Avrupa – İran görüşmelerinde karamsarlık hakim

  • 9/7/2019
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

İran, AB’ye nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini azaltma yönündeki üçüncü adımını attığını ve Avrupa’ya ekonomik yaptırımların telafi edilmesi için son olarak iki ay süre verdiğini iletti. Bunun öncesinde Tahran Cuma Hatibi Cevad Hac Ali Ekberi, Avrupa ülkeleri ile görüşmelerin devam edeceğini söylemekle birlikte bu sürecin olumlu sonuçlanacağı konusunda karamsar olduğunu belirtti. Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami de ABD Başkanı Donald Trump’ın İranlı mevkidaşı Hasan Ruhani ile görüşmeye kapıyı açık bırakmasından sonra ‘düşmanın sahasında oynamak’ konusunda uyardı. İran Dışişleri’nin AB Dış Politika Temsilcisi Federica Mogherini’ye ilettiği mektuba uygun olarak İran Atom Enerjisi Kuruluşu bugün, yani planın uygulanmaya başlamasından bir gün sonra bir basın toplantısı düzenleyecek. Nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini azaltma yönündeki üçüncü adımının detaylarını açıklayacak. İSNA haber ajansı dün söz konusu bilgiyi İran Dışişleri Sözcüsü Abbas Musevi’nin açıklamalarından aktardı. Musevi ilgili açıklamasında, “Dışişleri Bakanı Zarif, Mogherini’ye ilettiği mektubunda İran’ın araştırma-geliştirme faaliyetlerinin üzerindeki tüm engelleri kaldırdığını duyurdu” ifadelerini kullandı. Avrupa Temsilciliği dün İran’ın adımından dolayı ‘derin endişe’ duyduğunu duyurdu. Temsilcilik, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun İran’ın nükleer faaliyetlerinin gözetlenmesindeki rolünü vurgularken Temsilcilik Sözcüsü Maja Kocijancic düzenlenen basın toplantısında “İran’ın mektubundan endişe duyduk” dedi. Fransız haber ajansı (AFP) tarafından atarılan açıklamada Kocijancic şu ifadeleri kullandı: “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, İran’ın büyük ülkelerle 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerine bağlılığının takip edilmesinde kilit bir rol oynadı. Bizim nükleer anlaşmaya bağlılığımız, İran’ın yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesine bağlıdır. AB değerlendirmelerini, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun hazırladığı raporlara göre yaptı.” Sözcü, Temsilciliğin İran’a ‘yükümlülükleri ile örtüşmeyen tüm faaliyetlerini durdurma ve nükleer anlaşmanın korunmasını ve tam anlamıyla uygulanmasını engelleyen adımlardan kaçınma’ yönündeki çağrısını da yineledi. Kocijancic ayrıca İngiltere, Almanya ve Fransa’nın İran ile ticareti ABD yaptırımlarından koruyacak bir finans kanalı sağlamak üzere başlatılan girişime işaret etti. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Sözcüsü, İran ile büyük ülkeler arasındaki nükleer anlaşmanın uygulanmasını denetleyen Kurum Müdür Vekili’nin pazar günü Tahran’daki üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geleceğini ve bu ziyaretin Kurum ile İran arasındaki düzenli iletişimin bir parçası olduğunu söyledi. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de dün Berlin’de basına yaptığı açıklamalarda “İran’ın gidişatını değiştirmesi için henüz geç değil. İran’ı mevcut krizi daha da artırmamaya davet ediyoruz. İran’ın gittiği yanlış yoldan dönmek için halen vakti var” dedi. İran, Avrupa’nın hayatî petrol satışlarını ABD yaptırımlarından korumak için yeterli adımları atmadığı görüşünde. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, çarşamba günü nükleer enerji istasyonları için yakıt üretiminde veya silah yapımında kullanılabilecek şekilde uranyum zenginleştirme sürecini hızlandırana kadar santrifüj cihazlarının geliştirilmesi için emir verdiğini duyurdu. Ruhani, konuya ilişkin açıklamasında şunaları söyledi: “Araştırma-geliştirme alanının genişletilmesi, santrifüj cihazlarının çeşitlendirilmesi ve uranyum zenginleştirmesi için ihtiyacımız olan her şeyin tedarik edilmesi içim emir verdim.” Nükleer anlaşma, İran’ın yalnızca birinci tip santrifüj olan IR1’i edinmesine izin veriyor. Ancak Tahran yaklaşık bir yıl önce Natanz tesisinde gelişmiş santrifüj cihazlarından olan IR6 ile IR8’in üretimi için hazırlıklara başladı. Bu adım İran’a nükleer anlaşmada belirtilen hızın iki katı ile uranyumu zenginleştirmesine dönüş imkânı tanıyor. Tahran, 2013 yılında nükleer müzakere masasına dönmesinden önce yıllarca süren bir krizin ardından BM Güvenlik Konseyi’nden çıkan 6 karara göre yaptırımların kaldırılması karşılığında, zenginleştirilmiş uranyumu depolamaksızın uranyumu zenginleştirmek üzere araştırma-geliştirme faaliyetlerini sınırlı bir şekilde sürdürmeyi kabul etmişti. ABD yönetimi Mayıs 2018’de nükleer anlaşmadan çekilerek yaptırımları yeniden yürürlüğe sokma kararı aldı. Ardından Tahran’ı nükleer programı, balistik füze geliştirmesi ve bölgesel rolü konusunda yeni müzakerelere mecbur etmek adına ‘olabildiğince baskı’ yaklaşımını benimsediğini duyurdu. İran’ın petrol satışlarına yönelik yaptırımları yoğunlaştıran petrolü sıfırlama planı, Washington ile Tahran arasındaki anlaşmazlıkların artmasına yol açtı ve bu gerginlik İran’ın petrol ihracatının engellenmesi girişimine bir karşılık olarak kapatmakla tehdit ettiği stratejik Hürmüz Boğazı’nda bir krize dönüştü. İran, mayıs ayından bu yana yaptırımlara nükleer yükümlülüklerini sınırlandırarak karşılık veriyor. Anlaşmaya imza atan Avrupalı güçlerin İran’ın ekonomisini ABD yaptırımlarından korumak için adım atmaması halinde nükleer programı üzerindeki taahhütlerini bozmaya devam etmekle tehdit ediyor. AB ve anlaşmayı imzalayan İngiltere ile Fransa, anlaşmaya uygun düşmeyecek adımlar atmaktan kaçınması konusunda İran’a çağrıda bulunuyor. 3 Avrupa ülkesi; Fransa, Almanya ve İngiltere, nükleer anlaşmayı kurtarmak için görüşmeler gerçekleştiriyor. Bu çabalar, Tahran ile ticaretin devam etmesine olanak sağlayan bir mali mekanizmanın işletilmesi amacıyla İran’ı bazı yaptırımlardan muaf kılmak adına ABD’yi ikna etmeye çabalayan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un liderliğinde yürütülüyor. Macron ısa süre önce yaptığı açıklamada İran ve ABD Başkanları arasında bir görüşme düzenlemeye çalıştığını duyurdu. Trump bu adımı memnuniyetle karşılarken İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin tutumunda ise çelişki vardı. Tahran Cuma Hatibi Muhammed Cevad Hac Ali Ekberi, İran’ın Avrupalılarla müzakerede dikkatli ve temkinli bir şekilde devam edeceğini söylemekle birlikte bu müzakerelerin uzamasının ülkesinin tutumunda bir değişikliğe yol açmasını pek mümkün görmediğini söyledi. İRNA haber ajansı tarafından aktarılan açıklamasında Ekberi “Verdikleri 11 sözü yerine getirmeliler. Etkili direnişin mantığı, her zaman ekonomik ve siyasi açılıma bir hazırlık şeklindedir” dedi. Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami de dün, Fransa’nın planını açıklamasından sonra yaşanan tartışmalara dahil oldu. Selami konuya ilişkin şunları söyledi: “İranlı bir yetkiliyle yapılan müzakerenin tutanakları, ABD Başkanı’nın hayal ettiği her şeyi özetliyor. ABD, İranlı yetkililerle yaptığı müzakerelerde kaybettiği güvenilirliğinin peşinde koşan tek ülke. Kimse müzakere etmeyecek. Herkes biliyor ki müzakere düşmanın sahasında ve onun amaçlarına göre oynanan bir oyundur.” Selami ayrıca isim vermeksizin, “Hiç kimse düşmanın hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmaz. Aynı şekilde düşman da sorunlarımızı çözme konusunda bize destek vermez” demesinin ardından ABD yaptırımlarının etkisini küçümseyerek, “İranlı şehirler, yaptırımların etkisi altındaki bir ülke hissi uyandırmıyor” ifadelerini kullandı. ABD Başkanı çarşamba günü, BM Genel Kurulu’nun New York’ta yapılacak toplantıları sırasında İranlı mevkidaşı ile görüşebileceğine dair ihtimale kapıyı açık bıraktı. Trump, kendisine yöneltilen bir soruyu şöyle cevapladı: “Her şey olabilir. Kesinlikle her şey mümkün. Sorunlarını çözmek istiyorlar. İran’da enflasyon var. Sorunlarını 24 saat içerisinde çözebiliriz.”

مشاركة :