​PKK gerçekten bir Rus-Türk savaşı çıkartır mı?

  • 2/7/2019
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Suriye krizinin çözümüne yönelik önerilen Anayasa Komisyonunun oluşumundan bahsedildiği şu günlerde dahi, bu karanlık tünelin sonunda gerçek bir ışık parıltısı bile olmadığı açıkça belli oluyor. Suriyedeki çatışmalar hala zirvesinde bulunuyor. Bu karmaşık denklemin tarafları hala birbirlerine sınırsızca kötülük yapmaya çalışıyor. İyi niyetli bir yaklaşıma da rastlanmıyor. Ruslar ve İsrailliler uzlaşmaya varmak için manevralar yapıyorlar. İranlıları, Devrim Muhafızlarını, milisleri, mezhep temelli (Şii) yerleşimcileri Suriye arenasından çıkarma adına hiçbir hamle yapılmıyor. Türkler ve Beşşar Esed rejimi bu konuda ölüm sessizliğine bürünmüş durumdalar. Elbette, İranlılar bu ülkeden çıkmayı reddediyor ve direniyorlar. Mezhep statüsünde ciddi değişikliklerin olduğu ülkede kendilerini bu ülkenin bir parçası olarak görmeye başladılar. Beşşar Esed, homojen ve uyumlu 15 milyon nüfusun olmasını Yararlı Suriye olarak nitelemiş ve herhangi bir uyumun olmadığı! 25 milyona tercih ettiğini açıkça ortaya koymuştu. Ruslar ve İsrailliler arasındaki ilişkiler, içinde 15 asker bulunan Rusya’ya ait uçağın düşmesinin ardından, siyasi çatışmanın sınırlarını da aşan bir dönemden geçmişti. Ancak bu çatışma hali uzun sürmedi, bu sorunlu bölgedeki ortak düşmanın İran olduğuna dair bir anlayış öne çıkınca ortak çıkarlar baskın çıktı. Amerikalılar zaten Velayet-i Fakih rejiminin Suriye ve bölgedeki artan etkisini kırmak istiyorlardı, dolayısıyla bir Rus-İsrail ittifakının olmasını kendilerine zarar verecek bir hamle olarak görmediler. Tam anlamıyla bir işgal haline gelen İran varlığı, kuşatılmadığı takdirde, gerek Rusya Federasyonu, gerekse ayrılıkçı Kürt milliyetçiliği konusunda takıntıları ve endişeleri olan Türkiye açısından gerçek bir bölgesel sorun haline gelecektir. Şimdi tüm bu komplikasyonların ve karmaşaların ışığında, daha önce ve başlangıçta ulaşılan çözüm çerçevesinde bağımsız bir anayasa komitesinin oluşturulmasından bahsetmek abesle iştigaldir. Süre geçtikçe daha da karmaşık hale gelen bu krizin iplerini elinde tutanlar, Kürtlerin, özellikle de 1998 yılında Suriye-Türk Adana Mutabakatının imzalanmasının nedeni olan PKK’nın, ister Türkiyede, ister Suriye ve Irakta, isterse İranda olsun, bu zor denklemde vazgeçilmez bir unsur olarak kalacağını biliyorlar. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkesinin güney sınırlarını güvence altına almak için güvenli bölge talep etmiş ve buna dair çıkan krizi çözmek için de söz konusu mutabakatı gündeme taşımıştı. Sovyetler Birliği’nin, müttefiki Hafız Esedle anlaşarak, Soğuk Savaşın Afganistanda sıcak bir savaşa dönüştüğü 1978 yılında, İstanbul yakınındaki İmralı adasında tutuklu bulunan Abdullah Öcalan liderliğindeki PKK’yı kurduğu çok iyi biliniyor. NATO’nun aktif bir üyesi ve bu ittifaktaki ikinci en büyük ve en önemli askeri güç olan, eski Sovyetler ve şimdiki Ruslara karşı duran Türkiye’yi zayıflatmak istemişti.  Bu, Rusyanın aklında tutacağı stratejik bir konudur, Ankaranın tüm hilelerine ve hamlelerine rağmen, Amerikalılar da bu meseleyi gündemde tutmaya devam edeceklerdir. Hafız Esed, çöküşünü tamamlamış Sovyetler Birliğinin onayı ile Adana Mutabakatını kabul etmişti. Türkiye’nin ciddi tehditlerine boyun eğmek durumunda kalmıştı. Mutabakat maddelerinin en tehlikesi, 1939da Türkler tarafından gasp edilen Hatay bölgesinden vazgeçildiğini bildiren maddeydi. Ayrıca PKK’nın ortadan kaldırılmasını ve başındaki Abdullah Öcalanın Türk istihbaratına teslim edilmesini öngören madde de kritik öneme sahipti. Bu örgütün militanları, İran-Irak-Türkiye sınırında, Molla Mustafa Barzani’nin bölgesinde bulunan, engebeli, coğrafi açıdan son derece zor bir dağlık bölgeye yani Kandil’e sürüldüler. Krallık döneminden başlayarak art arda gelen Irak hükümetlerine karşı ve daha sonra 2003te devrilen Saddam Hüseyinin dönemini izleyen devirlere kadar bu bölgeden saldırılar eksik olmadı. Buradan söylemek istediğimiz, PKKnın yukarıda belirtilen Adana Mutabakatına uygun olarak ortadan kaldırılmadığıdır. PKKnın temel askeri gücü Irak-İran-Türkiye sınırındaki Kürdistan dağlarına taşınmıştır. Milislerinin o dönem yer altına indiği söyleniyor ve şimdi de Salih Müslim liderliğindeki Kürt Demokratik Birlik Partisinin (PYD) bir parçası olan Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) oluşturuyorlar. Belki de en tehlikeli şey, Rusların Beşşar Esed rejimi ile birlikte, bu parti gruplarına Deaşvari bir görev biçmeleri olmuştur. En tehlikeli operasyonları ise 2016 yılında İstanbul’da Atatürk Havalimanı’nın hedef alınmasıydı. Bu saldırı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki tüm hesaplamaları ve eğilimleri yeniden gözden geçirmesini sağladı. Gerek Suriye krizi, gerekse ülkesinin Rusya Federasyonu ile ilişkilerini hatta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile olan kişisel ilişkilerini yeniden gözden geçirdi. Elbetteki Putin, Rusya-Türkiye-İran denkleminde ve Suriye krizi ve bütün bu bölgenin denkleminde hala belirleyici liderdir. Ruslar mademki Suriyedeki her şeye karar verebiliyorlar, bu demektir ki; bu ülkedeki etkileri özellikle İranlılar buradan çıkarıldıktan ve İsrail ile yakın ilişkiler yeniden kurulduktan sonra daha da artacaktır. Bunun anlamı, Ruslar, Gerek Çarlık gerekse Sovyetler döneminde, Rusya’nın tarihsel düşmanı olan Türkiye’ye yönelecek demektir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İhvandan yana olduğu ve Osmanlı hülyalarına kapıldığı biliniyor. Bu durum, sadece PKK’yla değil, aynı zamanda Türkiye’de yaşayan diğer Kürtlerle de daha fazla dirsek temasına geçilecek demektir. Bu, eski PKK rolünün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Beşşar Esed rejimi-ayakta kalabilirse- için yeniden gerekli olacağı anlamına geliyor. Böylece, en nihayetinde bu parti yani PKK, yeni bir Rus-Türk savaşını patlatacak bir bombaya dönüşecektir.  Ruslar, İhvan’la bu kadar içli dışlı, NATO’nun kurucu üyesi olan bu İslam devletinin tüm bu güç ve bölgede büyüyen bu rolüyle kalmasına izin vermeyecektir. Zira Türkiye’nin nüfuzu, Tacikistan örneğinde olduğu gibi, önceden Sovyetler Birliğinin bir parçası olan ve Vladimir Putinin sağlam diplomatik bağlar kurduğu Orta Asya Cumhuriyetlerine uzanabilir.

مشاركة :