Halktan aldığı destekle birlikte, iktidarının ikinci dönemi için çalışmalarına başlayan Hindistan Başbakanı Narendra Modi, ikinci dönemi sırasında, ülkede son yıllarda yaşanan mali krizin ardından, ekonomik reformların hızlandırılması için çaba sarf edecek. Modi, iktidarının ilk döneminde, tükenmiş olan bankacılık sisteminin reformuna ve ülkenin ekonomik yapısının yeniden canlandırılmasına odaklanıyordu. Mal ve Hizmet Vergisi, Borç ve İflas Kanunu, Gayrimenkul Düzenleme Kanunu’nu çıkaran Modi, Hindistanın önümüzdeki 10 yıl içinde güçlü bir ekonomik büyüme konumuna gelmesi için gerekli olan yerleşik yapının temellerini attı. Önümüzdeki Temmuz ayında 2019 bütçesinin tamamının sunulması bekleniyor.Ekonomiyi canlandırmak Modi’nin son seçimleri kazanmasından bir gün sonra, küresel yatırımcılar, Hindistan tahvillerinde 216,3 milyar dolarlık net bir servet elde etti. Bu kimseler, Modi’nin ve Hindistan Merkez Bankası’nın ülke ekonomisini nasıl yönlendirdiğini yakından takip ediyor. Kotak Mahindra Asset Management Şirketi’nin Yatırım Sorumlusu Lakshmi Iyer, “Yabancı fonların Hindistanı takip etmekten başka seçenekleri yok. Vadeli işlemleriniz muhtemel ve elde ettiğiniz getiri yüksekse, bu zaman dilimi iyi kazanımların sağlanabileceği bir dönem olabilir” ifadelerini kullandı. Öte yandan Hint endüstrisi, son genel seçimlerden galip olarak ayrılan Modi hükümetine, ülkedeki ekonominin realitesini değerlendirme hakkı verdi ve şirket vergi oranlarında derhal indirim yapılması yönünde güçlü bir baskıyla birlikte mevcut yavaşlık konusundaki endişelerini dile getirdi. Yeni Hint hükümetini ülke ekonomisini canlandırmaya yönelik girişimlerde bulunmaya teşvik eden Hindistan Sınıflandırma ve Araştırma Kurumuna (INDRA) göre ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 6,9’a ulaşması bekleniyor. Kuruma göre bu oran, beklenen yüzde 7’lik oranın çok az altında olan bir rakam. 31 Temmuz’da sona erecek olan 2018-2019 mali yılına dayanan verilerden yola çıkan kurum, üçüncü çeyrekte kaydedilen yüzde 6,6’lık büyüme oranının dördüncü çeyrekte yüzde 6,3’e gerileyeceğini teyit etti. Kuruma göre cari mali yıl, ülkedeki ardışık ikinci ekonomik düşüş dönemini temsil ediyor. Yeni hükümetin karşı karşıya kalacağı öncelikli zorluğun ekonominin yeniden canlandırılması olduğunu dile getiren kurum, kısa vadeli icraatlar aracılığıyla periyodik zorlukların üstesinden gelinebileceğini, fakat şu anda elzem olan durumun ülke ekonomisini tıkayan yapısal zorluklarının ele alınması olduğunu ifade etti. Hint Endüstrisi Konfederasyonu Başkanı Vikram Kirloskar, “Hükümet vergi oranlarını düşürmeli ve hizmet sektörü de dâhil olmak üzere tüm sektörlerdeki yatırım tahsisatlarının kapsamını genişletmeli. Böylece tüketim, yatırım, devlet harcamaları ve ihracat bir kerede başlatılabilir” ifadelerini kullandı.Modi’den talep edilen düzenlemeler Narendra Modi, ticaret yanlısı siyasi bir lider olarak görülüyor. Mayıs 2014’te göreve başladığından beri Hindistan borsa endeksleri yüzde 40’ın üstüne çıktı. Modi hükümeti, sağlık hizmeti, vergilendirme ve ülkenin çokça ihtiyacı olan yabancı yatırıma izin verme gibi büyük reformları gerçekleştirmeyi başardı. Bununla birlikte, ikinci görev süresi boyunca çözülmesi gereken sorunların yer aldığı uzun bir listesi var. Bunlar arasında yüksek işsizlik oranları ve ticari açık gibi sorunlar da bulunuyor. Hindistan ekonomisi için birer tehdit unsuru olmalarının ardından acil reform gerektiren bazı kilit alanlar:1. Tarım ve istihdam reformları Tarımsal ve kırsal sorunlar ülke genelindeki en belirgin problemler arasında yer alıyor. 2022ye kadar çiftçilik gelirini ikiye katlama sözü veren başbakan için bu yıl en büyük zorluklardan biri de bu olacak. Bir yandan ülkedeki mevcut darboğaz ve öte yandan bu yılki mevsimsel tahminler iyi birer gösterge değiller. Nitekim Hint tarımının büyük bir kısmı hala büyük oranda muson yağmurlarına dayanıyor. Ülkedeki tarımsal sorunlara yönelik kısa vadeli çözümlerin başarılı olması beklenmiyor. Çiftçilerin gelirlerinde gerçek bir artışa tanık olmanın öncesinde, ekonomiye ilişkin uzun vadeli yapısal reformlar yapılması gerekmektedir. Tarım sektörü, 2004-2005 döneminde GSYİHnın yüzde 21ini oluşturuyordu. Bu rakam son 15 yılda yüzde 13e düştü. Ancak aynı dönemde tarım sektöründeki işgücü sayısında benzer bir düşüş yaşanmadı. Hint tarımı, ülke işgücünün yaklaşık yüzde 55ine karşılık geliyor. Bu oran, yaklaşık 260 milyon insana karşılık geliyor. Bu durum da ülke nüfusunun yüzde 55 ila 57sinin bir darboğaza sıkışıp kalan tarıma dayalı olduğunu gösteriyor. Hintli çiftçilerin mustarip olduğu sıkıntıların temelinde, ülkedeki düşük gıda fiyatları var. Hindistan hükümetinin asgari fiyat sistemini uygulamasına rağmen çiftçiler, tarımlarından kazançlı bir getiri elde edemiyorlar. Banka dışı finansal kuruluşların sorunlarının çözülmesi, söz konusu şirketlerin kırsal ekonomiye nihai kredi sağlamada çok önemli bir rol oynamalarından dolayı acil bir gerekliliktir. İş kanunlarının çeşitli düzenlemeler aracılığıyla birleştirilmesi ve hatta fiili kurallardaki asgari bir değişiklik bile ülkedeki sanayi sektörüne katkıda bulunacaktır. Bugün, insan sermayesi yönetiminin temel tanımları hakkında çok fazla kafa karışıklığı var. Standart bir kanunlar dizisi, ‘endüstriyel ilişkiler, sosyal güvenlik, ücretler, işyeri güvenliği ve sosyal refah’ gibi belirli alanlardaki yasal düzenlemeler ve kurallarla ilgileniyor. Yasaların bu şekilde birleştirilmesi, uyumluluk ve dava maliyetlerinin azaltılmasına büyük ölçüde katkıda bulunacaktır. Bu durum, ülkedeki sanayi sektörü için kendi başına büyük bir kazanç olacak.2. Yatırımlarda yaşanan düşüş Başbakan’ın, Maliye ve Sanayi Bakanlarının acilen dikkat etmesi ve üstesinden gelmesi gereken bir diğer sorun yeni özel sektör projelerine yönelik yatırımlara ilişkin gözlenen isteksizliktir. Son beş yılda, altyapıya yapılan kamu yatırımları ve sosyal sektör planlarına yapılan harcamalar, özel tüketimin yanı sıra ekonomik büyümeyi büyük ölçüde yönlendirmenin anahtarı olmuştur. Öte yandan, özel sektördeki ticaret ve yatırımda önemli ölçüde bir düşüş yaşandı. Ekonomik büyüme döngüsünün devam etmesi için bu iki alanın acil bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor. Ancak özel sektörü, 2008 yılından öncesine dayanan bir çalışma şekliyle yatırım yapmaya teşvik etmek, morallerin oldukça düşük olması sebebiyle altından kalkması zor bir iş olarak görünüyor. Modi’nin ikinci dönemi sırasında kendisini bekleyen önemli görevlerden biri de özel sektör yatırımları ve özel tüketim için moralleri yükseltmek olacak. Bu iki alan uzun vadeli büyüme oranlarının korunmasına yardımcı olacaktır.3. Hint yapımı (Make in India) Narendra Modi hükümetinin ilk döneminde imalat sanayinin bir bölümünü yerelleştirmek, ithalata bağımlılığı azaltmak ve aynı zamanda ihracat kazancını teşvik etmek için iddialı bir “Make in India” girişimi başlatıldı. Bu çerçevede kaydedilen ilerlemeler oldukça karışık ve belirsizdi. Savunma ve otomotiv sektörlerinde bazı önemli projeler başlatıldı. Ancak daha yapılacak çok iş var. Acil yardım ve uzun vadeli uluslararası kalkınma projeleri sunan önemli bir uluslararası insani yardım kuruluşu olan CAREde çalışan ekonomi uzmanlarından Madan Sabnavis, ABD ve Çinin açık ticaret savaşına girmesiyle birlikte şu anda büyük bir fırsat bulunduğunu dile getirdi. Şimdiye kadar tarafların pozisyonlarından geri çekileceklerine dair herhangi bir açıklamada bulunmadıklarını belirten Sabnavis, Hindistan’ın ABD ve Çin’e olan ihracatlarını arttırarak mevcut durumdan faydalanabileceğini söyledi.4. İşsizlik Hindistan’ın 1,36 milyar kişilik nüfusunun yüzde 67’sini 15 ila 64 yaş arasındaki kimseler oluşturuyor. Dolayısıyla ülkede -her ne kadar hepsi aynı anda iş aramasa bile- iş arama potansiyeli olan 910 milyon kişi var ve bu sayı hükümetin önünde büyük bir zorluk olarak duruyor. Hindistan Ekonomik İzleme Merkezi tarafından bu yılın Ocak ayında yayınlanan bir rapora göre, 2016 yılında büyük para birimlerinin dolaşımının durdurulması kararı ve daha sonra 2017 yılında çıkarılan mal ve hizmet vergisiyle birlikte 2018 yılında yaklaşık 11 milyon iş kaybedildi.
مشاركة :