Rusya, Adana Mutabakatı’nı geliştirmek istiyor

  • 1/25/2019
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Rusya Devlet Başkanı Putin, Adana Mutabakatı’nın geliştirilmesi gerektiğini ifade ederken, Suriye’nin kuzeyindeki Türk hareketliliğini yasal bir temele dönüştürmek için bir görüşme başlatılması çağrısında bulundu. 24 Ocak’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyib Erdoğan arasında Moskova’da yapılan görüşmeye ilişkin açıklamada bulunan Rus bir diplomat, “Moskova zirvesi, farklılıkların çözülmesi için bir platform değildi, aksine bunların giderilmesi için ortak bir mekanizma ortaya koydu” dedi. Görüşme sırasında iki lider, diğer meselelere ilişkin uzun süredir devam eden bir anayasa komitesi oluşturma konusunda bile neredeyse aynı pozisyonda olduklarına dair net bir mesaj gönderdi. Zira Türkiye, daha önce Moskova, Şam ve Tahran arasında fikir birliğiyle ortaya koyulan bu yöndeki önerilere karşı isteksiz kalmış ve Birleşmiş Milletler’e (BM) sunulan tabloda daha fazla “denge” talebinde bulunmuştu. Bu çerçevede Erdoğan, anayasal mesele hususunda BM’ye sunulan Avrupa çekinceleri nedeniyle “şaşkınlığını” ifade etti. Birçok Rus analist ise, “kapalı kapılar ardında ulaşılan anlayış derecesinin, ilan edilenden daha geniş olduğunu” söyledi. İki lider, Dışişleri ve Savunma bakanları, iki ülkenin güvenlik birimleri başkanlarının katıldığı bir akşam yemeği öncesinde sadece tercümanların yer aldığı uzun bir görüşme gerçekleştirdi. Söz konusu kapalı toplantıda, “gündemdeki her bir noktanın ayrıntılı bir tartışması” ele alındı. İki liderin İdlib meselesini askeri düzeyde görüşme konusunda uzlaşısı ve “terörizmin varlığını genişletmesine ve güçlendirmesine izin vermemek için” ortak bir tavır sergileme vurgusuyla birlikte tarafların, önerilen konuların büyük bir kısmını ele almak için ortak bir yol haritası geliştirdiği belirtildi. Erdoğan’ın kullandığı söz konusu ifadeler, analistler tarafından görüşmenin “kuzeydeki etki alanlarının, her iki tarafın da çıkarlarını karşılayacak şekilde ve İran- Suriye hükümetinin arkasında pay edilmesi meselesi” etrafında döndüğü şeklinde yorumlandı.Rusya tampon bölge fikrine nasıl yaklaşıyor? Bu çerçevede Moskova’nın Türkiye’nin tampon bölge oluşturma önerisini ele alması, anlaşmaların eksikliğini de açıkça yansıtmış oldu. Bir diplomatın Şarku’l Avsat’a aktardığına göre, Moskova söz konusu meseleye geniş bir çerçevede yaklaşıyor. Çünkü meselenin, hükümetle tam bir anlayış oluşturması ve gelecekteki herhangi bir siyasi çözüm çerçevesinde Kürt bileşenlerin varlığını da etkilememesi gerekiyor. Yani başka bir ifadeyle, bu bölgenin imarı anlaşması, daha sonra Kürt bileşenlerin yokluğu olarak yorumlanamaz. Aksine Ankara’nın güvenlik çıkarlarının bir garantisi olarak kendi yorumuyla sınırlı olmalı. Bu aynı şekilde, Putin’in Türklerin özerk yönetim tasnifine ve Kürt askeri güçlerine rağmen Şam ve Kürtler arasındaki diyaloğu etkinleştirme gerekliliğine dair ifadelerinde de görüldü. Öte yandan Rusya, rejimin konuya dair görüşmelere katılmasını ve yasal olarak herhangi bir alanda tampon bölge oluşturulmasını istiyor. Söz konusu talep, Putin’in “iki tarafın (Suriye ve Türkiye) 1998 yılında terörle mücadeleye yönelik ortak eyleme odaklı bir anlaşma imzaladığını” hatırlattığı ifadeleriyle de açıkça görülüyor. Anlaşma, görüşme ve özellikle güney sınır bölgelerinde Türkiye’nin güvenliğini sağlama anlamında askıda kalmış birçok önemli sorunun kapatılması için de bir temel oluşturmakta.Rusya’nın Adana Mutabakatı’na tavrı Diğer taraftan Rusya Devlet Başkanı, Adana Mutabakatı’nın geliştirilmesi, Suriye’nin kuzeyindeki Türk hareketliliğini yasal bir temele dönüştürmek için bir görüşme başlatılması çağrısında bulundu. Putin ayrıca, “Meseleyi, ayrıntılı bir şekilde ele aldık ve onunla ilgileniyoruz” ifadelerini kullandı. Dolayısıyla zirveden sonraki gün, Türk diplomasisinin “Adana Mutabakatı ve Şam ile diyalog” hakkında konuşması garip değil. Zira iki durum da zirve sırasında ayrıntılı olarak ele alındı. Moskova, Ankara- Şam diyaloğunu, arabuluculuk yoluyla doğrudan veya dolaylı bir şekilde desteklediğini gizlemiyor. Çünkü tüm taraflara ortaya koyulan talepleri mümkün olduğunca temin eden ve ana oyuncuların çıkarlarını koruyan kapsamlı anlayışlara ulaşılması önem arz ediyor. Görünüşe göre söz konusu hat, gelecek ay Moskova’da yapılması beklenen Astana garantörlüğündeki üçlü zirve sırasında taçlandırılacak.

مشاركة :