyduklarını duyurdular. Batılı güçlerin İrandaki protesto gösterilerinin güç kullanılarak bastırılmasından dolayı Tahrana uyguladığı yeni kısıtlamalar, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) bazı komutanlarını da kapsıyor. ABD Hazine Bakanlığı, İran’daki protestoların güç kullanılarak bastırmasında rolü olduğuna inanılan dört DMO komutanına ve polis yetkilisine yaptırım uygulandığını açıkladı. Reuters’ın aktardığına göre Hazine Bakanlığının Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson yaptığı açıklamada, “İran halkı, yetkililerin şiddetli misilleme ve sansür tehdidi olmaksızın ifade özgürlüğünü hak ediyor” ifadelerini kullandı. ABDnin yaptırım uyguladığı isimler arasında DMO Belucistan Komutanı Yardımcısı Perviz Ebsalan, DMO Kara Kuvvetleri Müfettiş Yardımcısı Emanullah Gaştasbi ve DMO Kara Kuvvetleri komutanlarından Ahmed Hadim Seyyid Şehade yer aldı. Ayrıca protestoların bastırılmasından sorumlu başlıca güvenlik birimi olan Emniyet Teşkilatına bağlı Tahran Polis Yardım Birimi Komutanı Selman Adenevend’e de yaptırımlar uygulandı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İran’da siber uzay sektöründe merkezi politikaları belirleyen Siber Uzay Yüksek Konseyinin yeni sekreteri Muhammed Emin Akaemiri de yaptırım uygulanan isimler arasında. ABD Hazine Bakanlığı, İran Şura Meclisi’nin İranlıların çevrimiçi haber ve iletişim platformlarını kullanmalarının engellenmesinden sorumlu olduğunu, bunun yanında gazetecileri ve rejim karşıtlarını izlemek ve taciz etmek için dijital teknolojiyi kullandığını da vurguladı. ABD, İngiltere ve AB’deki müttefikleri, Batı ülkeleri ile İran arasında İranın Rusyaya insansız hava araçları (İHA) tedarik etmesinden kaynaklanan bir gerilim yaşanırken ve 2015 yılında İran ile büyük güçler arasında imzalanan nükleer anlaşmayı canlanmayı amaçlayan müzakerelerin çıkmaza girdiği bir dönemde, İran’da insan hakları ihlallerine karışan yetkililere karşı her ay yeni yaptırımlar uyguluyor. AB yaptırımları AB, İrandaki insan hakları ihlallerine karıştığına inandığı kişileri ve kuruluşları hedef alan yaptırım paketlerinin sonuncusunda İranlı sekiz kişiye ve bir cep telefonu şirketine yaptırım uyguladı. AB üyesi devletlerin yer aldığı Avrupa Konseyi’nden yapılan açıklamada, ‘gözetleme faaliyetlerinin uygulanmasına ve İran hükümetinin muhalefeti bastırma planlarına katkıda bulunan’ telekomünikasyon şirketi Arin Tele yaptırım uygulama kararı alındığı belirtildi. Yeni yaptırımlar ayrıca İranlı milletvekilleri, DMO’nun bazı komutanlarını, DMO’nun yatırımları yönetmekten sorumlu DMO Kooperatif Vakfı yetkilileri ve İrandaki insan hakları ihlallerine karışan bir kuruluşu da kapsıyor. Yatırım uygulanan kişilerden biri de İran Meclisi Kültür Komitesi Başkan Yardımcısı Milletvekili Bican Nubave de yer alıyor. AB kararlarının resmileştiği AB Gazetesi’ne göre yeni yaptırımlar arasında seyahat yasağı, AB ülkelerindeki mal varlıklarının dondurulması ve ilgili listedekilerle iş yapılması yasağı bulunuyor. AB dışişleri bakanları, bir yandan Brükselde İran diasporasından göstericilerin protesto gösterileri devam ederken artık resmen yürürlüğe giren yaptırımları kabul ettiler. Avrupa Konseyi’nden yapılan açıklamada, son yaptırımlarla birlikte şu an AB tarafından yaptırım uygulanan kişi sayısının 211’e, kurum sayısının ise 35’e yükseldiği belirtildi. Yaptırım uygulanan kişilerin ve kuruluşların AB ülkelerindeki tüm mal varlıklarının dondurulurken AB ülkelerine seyahatleri de yasaklandı. Bu kapsamda AB’deki şirketlerin yaptırımlar uygulanan kişilere ve kuruluşlara fon sağlaması da yasak. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “AB ve AB üyesi ülkeler, İranlı yetkilileri barışçıl protestolara yönelik her türlü şiddetli baskıyı durdurmaya, eleştirmenleri susturmak için keyfi tutuklamalara başvurmayı bırakmaya ve haksız yere gözaltına alınan herkesi salıvermeye çağırıyor. AB, İranı protestoculara idam cezası vermeyi ve bu cezaları infaz etmeyi durdurmaya, verilen tüm idam cezalarını kaldırmaya ve tüm tutuklular için yasal süreç başlatmaya çağırıyor. AB, İranı siyasi kazanç için yabancı uyruklu sivilleri gözaltına almaya son vermeye çağırıyor.” İngiltere’nin yaptırımları Diğer yandan İngiltere de İran’a karşı bir yaptırım paketi uyguladı. İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly yaptığı açıklamada, “İngiltere ve uluslararası ortaklar, rejimin vahşi baskısına göz yummayacağımızı bugün bir kez daha açıkça gösterdi. İran rejimini eylemlerinden sorumlu tutmak için çeşitli önlemler almaya devam edeceğiz” dedi. İngiliz hükümeti, yaptırımların, başta Arap nüfusun yoğun olduğu Ahvaz (Huzistan), Kürt nüfusun yoğun olduğu Kirmanşah ve Azerilerin ve Kürtlerin yaşadığı Batı Azerbaycan olmak üzere İran’ın dört vilayetinde düzenlenen protesto gösterilerinin ‘şiddet kullanılarak bastırılmasından’ sorumlu dört DMO komutanını kapsadığını açıkladı. Açıklamada, göstericilere yönelik keyfi tutuklamalar ve işkencelerin yanı sıra DMO’nun yaptırım uygulanan komutanların talimatıyla ‘silahsız göstericilerin üzerine ateş açıldığı’ ve bunun aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda göstericinin ölümüne yol açtığı belirtildi. ABD, İngiltere ve Belçika, geçtiğimiz aylarda, İranlı yetkililerin Kürt genç kadın Mahsa Amininin geçtiğimiz eylül ayında ‘ahlak polisi’ tarafından başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle gözaltına alınmasından sonra yaşamını yitirmesinin ardından başlayan protesto gösterilerini ‘şiddet kullanarak bastırmalarına’ yanıt olarak İran’a yaptırımlar uyguladılar. İngiltere Dışişleri Bakanlığı, pazartesi günü, 70ten fazla İranlı yetkiliye ve kuruluşa, ekim ayı itibarıyla mal varlıklarının dondurulması ve seyahat yasağı uygulandığını açıkladı. İran daha önce bu tür adımlara, bazı kişileri ve kuruluşları kara listesine alarak, onların İran’ı ziyaret etmelerini yasaklayarak ve İran topraklarında sahip olabilecekleri her türlü mal varlığını dondurarak misillemede bulunmuştu. Tahran, Batı’nın, ülkedeki protestoların bastırılmasına ilişkin tutumunu da ‘iç işlerine müdahale’ olarak nitelendirdi. Başta ABD, İngiltere ve AB olmak üzere birçok Batılı taraf “Kadın... Yaşam... Özgürlük” sloganı atılan protesto hareketine desteklerini açıkladılar. İngiltere Dışişleri Bakanı Cleverly konuya dair şunları söyledi: “İran rejimi, İran halkının vahşice bastırılmasından ve dünyanın dört bir yanında kan dökülmesinden sorumludur. İrana DMOnun tamamını da kapsayan 300den fazla yaptırım paketi uyguladık.” Cleverly, yaptırımların ABD ve AB ile koordineli olarak uygulandığının da altını çizdi. Ancak Cleverly, ‘DMO’nun tamamına yaptırımlar uygulamakla’ neyi kastettiğine dair detaylara girmedi. İngiliz hükümeti, bu yılın başlarında DMO’nun bir alt kolu olan Besic milislerine ait mal varlıklarını dondurdu. Mal varlığı dondurulanlar arasında DMO Komutan Yardımcısı Hüseyin Necat da yer aldı. İngiltere, İran Genel Başsavcısı Muhammed Cafer Muntazeri ve Kara Kuvvetleri Komutanı Amir Kiyumers Haydari’ye de yaptırım uyguladı. Tahran’ın İngiltere adına casusluk yapmakla suçladığı İran asıllı İngiltere vatandaşı olan ve İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Şemhani’ye yakınlığıyla bilinen Ali Rıza Ekberinin idam edilmesinin ardından İngiltere ile İran arasındaki ilişkiler gerildi. DMO, geçtiğimiz aralık ayında, istihbarat servisinin ‘İngiltere ile işbirlikçilik yapan ve isyancı hareketlerin kışkırtılmasına karışan bir terör şebekesini’ çökerttiğini duyurdu. İranlı yetkililerin rejim karşıtı protestoları ‘isyancı hareket’ olarak tanımlıyorlar. İngiltere, geçtiğimiz kasım ayında İranlı yetkililerin protesto gösterilerini bastırma hamlelerinin ardından İranı İngiltere’de ikamet eden gazetecilerin hayatlarını tehdit etmekle suçladı. İngiltere, geçtiğimiz aylarda AB üyesi ülkelerden ve Avrupa Parlamentosundan DMOyu kara listeye eklemesi yönünde yapılan baskısı çerçevesinde DMOnun terör örgütü olarak sınıflandırılması konusunda hararetli bir iç tartışmaya tanık oldu. Diğer Avrupa ülkeleri, bunun İranla ilişkilerin tamamen kesilmesine yol açacağı ve böylece nükleer anlaşma müzakerelerini canlandırma şansını zayıflatacağı ve İran’daki Batılı tutukluların serbest bırakılmasına yönelik her türlü umudu tehlikeye atabileceği çekincesiyle daha temkinli davrandılar. DMOnun terör örgütleri arasında listelenmesi ve terör örgütü olarak görülmesi, DMO toplantılarına katılmanın ve sloganlarını açıkça dillendirmenin ‘suç’ sayılacağı anlamına geliyor. İngiltere merkezli The Times gazetesi, şubat ayı başlarında, İngiliz hükümetinin, İngiltere İçişleri ve Güvenlik bakanlıklarının ısrarlarına rağmen Dışişleri Bakanlığının itirazı üzerine DMOnun terör örgütü olarak sınıflandırılması taslağını ‘geçici bir süreliğine’ durdurduğunu bildirmişti.

مشاركة :