15 Eylül Pazar günü gerçekleştirilen Tunus cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ön sonuçları, Kays Sayed’in yüzde 19 ve Nebil el-Karvi’nin yüzde 15 oyla ikinci tura geçmesinin ardından mevcut siyasi partilerin ağırlıklarının bariz şekilde azaldığını ortaya koydu. Sayed, arkasında herhangi bir siyasi parti bulunmayan bağımsız bir aday. Seçim kampanyası sırasında büyük bir harcama yapmadı. Birçok mahalle ve şehre de sınırlı sayıda ziyaretler gerçekleştirdi. Karvi ise Temmuz 2019’dan bu yana vergi kaçakçılığı suçlamasıyla cezaevinde tutuyor. Kendisi aynı zamanda seküler popülizmi savunan Tunus’un Kalbi Partisinin kurucusu. Bu çerçevede gözlemciler, tüm siyasi sahneyi sarsan bir depremin yaşandığını belirtiyor. Peki belirsiz bir kişi önemli siyasi partileri nasıl alt edebildi? Meclis Başkan Yardımcısı Abdulfettah Moro’yu aday gösteren İslamcı çizgideki Nahda Hareketi (68 milletvekili) veya eski Başbakan Yusuf Şahid’in kurucusu ve adayı olduğu Yaşasın Tunus Partisi (43 milletvekili) gibi parlamentoda ağırlığa sahip büyük partilerin önüne siyasi açıdan nasıl geçebildi? Aynı şekilde vergi kaçakçılığıyla cezaevinde bulunan, partisi henüz yeni kurulmuşken ve yalnızca seçmenlerin vicdanına yakın olmak için sahibi olduğu Nessma TV ile hayırseverliğe yatırım yapan popülist bir aday, nasıl ikinci sıraya ulaşabildi?Yöneten ve yönetilen arasındaki geniş boşluk Tunus Üniversitesi Siyaset Felsefesi Bölümünden Prof. Dr. Ferid el-Uleybi, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, yaşananların açık bir cezai oylama olduğunu ve yöneten ile yönetilen arasındaki geniş boşluğu yansıttığını belirtti. Uleybi’ye göre adaylar (Sayed ve Karvi), mevcut yöneticilere veya mevcut sisteme karşı yeni bir siyasi eylem türünü temsil ediyor ve Tunus’taki eski hükümet sisteminden bıkmış Tunuslu seçmenin itiraz etmeyi başardığını gösteriyor. Ferid el-Uleybi, “Bu iki adaya oy vermek; mevcut rejime ve sistemine olumsuz bir mesaj gönderiyor. Gelecek dönemde yeni bir siyasi manzaranın ortaya çıkacağını biliyoruz. Bu, kafa karıştırıcı bir manzara olacak, çünkü Kays Sayed, anayasayı değiştirmeyi teklif ediyor ve onu, mevcut dönemde Tunus’un çıkarına olmayan bir anayasa olarak görüyor. Bu da parlamento ve hükümetten bazı oluşumların çakışmasına neden oluyor” dedi. Uleybi, sözlerinin devamında ise “Aday Nebil el-Karvi’ye gelince ise, toplumsal yöndeki vaatleri, özellikle eski rejimde kendilerine yer bulamayan dışlanmış ve yoksul bölgelerdeki seçmenlerin vicdanlarına dokundu. Kendisini, sahibi olduğu Nessma TV ve oğlunun ismini taşıyan ‘Halil Tunus’ hayır kurumu aracılığıyla popüler bir üs haline getirmek için yatırımlar yaptı” değerlendirmesinde bulundu.Seçmenin iradesine saygı Yakın Tarih uzmanı Prof. Dr. Abdulvahid el-Makni ise Independent Arabia’ya, halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiğini belirterek, Tunus’un bu demokratik yolda dünyaya bir ders verdiğini vurguladı. Makni, bu sonuçların, seçmenlerin “iyi yaşam taleplerine cevap verememeleri dolayısıyla partilere yönelttikleri suçlamaları” yansıttığını söyledi. Tunuslu seçmenlerin, siyasi elitlerden değişim istediğini belirten Abdul Vahid el-Makni, ancak taleplerine yanıt alamadıklarına ve bu elitleri oylarıyla cezalandırdıklarına dikkati çekerek, “Bu durum, dünyadaki demokrasilerde normal bir durum” şeklinde konuştu. Makni, Nebil el-Karvi’nin bir televizyon kanalı sahibi olduğunu, seçmenlerin toplumsal koşullarından yararlandığını ve siyasi olarak bu yönde yatırım yaptığını belirterek, devrimden bu yana anayasal hukuk profesörü olan Sayed’in de bir tür siyasi temizlik olarak görülen yeni bir söylemle aday olduğunu ifade etti. Önemli olarak nitelediği bir soruyu da gündeme getiren Makni, “Kays Sayed, bu yarışta tek başına mı ve başka unsurlar tarafından desteklenmiyor mu?” ifadelerini kullandı. Abdul Vahid el-Makni ayrıca, Karvi cezaevinde olmaya devam ettiği sürece Tunus’un ciddi bir siyasi bir çıkmazın eşiğinde olacağını ifade etti.Eski sistemi reddeden toplumsal akım Siyasi analist Muhammed Salih el-Ubeydi de Makni ile benzer bir değerlendirmede bulunarak, oylamanın ceza verme amacı taşıdığını ifade etti. Ubeydi’ye göre Sayed, siyasi eylem bağlamı dışında isim ve doğrudan siyasi rekabette yer almaması dolayısıyla siyasi açıdan oldukça temiz biri. Karvi’nin yükselişini, yaşadığı mağduriyete ve kampanya ekibinin pazarlama bilgisine bağlayan Ubeydi, seçim kampanyasının 2 yıl önce başladığını ve rakiplerinin önünde olduğunu ifade etti. Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu’nun (BYSK) nihai sonuçları onaylaması halinde bu ön sonuçlar, Tunus sokaklarında sarsıntıya yol açacak. Bu çerçevede bazı gözlemciler, durumu “deprem” olarak nitelerken, farklı bir siyasi sahnenin oluşmaya başladığına dikkati çekiyor. Gözlemcilere göre politikacılar, genel olarak seçmen ve kurallarla ilgili çalışma stratejilerini değiştirmeye yönlendirebilir. Aynı şekilde bu ön sonuçlar, Tunus’ta siyasi bir virajı temsil ediyor. Mevcut siyasi ve anayasal durumun karışıklığı göz önüne alındığında, bir sonraki aşamada ülke için zor bir dönemin de habercisi olabilir.
مشاركة :