Ömer Settar Irak’ta 2005’ten bu yana anayasa ihlallerinin tekrarı, çözülmesi güç siyasi ve hukuki sorunların birikmesine yol açtı. Yerel seçimlerin iptali, Bağdat merkezi hükümet makamları ve il meclisleri arasındaki ilişkilerde yaşanan sorunun temelini teşkil ediyordu. İl meclis yönetimlerinin kanunda belirtilen görev sürelerinin 2017’de sona ermesi ve akabinde anayasaya aykırı bir şekilde söz konusu yönetimlerinin görev süresini uzatması, yetkili mahkemelerin meclisin aldığı kararları tanımamasına sebep oldu. Kürt, Türkmen ve Araplar arasındaki tartışmaların merkezinde yer alan ve 2005’ten bu yana yerel seçimlerin yapılmadığı Kerkük’ten bahsetmeye bile gerek yok. Irak Parlamentosu 28 Ekim’de vilayet, ilçe ve nahiye meclislerinin lağvedilmesine oy çokluğuyla karar verdi. Meclis yönetimleri, Parlamento’nun lağvetme kararının temyizi için Federal Mahkeme’ye başvurdu.Anayasaya aykırı Fetih Koalisyonu Milletvekili Muhammed el-Beldavi, yaptığı açıklamada, “Parlamentonun il meclislerini lağvetme konusunda daha önce aldığı karar, söz konusu il meclislerinin yönetimleri tarafından temyiz edildi. Federal Mahkeme, temyiz başvurusunu 2 Aralık’ta görüşecek. Fakat Parlamento, daha önce davranarak yerel meclis çalışmalarını yasal düzenlemelerle nihai bir şekilde sonlandıracak” diye konuştu. Beldavi, “Parlamento, gelecek oturumlarda İl Meclis Yasası’nda ikinci bir değişikliği oylamaya sunacak. Nitekim bu değişiklikle, meclis çalışmaları Mart 2020 yerine Kasım 2019’da sonlandırılacak” dedi. Fakat bu seçenek, Nisan 2017’de görev süresi fiilen sona eren meclis görev süresini 4 yıl olarak belirleyen anayasaya aykırıdır. Belki de eldeki tek çözüm, anayasa değişikliği ve il meclisleri hakkındaki 122’inci maddenin iptali olabilir. Bu da valinin doğrudan halk tarafından seçilmesini talep eden göstericilerin arzu ettiği bir çözüm yoludur. Ancak tüm bunlar bir yana, burada asıl sorulması gereken soru şu: 2017 sonrasında görev süresi sona ermiş meclislerin aldığı kararların siyasete, topluma ve ekonomiye etkileri ne olacak?Hukuki çerçeve Hukuk Uzmanı Tarık Harb, il meclislerinin 28 Ekim’de lağvedilmesine rağmen meclis yönetimlerinin göreve devam etmesinin, Parlamento’nun aldığı karara aykırı olduğunu söyledi. Tarık, “Parlamento’nun lağvetme kararına rağmen il meclislerinin valinin istifasını kabul etme, valiyi görevden alma veya bazı projelere onay verme gibi icraatların hükmü geçersizdir. İdari Mahkeme, il meclislerinin hâlihazırda aldığı yasadışı kararlara itiraz edebilir” dedi. Parlamentonun lağvetme kararına karşı çıkan Kerbela İl Meclisi üyeleri, İdari Mahkeme’ye yaptıkları temyiz başvurusu sonuçlanana dek meclisin çalışmalarına devam edeceğini söyledi. Federal Mahkeme Sözcüsü İyas Samuk, pazartesi günkü açıklamasında, Parlamentonun lağvetme kararına yönelik onlarca temyiz başvurusu aldıklarını bildirdi. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan akatardığı habere göre, Samuk başvuruların sadece tebliğ aşamasında olduğunu belirterek, daha başvuruların gözden geçirilerek anayasa doğrultusunda bir karar bağlanacağını söyledi. Lağvedilen il meclislerinin temyiz davasına bakan Avukat Yasir el-Haşimi, Parlamentonun il meclis çalışmalarını sonlandırma çabaları devam ederken, İdari Mahkemeye sunulan temyiz başvurusunun halen karara bağlanmadığını söyledi. Haşimi, açıklamasında, “2 Aralık’ta düzenlenecek oturum öncesinde, eğer Parlamento il meclis çalışmalarını sonlandırmasını hedefleyen kararı geçirir ve Cumhurbaşkanı da onaylarsa, İdari Mahkeme’nin vereceği kararın bir hükmü kalmaz. Ancak il meclis yönetimlerinin, parlamentodan geçen ve Cumhurbaşkanının imzasını taşıyan kararın temyizi için Federal Mahkeme’ye başvurma hakkı saklıdır” şeklinde konuştu. Hükümet geçtiğimiz günlerde aldığı bir kararla, Nisan 2020’de yapılması kararlaştırılan yerel seçimlerin tarihini erteledi. İster İdari Mahkeme, il meclis yönetimlerinin başvurusunu karara bağlasın, isterse Parlamento meclis çalışmalarını sonlandırmayı hedeflediği değişikliği geçirsin, Parlamentonun il meclislerinin süresini uzatmasıyla ilgili anayasadaki belirsizlik nedeniyle hukuki tartışmalar sürmeye devam edecek gibi görünüyor. Seçimlerin ertelenmesine ilişkin hükümetin aldığı karar ise anayasadaki il meclisleriyle ilgili 122’inci maddenin geçersizliğinin devam edeceği anlamına geliyor.
مشاركة :